26 Aralık 2016 08:55

Soma patronu: Yangın riskini biliyorduk, işletilemez demedik

Soma'daki madenci katliamı davasında ifade veren patron Alp Gürkan, bilirkişi raporlarının kurgu olduğunu ve sanıkların kusuru olmadığını öne sürdü.

Paylaş

Fırat TURGUT
Vedat YALVAÇ
İstanbul

301 madencinin can verdiği katliamla ilgili Soma Holding patronu Alp Gürkan dün İstanbul’da ifade verdi. Ocaktaki önlenemeyen yangınlardan dolay taahhüt edilen üretimin yapılamayacağı yönünde yapılan uyarıya rağmen niçin madeni devralındığı sorulan Gürkan “Soma’daki bütün ocaklar yangına müsaittir. Biz bunu biliyorduk. Yangından dolayı işletilemez demedik” yanıtını verdi. Suçunu kabul etmeyen Gürkan’a tepki gösteren madenci yakınları “301 kişinin katilisin, tarihe geçtin” dedi. Gazetemize konuşan aileler ve avukatları 23 Ocak 2017’de Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 09.30’da görülecek davaya destek çağrısında bulundu. 

SOMA’DAN ŞİRVAN’A KATLEDENLER AYNI

İstanbul  Adalet Sarayı 18. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, Somalı ailelerin yanı sıra Sosyal Haklar Derneği, DİSK ve bağlı sendikaların yöneticileri katıldı. Duruşma öncesi adliye önünde toplanan aileler “Soma’dan Şirvan’a katledenler aynı”, “Soma’nın kömürü katilleri yakacak” sloganlarını attı. Aileler adına katliamda can veren Uğur Çolak’ın annesi Gülsüm Çolak açıklama yaptı. Soma maden katliamını unutturmamak ve adalet için bir araya geldiklerini söyleyen Çolak, katliamının sorumlusu Alp Gürkan’ın gerekli cezayı almasını istedi. Hukuk mücadelesinin sonlarına yaklaşıldığına vurgu yapan Çolak, “Umutlu olmak istiyoruz” dedi. “Soma davası aslında  Türkiye davasıdır” diyen Çolak şöyle konuştu: “Çünkü bu sosyal cinayet düzeninde tüm yurttaşlar aynı veya benzer tehlike ve risklerle karşı karşıyadır. Daha dün Milli Eğitim Bakanlığı görevini yapmadığı için kaçak cemaat yurdunda Aladağ’da yanarak ölen kızlarımızın, katillerinin dört yıl önce Esenyurt’ta kaldıkları çadırda ısınmak için yaktıkları ısıtıcıdan sıçrayan ateşle yanarak ölen emekçilerin katillerinden pek farkı yoktur. Aynı şekilde Siirt Şirvan’da işveren uyarıldığı halde göz göre göre bir iş cinayetinin kurbanı olan emekçiler ile metropollerde patlayan bombaların katlettiği yurttaşlar iki zıt kutubu temsil etmez.”  

301 KİŞİNİN KATİLİSİN

Açıklamaların ardından aileler avukatları ile birlikte adliyeye geçti. Alp Gürkan “Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum” diyerek savunmasını yazılı olarak verdi. Madenci avukatları buna tepki göstererek sanıktan savunmasını özetlemesini istedi. Bunun üzerine sanık avukatları Gürkan’ın yaşı nedeniyle duruşmalardan veraste tutulmasını söyledi. Bu sırada aileler, “Yandılar bizimkiler, adam davaya gelmeyecekmiş”, “301 kişinin katilisin, tarihe geçtin” diye tepki gösterdi.

Savunmasını özetleyen Alp Gürkan, “Aralık 2013’te yaşım nedeniyle yönetim kurulu başkanlığından istifa ettim. Oğlumu getirttim. Oğlumun madencilik hakkında bilgisi olmadığı için Ramazan Doğru’yu yönetime aldım. Ben şirketin başındayken tüm kurallar eksiksiz yerine getirildi. Benden sonra gelişmeleri bilmesem dahi mevzuata aykırı davranıldığını düşünmüyorum” dedi. Katliamdan sonra tekrar yönetim kurulu başkanlığını aldığını belirten Gürkan, bilirkişi raporlarının da kurgu olduğunu iddia etti.

YANGINA MÜSAİTTİR

Daha sonra madenci avukatları sanığa soru sormak istedi. Sanık avukatları buna itiraz etti. Mahkeme heyeti ise avukatların bu itirazını reddetti.

