24 Aralık 2016 00:35

Haribo işçileri yoğun çalışmaya tepkili

Haribo jöleli şeker üretiminde çalışan işçiler ağır çalışma koşullarına karşı ses çıkarmayan Tek Gıda-İş'e tepkililer.

Paylaş

Vedat YALVAÇ
İstanbul

Birçok kişinin çocuklarını sevindirmek için aldığı Haribo jöleli şeker üretiminde çalışan işçilerin, ağır çalışmaktan dolayı eve gittiklerinde çocuklarına ilgi gösterecek enerjileri kalmıyor. “Reklamlarında tadını çıkar diyorlar bizim ise fabrikada canımızı çıkarıyorlar”  diyen işçiler, fabrika yönetimine ve bu sorunun çözülmesi için henüz adım atmayan Tek Gıda-İş’e tepkili. 

400 civarı işçinin çalıştığı fabrika da işçiler 8 saat çalışıyor. Ancak işçiler bu 8 saatte kendilerinden 12 saatlik bir verim elde ettiklerini belirtiyor. “Çok stresli bir fabrika” diyen işçiler, şöyle devam etti: “Yoğun bir baskı var. Vardiya amiri her gün operatörleri dolaşıyor. Verdiği tonajı tutturman lazım. Yoksa neden tutturamadın diye baskı kuruluyor. Bağırma çağırma. Bir kadın operatör de tonajı tutturmak için acele etti. Bu yüzden de bozuk mal çıktı. Bunun üzerine direk kadını işten attılar. Sürekli uyarılar yapıyor. Yaptığımız iş hem temiz olsun istiyorlar hem de sürekli de tonaj istiyor.” 

İŞÇİ TAZMİNATLA TEHDİT EDİLİYOR

Makinenin 2 dakika durması halinde “Bu makine neden durdu?” denilerek kendilerinden hesap sorulduğunu aktaran işçiler “Bağırıp çağırıyorlar, tehdit ediyorlar. Yerini değiştiriyorlar. Üretim müdürü ‘Bilerek performansını düşüren işçiler var. Burada kimse zannetmesin ki tazminatımı alır giderim’ diyerek tehdit ediyor” dedi. Kendilerine gelince 2 dakikanın hesabının yapıldığını ifade eden işçiler, “Bize gelince yarım saatin sözü bile edilmiyor. Her hafta 7-3 vardiyasında çıkışta genel müdür yarım saat konuşma yapıyor. Bu yüzden de eve servisler yarım saat geç kalkıyor. Her hafta yarım saatimiz gidiyor yani” diye konuştu. Üretimin yoğunluğuna dikkat çeken işçiler, şunları söyledi: “Dışarıdan fabrika kocaman görünüyor. Ancak içinde yürüyecek yol bulamıyoruz. Her yerde kutular var. Yetişmiyor. Fabrikada yürüyemiyoruz. Sürekli üretim var. Durmak yok 24 saat ful çalışıyor fabrika. Metal sektöründen geldim ben. Orada bile bu kadar yorulmuyordum.” Geçmiş dönemlerde bir makine başında 7-8 kişinin çalıştığını söyleyen işçiler “Üstelik o zaman taşeron işçi çalıştırıyormuş. Şimdi kadroluyuz, sendikalıyız ama bir makinede 3 kişi çalışıyoruz. 4’üncü kişiyi ancak bağıra çağıra alabiliyorsun” dedi.  

PSİKOLOJİSİ BOZULAN İŞÇİLER VAR

Üretimdeki yoğun baskı nedeniyle psikolojilerinin bozulduğuna dikkat çeken işçiler, şunları söyledi: “Etiket alınan bilgisayar çok yavaş çalışıyor. Bu yüzden de bu işi yapan arkadaş yetiştiremiyor. Üstelik bu sorunu defalarca söylemesine rağmen çözmediler. Arkadaşta yetiştiremeyince sinirlenip bilgisayarın ekranına vurdu ve kırdı.”  Bunun üzerine yönetimin bu işçiyi tazminatsız işten attığını anlatan işçiler, “O arkadaşın tek işi bu değildi üstelik. Makinelere şeker veriyor ve boşları alıyor. Ne yapsın tüm bu işleri yetiştiremiyordu” diyerek arkadaşını savundu. Bir başka işçinin de yoğun baskılar nedeniyle yönetime çıkarak “Psikolojim bozuluyor” dediğini aktaran işçiler, “Onlar da ne yapalım burası böyle istifa et git demişler” diye konuştu.

SAĞLAM GİRDİ ŞEKER HASTASI OLARAK ÇIKTI

Bir işçinin fabrikaya sağlam raporu alarak başladığını söyleyen işçiler “Daha sonra çalıştığı süre zarfında şeker hastası oldu. Bu işçi yönetime çıkarak ben burada hastalandım demesi üzerine onlar da 25 bin lira tazminat verelim sen git malulen emekli olmak için rapor al. Biz seni tekrar engelli kadrosundan tekrar işe alalım deyip kandırıp göndermişler” diye konuştu. Yerlerin ıslak olması nedeniyle sık sık işçilerin düşme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu aktaran işçiler, “2 işçi arkadaşımız düşerek kolunu kırdı” dedi.

Bir başka işçinin de işyeri hekiminin iş ayakkabısı giyemezsin demesine rağmen işyeri tarafından zorla giydirildiğini söyleyen işçiler, “Bu yüzden de o arkadaşımız o ayakkabıyı giyerek çalışmak zorunda kalıyor” diye konuştu.

