15 Temmuz'da asker çocuklarını kaybeden aileler seslendi

15 Temmuz askeri darbe girişimi sırasında er olarak görev yapan erlerin aileleri İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı gerçekleştirdi. "Tatbikat var" denilerek götürüldükleri Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde öldürülen, 28. Mekanize Piyade Tugayı'nda görev yapan erlerin aileleri,  "Çocuklarımızın şeref ve itibarı iade edilsin" talebinde bulundular.

‘ŞEHİT CENAZESİNDEN DAHA KALABALIKTI’

Basın toplantısında ilk olarak söz alan Er Ali Şehir'in Babası Ahmet Şehir oğlunun 18 günlük asker olduğunu ve 15 Temmuz gecesi kendisini arayarak vedalaştığını söyledi. Şehir, oğlunun gözünden rahatsız olmasına rağmen askere gitmek için çok istekli olduğunu aktardı.

Oğlunun arkadaşının darbe sonrası kendisini aradığını ve oğlunun psikolojik tedavi gördüğü şeklinde bilgi verdiğini aktaran Şehir, "Daha sonra tanımadığımız bir numara da aradı bizi. 'Oğlunuz yaralı gelin Gazi Üniversitesi Hastanesine alın' dedi. Ben olayı anladım çocuklarıma söylemedim. İki gün bekledik. Sonra cenazeyi alabildik" şeklinde konuştu.

Oğlunun cenazesini resmî olarak defnedilmesinin yasaklandığını anlatan Şehir, "Acemi birliğine ve usta birliğine kendi elleriyle teslim ettiğimiz oğlumuzun başına bunların gelmesini kabullenemiyoruz" ifadelerine yer verdi.

‘CENAZEYİ ET VE BALIK KURUMU ARABASINDAN TESLİM ALDIK’

Şehir'in ardından konuşan Er Osman Küçük'ün ağabeyi Eyüp Küçük de kardeşinin askerliğe gitmem için sabırsızlandığını buna rağmen darbe girişimi esnasında hayatını kaybettiğini anlattı.  Küçük ayrıca, astım hastası kardeşinin tatbikat var denilerek sokağa çıkarıldığını da aktardı.

Küçük, "Daha sonra gizli numaradan bir numara İstanbul'a çalışmak için giden babamı aramış.'Özür dilerim telefonda söylenecek bir şey değil ama oğlunuz şehit oldu gelin oğlunuzu alın' demiş. Kışlaya giden babamı da bekletiyorlar. 'Liste  gelecek onun içinde oğlunuzu ismini bulabilirsiniz' demişler. Daha sonra da kardeşimin  cenazesini Et ve Balık Kurumunun arabasında etlerin içinde aldık. Cenazemizi de memleketten getirdiğimiz özel araçla taşıdık. Şehitliğe defnetmemize izin vermediler köyümüzde defnettik" dedi.

'OĞLUM TESLİM OLMAK İÇİN KALDIRDIĞI ELLERİNDEN VURULDU'

Komutanları tarafından tatbikat olduğunu söylenerek Ankara Emniyeti önüne getirilen, teslim olmak için ellerini kaldırdığı sırada kafasından, avuç içlerinden ve kalbinden vücuduna toplam 15 mermi isabet eden er Nuh Duygun'un annesi Antika Duygun, oğlunun terhis gününde cenazesine ulaştıklarını ifade etti. Darbe girişiminden sonra oğluna ulaşmadığını belirten Duygun, şunları söyledi: "Gözaltında olduğu söylendi. Başta inandık ama aramaya devam ettik. İkna edici telefonlar aldık. Aradan 22 gün geçti. Gizli bir numara oğlumun cenazesini Ankara Adli Tıp Kurumu'ndan alabileceğimi söyledi. Oğlumun kolunda bileklik vardı. "1 numaralı asker" yazıyordu. Oğlum oraya ilk getirilen askerdi. Bizden 22 gün gizlediler."

'KARDEŞİM ET KAMYONUN İÇERİSİNDE BEKLETİLDİ'

Er Hasan Karakaş'ın ablası Gülşah Karakaş, kardeşinin astım hastası olduğunu, eğitimlere katılamadığı için yaptığı kısa dönem askerlik görevinde yazıcı olduğunu söyledi. Darbe gecesi kardeşine ulaşamadığını belirten Karakaş, "16 temmuz sabahı birliğini aradık. Durumu çok iyi, sağlıkları yerinde yemekleride veriliyor, içini rahat olsun yanıtını aldık" dedi. Birliği aramaya devam ettiklerini, bir hafta boyunca aynı yanıtı aldıklarını belirten Karakaş, "gizli bir numara aradı ve "kardeşiniz vefat etti. Gidin cenazesini alın" yanıtını aldıklarını ifade etti. Et kamyonunda siyah poşet içerisinde kardeşinin cenazesini teslim aldığını belirten Karakaş, tabut alamadıklarını, cenazeyi kendi imkanlarıyla Diyarbakır'a getirdiklerini, defnetmek için ise valilikten özel izin aldıklarını ifade etti. (İstanbul/EVRENSEL)