Gürkan’a ilk olarak Park Teknik AŞ’den Soma’daki madenleri devir izninde ocaktaki önlenemeyen yangınlardan dolay taahhüt edilen üretimin yapılamayacağı yönünde yapılan uyarıya rağmen niçin devralındığı soruldu. Gürkan “Maden işletmeciliğinde esas olan bunları bilerek gerekli önlemleri almaktır. Soma’daki bütün ocaklar yangına müsaittir. Biz bunu biliyorduk. Yangından dolayı işletilemez demedik. İşletmeyi tamamen yeniledik” dedi. Diğer sanıkların sorumluluğuna yönelik soruya ise “Hiçbir sanığın kusurlu olduğunu düşünmüyorum” yanıtını verirken, kamu yöneticilerinin sorumluluğuna ilişkin soru ise heyet tarafından reddedildi.

Avukatlar mahkeme heyetinin, soru sorma hakkını engellediğini belirterek duruma tepki gösterdi. Alp Gürkan ise hiçbir soruya cevap vermeyeceğini söyledi. 

Mahkeme heyeti duruşma dosyasının Akhisara gönderilmesine karar verdi. Davanın, 301 madencinin ölümüyle ilgili görülen ana davayla birleştirilmesi öngörülüyor.

OLASI KASTLA YARGILANMASINI BEKLİYORUZ

Avukat Sercan Aran: Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin bu kişilerin Alp Gürkan da dahil olmak üzere talimatla ifadesinin alınmasına karar vermişti. Haluk Evinç ve Murat Bodur’un Soma’da İzmir’de de Hayri Kebapçıların talimat duruşması yapıldı. Burada da Alp Gürkan ve Mustafa Yiğit’in talimat duruşmasının ardından bu ifadeler ve bu ek davalar ile ana davaların birleştirilmesini bekliyoruz. Birleşmenin ardından mahkeme hem bize hem de sanık avukatlarına süre verecektir esasa ilişkin beyanda bulunmak üzere. Bu beyanların ardından muhtemeldir ki şubat mart ayı gibi dosyanın yekün olarak karara çıkmasını bekliyoruz. En başından beri söylediğimiz madendeki sorunlar ve buna karşı hiçbir önlem alınmaması dolayısıyla bu insanların olası kasıtla insan öldürme suçundan ceza almaları gerektiğini savunuyoruz. Bu çizgimizi devam ettiriyoruz. Bilirkişi raporu hem savcılık aşamasında alınan bilirkişi raporu hem de mahkeme aşamasında alınan bilirkişi raporu ve ek rapor sanıkların bu yönden sorumluluklarını  açık ve net bir şekilde ortaya koymaktadır. Biz sanıkların büyük bir bölümünün olası kasıtla adam öldürmekten cezalandırılacağını düşünüyoruz. 

Soma davasında sona yaklaşıyoruz. Soma katliamı olduğunda sol, sosyalist örgütler, sivil toplum örgütleri, sendikalar Soma’dan desteğini esirgememişlerdi. Şimdi yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Artık tekrar davamıza dört elle sarılmamız gerekiyor. Herkesi bundan sonraki Soma duruşmalarını takip etmeye çağırıyoruz. Bir sonraki Soma duruşması da 23 Ocak 2017 günü saat 09.30’da Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Herkesi bekliyoruz.

HALEN AİLELERE BASKI YAPIYORLAR

Oğlu Sadret ve Damadı Bilal Malkoç’u kaybeden Aladdin Ulugöl: Biz sonuna kadar tüm sorumlulardan davacıyız. Taner Yıldız’ın ve müfettişlerin de tutuklanmasını istiyoruz. 301 sene ceza verilmesi gerekiyor bunlara. Halen daha bizim ailelere baskı yapıyorlar mahkemeye gelmesinler diye. Şahitlere de ‘Sizi işten çıkarırız, şöyle yaparız, böyle yaparız’ diyerek tehdit ediyorlar. Bu yüzden şahitlik yapamıyorlar. Bunların da yeniden ifadelerinin alınmasını istiyoruz. 

