04 Haziran 2012 09:50

68 Kuşağı yeniden yargılanıyor!

Memleketim kahin dolu maşallah,  medyumların ekranda birbirlerini yumrukladığı günlerden kurtulduk derken bu aralar yeni medyumlar türedi. Kimi bilirkişi, kimi profesör, köşe yazarı oldu.Şimdi buda nerden çıktı demeyin, bir iki örnekle açıklayayım; 2012 şubat ayında açıklanan kararda 29 yaşında işkencede öldür&uu

68 Kuşağı yeniden yargılanıyor!
Paylaş
Haluk Günebakan

Memleketim kahin dolu maşallah,  medyumların ekranda birbirlerini yumrukladığı günlerden kurtulduk derken bu aralar yeni medyumlar türedi. Kimi bilirkişi, kimi profesör, köşe yazarı oldu.
Şimdi buda nerden çıktı demeyin, bir iki örnekle açıklayayım; 2012 şubat ayında açıklanan kararda 29 yaşında işkencede öldürülen Engin Çeber’ in işkenceye maruz kalmaması durumunda 60 yaşına kadar yaşayacağını bilen kahin bilirkişiyi hatırlayalım.
Daha sonra da Deniz Gezmiş ve arkadaşları yaşasaydı Anavatan Partisi’nde siyaset yapacağını bilen bir başka bilim adamı köşe yazarı kahinimiz, Zaman gazetesi yazarı sayın Atilla Yaylayı. Neyse olayı kişiselleştirmeyelim ve hayata farklı bir ideoloji ile bakalım.
Eee kendi mantığında haksızda sayılmaz bilim adamı. Olaylara  bilimsel ve gerçekçi yaklaşsa, doğru cezaevi yolcusu oluyor sonra bunun işkencesi falan var. İşkencede öldüğü tespit edilebilirse biçilen ömürde kısa. Hal böyleyken ne yapmalı? Kendini bilimsellikten sıyırıp ben Denizlerin yerinde olsaydım diye bir metot bularak olayları analiz ediyor, idam sehpasına giderken pişmanım diyip kurtulmak varken ne diye  “yaşasın tam bağımsız Türkiye diyeyim” diye düşünen ideoloji sahibi olursan, paçayı yırtar darbenin ürünü Özal’ın partisinde siyaset de yaparsın hatta fırsat bulunca öldürenleri değil de ölenleri  defalarca yargılarsın.
İdeolojik gelişimini tamamlamayanlar için normaldir siyasette gömlek değiştirmek,  paranın büyüsüne kapılıp gömleksiz dolaşmakta normaldir. İşine geldiğinde Erdal Eren’i kullanmak, Deniz Gezmiş’leri kullanmak, Nazım’ları kullanmak referans göstermek, işine geldiğinde Alpaslan Türkeş’in 9 ışığına referans vermek omurgasız siyasetin temelidir zaten, liberalizm de diyenler var buna ama yarın ne derler bilinmez, bunlar her dönemin adamlarıdır ve siyasetlerinin temeli budur.
1971 yılında yapılan banka soygununu hatırlarlar, bu soygundan kimsenin zengin olmadığını hatırlamazlar.
Faizin haram olduğunu hatırlarlar, faizsiz mevduat toplayan bankaların batık kardeşim al sana tencere, tava, devremülk diyerek bir sürü insanin emeklerini hiç ettiklerini,  sonra yine palazlandıklarını (banka soygunu) hatırlamaz, söylemezler.
Kul hakkının haram olduğunu bilirler de cami önlerinde vicdansızca insanların dini duygularını kullanarak  hayali şirketler satan, yardım kuruluşu adı altında paralar toplayıp kayıp trilyonlarla karışanları deniz feneriyle aydınlatsan görmezler, bilmezler.
60’lı yıllardaki öğrencilerin kitlesel eylemlerini bilirler de baskı ve şiddetle bu kadar insanın bir araya toplanmayacağını baskı ve şiddetle  toplansa toplansa Metrislere, Mamaklara, Diyarbakır cezaevlerine toplanacağını bilmezler bilmesine de işlerine gelince de ah şu cezaevi duvarlarının dili olsa da  konuşsa diyerek oy devşirmeye çalışmayı bilirler.
Kara propaganda için 60’larda eğitimin engellendiğini söylemeyi bilirlerde parasız eğitim dedikleri için, puşi taktıkları için, siyasi görüş savundukları için ileri demokrasi uygulanan bir ülkede eğitimi engellenen gençleri göremez, söyleyemezler.
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının başarılı olsalardı despot olacaklarını medyum gibi tespit ederlerde şu anda muhalif olanın KCK, Ergenekon, Balyoz (hepsini yazamayacağım) ıvır zıvırcı denilerek yıllarca ceza evlerinde tutuklu  bulunduğunu  göremezler.
Gemisini yürütenin katan olduğunu çok iyi bilirlerde yürütemeyene ne olacak onu bilmezler,
Kimilerinin çocukları Amerikalarda okurken,  kimilerinin çocuklarının parasızlıktan okuyamadığını, kimilerinin oğlunun 18 yaşına gelmeden şirketler sahibi olduğunu kimilerinin çocuklarının karnını doyurmak için şantiye çadırlarında yanarak öldüğünü, kiminin çocuklarının gemicikler alırken kimilerinin çocuklarının ayakkabı alamadığını görmezler bilmezlerde 1960’ları 1977’leri bildiklerini sanırlar.
Bizimkisi ölü seviciliği değil hiçbir devrim şehidinin türbesi yoktur memleketimde hepside anılır ama servetleriyle yolsuzlukları ile değil halkının sömürüsüne, özgürlüklerinin kısıtlanmasına, inkara karşı verdikleri mücadele ve yol göstericilikleriyle.
 

ÖNCEKİ HABER

Açık, kesin ve net tavır!

SONRAKİ HABER

Gençliğe TÜİK ‘hediye’si

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa