26 Aralık 2016 00:50

Yılın 7 ayı borçla geçiyor, emeklilik ise hayal

Yılın sadece 5 ayı çalışabilen ÇAYKUR'un mevsimlik işçileri, kadroya alınmak istiyor.

Paylaş

Fırat TURGUT
İstanbul

ÇAYKUR’da mevsimlik olarak çalışan işçiler, yılın sadece 5 ayı çalışabiliyor. İşçiler kalan 7 ayda ise iş bulamıyor. Ekonomik sıkıntı yaşadıklarını, 7 ayı borçla geçirdiklerini, emeklilik hayallerinin de ortadan kalktığını belirten mevsimlik işçiler, kadroya alınmak istiyor.

Rize, Artvin, Trabzon ve Giresun yöresinde ÇAYKUR’da çalışan 11 bin 500 işçinin 9 bini mevsimlik işçi olarak çalışıyor. Bu işçilerden biri olan Ömer Yağcı, 1998’den bu yana mevsimlik işçi olarak çalıştığını söylüyor. Senede 4,5-5 ay çalıştığını dile getiren Yağcı, “Diğer aylarda da babamızın birikimleriyle idare ediyoruz. 45 yaşındaki biri için, babasının birikimiyle geçinmek oldukça zor. Ekonomik zorluklarımız var. Bu aileyi de etkiliyor” dedi. Sezon bittikten sonra dışarıda da iş bulamadıklarını ifade eden Yağcı, “İŞKUR’a başvurduğumuzda ‘İş akdiniz askıda’ deyip iş vermiyorlar. Özele başvurduğumuzda bile bize iş verilmiyor. ‘Sen Mayısta bizi bırakacaksın’ diyorlar. Çalışmayalım demiyoruz. Çalışmak istiyoruz. Biz iş verilsin istiyoruz. Biz sürekli iş ve emeğimizin karşılığını almak istiyoruz” diye konuştu.

‘İŞSİZLİK FONUNDAN DA YARARLANAMIYORUZ’

İrfan Kısır da 1992’den bu yana mevsimlik işçi olarak çalışıyor. “Mayıs ayında başlar, 10. ayın sonunda biter işimiz” diyen Kısır şöyle devam ediyor: “10. aydan sonra da işten çıktığım zaman iş bulamıyorum. Özel sektör de ‘Ben seni alırım eğitirim, yazın beni bırakıp gidersin, ben tekrar eleman eğitmek zorunda kalırım’ diyerek iş vermiyor.”

Kısır, mevsimlik işçilerin işsizlik fonundan da yararlanamadığını söylüyor. Çalışmadıkları süre içerisinde kimi işçilerin krediyle geçindiğini belirten Kısır, “Çoğu arkadaşımız köyde kalıyor. Merkeze inemiyorsun, evden çıkamıyorsun. Ortalama 7 aylık süreyi borçla geçiriyoruz” diyor.

“Çalışma süremizin uzatılmasını istiyoruz” diyen Kısır, şöyle devam ediyor: “En başta kadro hakkımızı istiyoruz. Bunun için DİSK/Gıda-İş imza kampanyası da başlattı. Bölge halkından da yoğun ilgi gördü ama ÇAYKUR’da örgütlü olan Öz Gıda-İş, kendi üyelerini imza vermeye göndermiyor. İşçilere baskı yapıyor. İşçiler, ‘İmza atmak istiyoruz ama başımıza ne gelecek bilmediğimiz için imza atamıyoruz’ diyor.”

‘İŞÇİ EŞİNİN ÇOCUĞUNUN YÜZÜNE BAKAMIYOR’

Gülseren Yalçın ise ÇAYKUR’daki kadrolu işçilerden. 12 sene mevsimlik olarak çalıştıktan sonra 2006 yılında alınmış kadroya. “Ben kadroluyum ama arkadaşlarımın o şekilde çalışmasından rahatsızlık duyuyorum” diyor. Yalçın mevsimlik olarak çalışmanın sıkıntılarını şu şekilde anlatıyor: “Valla evde sizden başka çalışan yoksa kalan 8 ay durumunuz çok vahim. Allah’tan buralar küçük kasabalar. Bakkallar marketler sizi tanıdığı için yardımcı oluyorlar. Mesela bir yerde iş bulma şansınız varsa iyi kötü çalışıyorsunuzdur. Bulamadığınız zaman bir dahaki kampanya dönemine kadar birikiyor. Adam 4-5 ay çalışıyor, sonra eşinin yüzüne, çoluk çocuğunun yüzüne bakamıyor. Çünkü geçinme imkanı yok. İşçilerin emekli olma şansı da yok. İşçilerin kadroya alınmasını istiyoruz. ÇAYKUR da bunu karşılayabilecek düzeyde.”

İŞKUR’a başvurduğumuzda ‘İş akdiniz askıda’ deyip iş vermiyorlar. Özele başvurduğumuzda bile bize iş verilmiyor. ‘Sen Mayısta bizi bırakacaksın’ diyorlar. Çalışmayalım demiyoruz. Çalışmak istiyoruz. Biz iş verilsin istiyoruz. Biz sürekli iş ve emeğimizin karşılığını almak istiyoruz.