DAVANIN İLERLEMESİNDE EN BÜYÜK ENGEL DEVLET

Eşi Mustafa Kaya’yı kaybeden Naciye Kaya: Dünyanın öbür ucuna da gitse bu mahkeme biz oraya kadar gideriz. Bu davada ölmek var dönmek yok. Bugün de Alp Gürkan’ın duruşmasına geldik. Onun diyeceklerine bakacağız. Nasıl savunacak kendisini ona bakacağız. Ona söyleyecek tek bir şeyim var. Japonya’da 18 işçi ölmüştü. İşyerinin sahibi intihar etmişti diyeceğim. Sen de hiç gurur şeref yok mu? Yüzün bile kızarmıyor diyeceğim. Yani biz davamızın peşindeyiz. Adalet yerini bulsun istiyoruz. Türkiye de adalet yok ama adalet aramaya devam edeceğiz. Bazıları bize ölen öldü diyor. Ne yapalım ölen öldüyse. Oturup bir şey yapmayalım mı? 

Davanın ilerlemesinde en büyük engel devlet, baştakiler. Onlar ne diyorsa o oluyor bundan sonra. Çünkü birbirine yakın insanlar. Her zaman zenginin borusu öter derler ya şuanda da öyle oluyor. Olan garibana oluyor. 3 yıl boyunca hep acı yaşadık. Zaten sürekli dava peşindeyiz. Bir sosyal hayatımız kalmadı. Biz çocuklarımızın artık hem annesi hem babasıyız. Bir şey olunca çocukları da evde bırakıp gidiyoruz. Dün oğlumun doğum günüydü. Onu orada bırakıp geldim. Bunu para hırsı, kâr hırsı bizi buna mahkum etti. Bir kızım bir oğlum var. Oğlumun dün doğum günüydü bırakıp geldim mecburen. Kızım en azından kendini ifade edebiliyor. Ama oğlumun yanında halen babasının konusu geçmiyor. Ağzından baba kelimesi geçmiyor. 2 ay kimseyle konuşmadı babasının öldüğünü duyduğu zaman. Kızım yine konuşuyor. Dile getiriyor. Şiir yazıyor. Bir şekilde bir şeyler yapıyor. Yazarak anlatıyor. 

BİZİ ORADAN ORAYA SÜRÜKLÜYORLAR

Eşi Muhammet Girgin’i kaybeden Derya Girgin: Buraya davamız için geldik. Bizi oradan oraya sürüklemekten başka bir şeyi yok duruşmaların. Devlet bir çözüm bulmalı. Hızlandırmalı bu davayı. 6 tane rapor çıktı halen kabul etmiyorlar. Eşlerimizin otopsi raporlarını kabul etmiyorlar. Benim eşim öldüğünde 8 aylık hamileydim. Ben çocuğumu kayınpederime bırakarak davalara gidiyorum. 12 saattir ayaktayız. Ben daha 28 yaşındayım yere oturuyorum. Buraya gelen bu yaşlı insanlar ne yapsın. Katil o değil bu değil. Kim o zaman? İlla bir ihlal var ki 301 kişi ölecek kadar büyük bir facia yaşanıyor. Ölene mi yanarsın geride kalana mı? Kadın olup yaşamaya mı? Benim eşim öleli daha çıkıp çarşıda keyifle bir bardak çay içemedim laf olur diye. Bizim yaşadığımız sıkıntılar çok. En azından bizi böyle sürüklemesinler oradan oraya. Devlet sahip çıksın ölenlerine. Biz onu bekliyoruz.  Biz hepsinden şikayetçi olduk. Siyasi yetkililer de yargılansın. Enerji Bakanı da yargılansın. TTK da yargılansın. Kimin suçu varsa hepsi yargılansın. 

GÖZLER KARAR DURUŞMASINDA

Duruşma sonrası adliye binası önünde açıklama yapıldı. Açıklamada konuşan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, her zaman yaşamını yitiren 301 madencinin ailelerinin yanlarında olduklarını belirterek, “Duruşmaların takipçisi olacağız. Davadan ders niteliğinde bir karar çıkmasını bekliyoruz” dedi.

Davanın avukatlarından Denizer Şahin de Alp Gürkan’ın yargılanmasının bir mücadelenin sonucu olduğuna dikkat çekerek, “Artık karar duruşmasına bakacağız. Sorumluların ceza alması için elimizden gelen her şeyi yapacağız” diye konuştu.
Manisa Barosu Genel Sekreteri Avukat Seçil Ege Değerli de Manisa Barosu olarak davanın takipçisi olacaklarını belirtti.

{{301320}}
 

ÖNCEKİ HABER

Ayda 7 saat 16 dakika telefonla görüşüyoruz 

SONRAKİ HABER

Muş'ta okullara kar tatili

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...