04 Ocak 2017 00:46

'Çözüm OHAL değil, demokrasi'

Prof. Dr. Binnaz Toprak ve EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, OHAL'i Evrensel'e değerlendirdi.

Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

Hükümetin OHAL’i uzatmasına ve yeni  kanun hükmünde kararnameler (KHK) çıkartacağı yönündeki kararına tepki geldi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Eski Yargıcı Rıza Türmen’in, “Demokratik Güç Birliği” çağrısı üzerine bir araya gelen çok sayıda ismin oluşturduğu Demokrasi İçin Birlik meclisinden (DİB) CHP Eski Milletvekili Prof. Dr. Binnaz Toprak, OHAL’e rağmen yaşanan saldırıları hatırlatarak, sorunların OHAL ile değil, demokrasiyle çözebileceğine vurgu yaptı.

Binnaz Toprak, OHAL’in uzatılması ve yeni KHK’lerle ilgili gazetemize değerlendirmede bulundu. Toprak şunları söyledi: “Bugüne kadar OHAL’e rağmen terörizm devam ediyor. Ve KHK ile Meclis tamamen devre dışı bırakmış durumda neredeyse. Bu mesele OHAL ile çözümlenmiyor. Gerçekten Türkiye’nin demokrasiye ve birlik ve beraberliğe ihtiyacı var. Birlik ve beraberlik mesajı veriyorlar ama birlik ve beraberlik için adım atılmıyor. Şu sıra başkanlık rejiminde ısrar etmenin bir anlamını görmüyorum. Çünkü, Türkiye’yi daha fazla bölecek. Bunun propagandası sırasında çok daha fazla bölecek bir mesele.”

Yapılması gerekenlere dair de Toprak, “Partilerin bir araya gelip, Türkiye’yi bu durumdan çıkarmak için ne yapmaları gerektiğine kafa kafaya verip karar vermeleri. Belki de büyük bir koalisyon lazım. Keşke, bir çok ülkede, özellikle 2. Dünya Savaşı sonrasında mesela Almanya’da Sosyal Demokratlar ile Hıristiyan Demokratlar büyük koalisyonundan sonra ancak sorunlarını çözebildiler. Bugün Türkiye’de gerçekten böyle büyük bir birlik ve beraberlik ruhu lazım. Bunun için ne yapmak gerekiyorsa, onun yapılması lazım” değerlendirmesinde bulundu.

‘YANGINDAN MAL KAÇIRIR GİBİ’

Türkiye’de bunun tam tersinin yapıldığını dile getiren Binnaz Toprak şunları söyledi: “İşte tartışılmadan, yeni anayasa meselesi, yangından mal kaçırır gibi, Meclis Komisyonundan kaçırılıyor. Konsensüse, görüş birliğine hiç bakmadan, kaç kişi parmağını kaldırmışa göre oylanacak. Onun propagandası sırasında Türkiye iyice birbirine girecek, iyice kutuplaşacak,  O kutuplaşma hiçbir şeye yaramıyor. Bir yanda terör var bir yanda ekonomi kötüye gidiyor. Baksanıza elektrik kesintileri vesaire.. Yani insanlar her açıdan bombardıman altında. Moraller bozuk. Gençler bu ülkeden kaçmanın yollarını arıyorlar. Ciddi bir beyin göçü olacak.”

Toprak, yapılması gerekenin OHAL’i uzatmak olmadığına vurgu yaparak, sözlerini şöyle sürdürdü: “OHAL’e rağmen bütün bunlar oluyor. Demek ki OHAL bir şeye yaramıyor. Yani daha fazla demokrasi ile güvenlik önlemlerine de ağırlık vererek, bu mevcut yasalarla da yapılabilir. Terörü kovalamak için OHAL ve KHK’lere ihtiyacımız yok. Mevcut yasalarla terörü takip edersiniz. Kontrol altına alırsınız.”

OHAL SON BULSUN

DİB olarak OHAL’in ve KHK’lerin son bulmasını istediklerini anlatan Toprak, “Muhalefetin bir araya gelmesi lazım. Ortada gözükmüyor. Partilerden bahsediyorum. Partiler yerine, sivil toplum kuruluşları, çeşitli platformlar, özgürlükçü ve demokrat odalar, sendikalar vesaire bunlar bir araya geliyorlar. Ne yapabilirize dair kafa yormaya çalışıyorlar. Birleşik bir hareket oluşturmaya çalışıyorlar. Bunları önemsiyorum tabii, demokrat kamuoyunun birleşik hareketini. İnşallah bir yere varır.”

'OHAL BAŞKANLIĞA GİDEN YOL İÇİN'

Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan: Hükümet, OHAL’i uzatma gerekçesi olarak yine “terörle mücadele” ve güvenlik sorununu gösteriyor. Ancak OHAL’in gerçek amacını Numan Kurtulmuş açıkça ifade etti: “ …Normal zamanda yapamayacağımız bize güç veren bir mekanizma oldu.”

Evet normal zamanda bunca hukuksuzluk yapılamazdı ve OHAL hukuksuzluklara dayanak yapıldı. Peki “terörle mücadele” ve güvenlikte durum ne? OHAL ilan edildiği günden bugüne 15 bombalı saldırı, 1 siyasi suikast ve son olarak Reina Katliamı. Güvenlik duvarının en kalın (!) olduğu Ankara dahil İstanbul, Gaziantep gibi kentlerde kilolarca bomba yüklü araçların şehirlerarası ve şehir içinde kilometrelerce dolaşabildiği, Reina’da, katilin dakikalarca insanları taradıktan sonra elini kolunu sallayarak uzaklaşabildiği bir güvenlik.
Kısaca OHAL ne “terörle mücadele” için ne de güvenlik için ilan edildi. Öyle bir niyet olsaydı uygulanan politikaların farklı olması gerekirdi. Uygulama sonuçları da göstermiştir ki; yoksulluğun üzerini örtmek, hukuksuzluklara, baskılara, özgürlüklerin kısıtlanmasına dayanak yapmak, muhalefeti susturmak, başlayacak olan toplusözleşmelerde olası işçi direnişlerini engellemek, grevleri yasaklamak, başkanlık rejimine giden yolu temizlemek üzere OHAL’de ısrar ediliyor.

Önümüzdeki dönem başkanlık rejiminin bir aşaması olarak yapılacak referandumda “hayır”ın örgütlenmesi ve siyasal gericiliğin durdurulması mücadelesiyle birleştirilecek bir OHAL karşıtı çalışma emek, barış ve demokrasi güçlerinin önünde acil görev olarak durmaktadır. Bu konuda hepimize büyük sorumluluk düşmektedir.

ÖNCEKİ HABER

Baştemsilci seçildi ama işten atıldı

SONRAKİ HABER

Valls Türkiye'nin AB üyeliğine karşı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...