DİSK/GIDA-İŞ BAŞKANI ASLAN: İŞÇİLER KAYITSIZ ŞARTSIZ KADROYA ALINMALI

ÇAYKUR’un 50 yıllık bir tarihi olduğuna dikkat çeken DİSK/Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan, “50 yıllık tarihinde 55 bin işçinin çalıştığı süreçten, kadrolu işçi sayısının 1500’e düştüğü bir sürece geldik. Ve toplam 10 bin civarındaki işçinin de 8 bin 500’ü mevsimlik olarak çalışıyor” dedi. Fabrikalarda ciddi bir kadro sorunu yaşandığını ifade eden Aslan, şöyle devam etti: “Kadrolu işçiler yılın 12 ayı çeşitli fabrikalara gönderiliyor. Fabrikalardaki mekanikten tutun arıza bakımına kadar birçok meseleye çözüm üretmeye çalışıyorlar. Yani boşalan kadroların yerine yeni kadro alınmış değil. Sürekli dışarıdan mevsimlik işçilerle, taşeronla bu sorunları çözmeye çalışıyorlar. Bu aynı zamanda iş güvenliğini tehlikeye sokuyor.” Mevsimlik çalışan işçilerin bugüne kadar kadro verilecek sözüyle bekletildiğini dile getiren Aslan “Mevsimlik işçiler 90 gün 120 gün en fazla 179 gün bu statüyle çalıştırılıyor. Bu arkadaşlarımız normal çalıştıkları süre boyunca normal kadrolu işçi gibi çalışıyor. İşsizlik fonu için ücretlerinden kesinti de yapılıyor. SSK primleri de ödeniyor. Ama işçi işten ayrıldıktan sonra bu arkadaşlarımız devletin bünyesinde hâlâ işçi olarak gözüktüğü için işsiz sayılmıyorlar. Hem işsiz sayılmadıkları için işsizlik fonundan para almıyorlar hem İŞKUR’a başvurduklarında yeni bir iş bulma imkanı da olmuyor. Bu büyük bir problem, büyük bir çelişki. Biz bu işçilerin şartsız bir şekilde kadroya alınmasını talep ediyoruz” diye konuştu.

‘İŞÇİLER ARASINDA AYRIM YARATILIYOR’

ÇAYKUR’daki uygulamanın, Tarım Bakanlığının uygulamasının ve Çalışma Bakanlığının çıkardığı yasaların, işçilerin kadroya alınmasının önünü kesmekle beraber, mevsimlik çalışan işçiler arasında da bir ayrım yarattığını da belirten Aslan, “Mesela bir sendikanın üyeleri daha fazla çalıştırılıyor. Öbür sendikalara üye olanlar daha az çalıştırılıyor. Ya da siyasi düşüncesinden dolayı az-çok çalıştırılan işçiler var. Burada çok ciddi keyfi bir uygulama var. Bütün bunların ortadan kalkmasının koşulu bu işçilerin kadroya alınmasıdır” dedi.

‘SENDİKALAR İŞ BİRLİĞİ YAPABİLMELİ’

ÇAYKUR’daki yetkili sendika Hak-İş’e bağlı Öz Gıda-İş’in yetki almadan önce bütün mevsimlik işçilere, “Sendikamıza geçerseniz sizi kadroya aldıracağız” diyerek işçilerin duygusunu sömürdüğünü ifade eden Aslan, şunları söyledi: “Şimdi ise yasanın değişmesi lazım diyorlar. İşçiyi sürece katmadan diplomatik ilişkilerle bu sorunu çözme girişimleri var ama bu sorunun bu şekilde çözülmesi mümkün değil. İkincisi, ÇAYKUR ayrı bir sözleşme yaptığı için sendika toplu iş sözleşmesine bu işçilerin sürekli çalıştırılması yönünde bir madde de koyabilir. Bunu da yapmıyor. Biz burada hiçbir sendika ayrımı yapmadan bir kampanya başlattık. Bu kampanyamızı 3-4 ay sürdüreceğiz. Biz bu imza kampanyasını başlattığımız zaman da ilan ettik. Bizim hiçbir sendikaya karşı önyargımız yok. İşçilerin sorunun çözülmesi için sendikalar iş birliği de yapabilmeli. Biz bu işi birlikte yapma çağrısı yaptık. Ne yazık ki Öz Gıda-İş Sendikası bırakın katkıda bulunmayı, kadrolu işçilere baskı oluşturarak, tehdit ederek, imza veren olursa işten atılmak da dahil olmak üzere ciddi tehditler etmeye başladılar. Temsilci arkadaşları temsilcilikten alacaklarını söylediler. Mevsimlik işçileri de sizi az çalıştırırız diye tehdit ettiler. Bu, bir sendikal anlayışa yakışmayacak tutum ve tavırlar. Umuyoruz ki bu tutumlarını değiştirirler. Biz yine mevsimlik işçilerin kadroya alınmasıyla ilgili Tek Gıda-İş’le de Öz Gıda-İş’le de ortak çalışmaya hazırız. Mesele işçi sınıfının çıkarı ve işçilerin talepleriyle gerisi teferruattır.”

ÖNCEKİ HABER

Su kuyusuna düşen kedi, köpeğin uyarısıyla kurtarıldı

SONRAKİ HABER

Fabrikalarda kutuplaşmalar her geçen gün artıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...