PROMOSYON TEHDİDİYLE ZORUNLU MESAİ DAYATMASI

Zorunlu mesaiye kalmaları için kendilerine kağıt imzalatılmak istendiğini söyleyen işçiler şöyle konuştu: “Biz de imzalamak istemedik. Bunun üzerine bizi banka promosyonları vermemekle tehdit ettiler. Daha sonra bazı arkadaşlar imzaladı. İmzalamayan işçiler tepki gösterince ‘Herkese verilecek’ denildi.”  Fabrikadaki baskıların arttığını kaydeden işçiler, “Eskiden girdiğim zaman sigara içmek, tuvalete gitmek daha rahattı. Şimdi istirahat dışında sigara içmek yasak. 9’da 15 dakikalık bir çay molasında ve öğlen yemek molasında içebiliyorsun. O da yarım saat zaten. Ne yapasın ne yapmayasın. Eskiden birbirimizi idare ederek gidiyorduk. Şimdi tutanak tutarım diyor. Geçenler de bir arkadaş makinesi bozulduğu için sigara içmeye gitmiş. Yerinde bulunamayınca tutanak tutulmuş. Savunma istenmiş. 5 dakika ayrıldım tutanak tuttular” dedi. 

BOŞ VER BIRAK KONUŞSUN! 

Yaklaşık 1 yıl önce iş bırakarak örgütlendikleri Tek Gıda-İş’e de tepkili olan işçiler, “Sendika bize hiçbir katkı sağlamadı. Sendikaya üye olduğumuz dönemde patron ‘Sendika benim verdiğimden fazlasını alamaz’ dedi. Dediği de oldu. Sendikalı olmadan önceki olan haklarımızın üzerine bir hak daha koyamadık. Çoğu kişi istifa edeceğim diyor. DİSK/Gıda-İş’e geçelim diyenler var” diye konuştu. Sendika temsilcilerinin fabrikaya gelmemesinden yakınan işçiler, şöyle devam etti: “Sendika örgütlendikten sonra gelmediler bir daha. Bir kere seçim zamanı geldiler. Bir de grevi sonlandırdığımız zaman iş başı yaparken 3 kişi geldi. Ayakta bir konuşma yapıldı” dedi. Sendikayı yaşanan olumsuzluklar karşısında bir şey yapmamaklar suçlayan işçiler, “Mesela temsilcimiz bilgisayarın monitörünü kırdığı için işten atılan arkadaşımıza sahip çıkacağı yerde ‘Neden doğru söyledin, bir şeyler uydursaydın. Her şeyi açık açık söylemişsin’ diyerek bir şey yapamayacağını söylemiş. Genel müdürün her hafta yaptığı konuşma nedeniyle giden yarım saatin hesabını sorduğumuzda ise ‘Mesai olarak verilecek dedi ancak verilen bir şey yok. ‘Tehdit ediyor’ dediğimizde ise ‘Boş ver bırak konuşsun. Kaç tane atmış öyle atamaz’ diyerek umursamaz bir tutum içerisine giriyor” dedi. 

Yüksek oy alan işçinin yerine daha az oy alan işçinin temsilci olarak atanmasının güvensizlikte payı olduğunu hatırlatan işçiler, “Çok oy alan arkadaşımız daha bilinçli ve sorgulayandı. Öne çıkan biriydi” diye konuştu.

BİR TARAFTAN DA İŞÇİDEN KORKUYORLAR

Sendikalaşmak için iş bir hafta işi bıraktıkları dönem patronun “Bu süre zarfında kaybettiğim para ile bir fabrika kurardım” dediğini hatırlatan işçiler, devam etti: “Bu yüzden bir taraftan da işçilerden korkuyorlar. Çünkü fabrikadaki işçilerin ne yapacağı belli olmuyor. Ben bu işçiden bir şey olmaz dediğim dönem makine kapatıp dışarı çıktılar. Çok enteresan bir işçi topluluğu. Bu yüzden korkuyorlar işçiden. Bir daha benzer bir durumun yaşanmaması için işçinin gönlünü almaya çalışıyorlar. Geçenler de açık hava sineması yaptılar. Ama kimse tatmin olmadı. ‘Benim partiye değil paraya ihtiyacım var’ diyor işçi. Herkesin harcı borcu var.” 

TEK GIDA-İŞ AÇIKLAMA YAPMADI

İşçilerin iddialarını sormak için Tek Gıda-İş Sendikasını üç kez aradık. İlk iki aramamızda iletişim bilgilerimiz alınırken, ikinci aramamızda telefona çıkan Tek Gıda-İş Eğitim Müdürü Esin Ergenç, iddiaları kabul etmeyerek şöyle konuştu: “Haribo ile sürekli temas halindeyiz. 3 tane yöneticimiz var. Haribo işvereni ile bir sorun olduğunda görüşülüyor. Ama ben yine de yöneticilere soracağım. Size bilgi veririz” dedi. Ancak Ergenç’ten de sonrasında bir yanıt gelmedi. Bu kez sendikayı üçüncü kez aradık. Bu kez de sendika yöneticileri yerine telefona çıkan Esin Ergenç “Genel Başkanla görüştüm. Evrensel’e herhangi bir açıklama yapmayacağını söyledi” açıklamasını yaptı.

 

ÖNCEKİ HABER

Filistin: İsrail politikasına büyük bir tokat

SONRAKİ HABER

‘Döneceğimiz yer çözüm masası’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...