21 Aralık 2016 00:48

Abbas Kiarostami filmleri ‘Randevu İstanbul’da

19.’su düzenlenen Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali'nde bugün Abbas Kiarostami anısına 'Rüzgar Bizi Sürükleyecek' gösterilecek.

Paylaş

Geçmişe ait alışkanlıkları ve tasasız yaşantısıyla geleneksel bir köye üç yabancı gelir. Bu ücra köyü, eski olanın artık ölüp gitmesini bekliyormuş gibi gözüken dış dünyaya bağlayan tek şey bir cep telefonudur. “Şehirli” misafirler, buradaki yalıtılmış yaşamların sıkıcı rutinini bozar. Ne bu iki dünya, ne de eskiyle yeni birbiriyle yüzleşir. Tersine, bu ikili karşıtlıklar, herhangi bir cevap sunmaktan kaçınan şiirsel bir ortamda eriyip gider.

Kiarostami’nin ustalığının üst düzey örneklerinden birisi olan bu film, ölümü ve sinemanın doğasını ele alan bu anlatı, bir şeyler anlatmak ya da söylemektense seyircinin keyif alması ve yanıltıcı biçimde basit ama evrensel anlamlar bulmasını sağlayan büyüleyici görüntüler sunuyor.

“Rüzgar Bizi Sürükleyecek” bugün 11.00’de Cinemaximum Historia Fatih’de gösterilecek. 

İRAN YENİ DALGASI’NIN SİMGE İSMİ: ABBAS KİAROSTAMİ

22 Haziran 1940 doğumlu Abbas Kiarostami, İranlı Yönetmen, Senarist, Yapımcı, Fotoğraf Sanatçısı, Şair, Ressam, Çizer ve Tasarımcıdır. Temeli ’60’lı yıllara dayanan ve politik ve felsefi konuları şiirsel diyaloglarla ve alegorik bir anlatıyla ele almak gibi benzer birçok yöntem kullanan sinemacıların oluşturduğu İran Yeni Dalgası’nın bir mensubudur. 1970’ler boyunca oldukça üretken olan ünlü sinemacı, kısa metraj kurmacalar ve belgeseller de dahil olmak üzere 40’ın üzerinde film çekti. Koker üçlemesi (1987-94), “Yakın Plan” (1990), “Ta’m e Guilass” (1997) – aynı sene Altın Palmiye almıştır ve “Rüzgâr Bizi Sürükleyecek” (1999) filmlerindeki yönetmenliğiyle dünya çapında olumlu eleştiriler almıştır. Sırasıyla İtalya ve Japonya’da çektiği son dönem işleri “Aslı Gibidir” (2010) ve “Sevmek Gibi” (2012) ilk defa İran dışında yaptığı işlerdir. Bağırsak kanserinden mustarip olan Kiarostami, 4 Temmuz 2016’da aramızdan ayrıldı.

FESTİVALDE BAŞKA NELER VAR?

Festival henüz bitmemişken programından kaçırılırsa üzüleceğiniz günün diğer filmlerini de  hatırlatıyoruz.

KARANLIK GECE

Bir banliyö, yavaş yavaş gelişerek, sonunda kaçınılmaz olana, bir sinema kompleksindeki katliama varan olaylara tanık olur. Gün doğumundan gece yarısına bir günlük bir zaman diliminde -aralarında saldırganın da yer aldığı- birbirinden habersiz 6 kişiyi Amerika’nın yeni kabusunu yaşarken izliyoruz.

Sutton, hayatını kaybedenleri ve o hayatlara son veren kişiyi ele alışındaki izlenimci ve insani tamamen içine çeken yaklaşımıyla harap olmuş kolektif ruh halimizin akıldan çıkmayan bir portresini sunuyor. Gus van Sant’ın filmi “Fil”den ilham alan ve baştan sona bir dehşet hissinin hakim olduğu film, ustalıkla kurulmuş anlatımı bilgece bir yaklaşımla herhangi bir çözüm önermekten kaçınıyor. Ama bütün işaretler orada gözümüzün önünde duruyor.

“Karanlık Gece”yi bugün 11.00’de Atlas Sinemasında izleyebilirsiniz.

BİNBİR SURATLI ADAM

Francisco Paesa, iş adamıdır, İsviçreli bir bankerdir, uluslararası silah kaçakçısıdır, zamparadır, jigolodur, diplomattır, hırsızdır, gizli ajandır; aslında bir casustur. İspanyol Devleti tarafından ihanete uğrayınca ülkesini terk etmek zorunda kalır. Yıllar sonra geri döndüğünde her şeyini kaybetmiş bir adamdır ve şans eseri karşısına kendisine ihanet eden devletten intikam alma fırsatı çıkar. İspanyol tarihinin en hayret uyandırıcı olaylarından birini perdeye aktaran Rodriguez, bir ülkeyi, yöneticilerini ve güvenlik güçlerini sirkteki aptallara çeviren dolandırıcıları ve koşulları ustalıkla ele alırken hikaye anlatımı, tempo, gerilim ve entrikaya dair bütün sırları iyi bildiğini açıkça gösteriyor.

“Binbir Suratlı Adam” bugün 13.30’da Atlas Sinemasında izlenebilir. 

AŞKIN KRALLIĞI

Londra, 1947. Ruth, başarılı bir memurdur ve beyazdır. Seretse, çekici bir hukuk öğrencisidir ve siyahidir; aynı zamanda Botswana’nın veliaht prensidir. Tüm engellere rağmen iki genç birbirine aşık olur. Halkının bağımsızlık mücadelesini yönetmek üzere ülkesine geri dönme vakti geldiğinde Seretse hiç düşünmeden Ruth’a evlenme teklif eder. Ruth kabul eder, ama ondan başka kimse bu evliliği onaylamaz, ne aileleri ne de İngiltere’nin çok ihtiyaç duyduğu uranyumu kontrol eden ve ırkçılığı resmi devlet politikası haline getirmek üzere olan Güney Afrika hükümeti...

Toplumsal kargaşa ve kültürel ayrımcılığa karşı birleşmeyi savunan “Aşkın Krallığı”, hem duygusal hem politik anlamda güçlü bir tarihi dram olmanın ötesinde zamanımızın bölünmüş dünyasında alabildiğine anlamlı bir film.

“Aşkın Krallığı” bugün 21.30’da Atlas Sinemasında izlenebilir. 

YAŞAMIN KIYISINDA

Lee, apartman görevlisi olarak çalışan yalnız bir adamdır. Ağabeyi Joe’nun ani ölümü üzerine, 16 yaşındaki yeğeni Patrick’in yasal vasisi olur. Doğduğu şehre döndüğünde eski eşi Randi ve şehri neden terk etmiş olduğunu iyi hatırlayan şehir halkıyla hesaplaşmak zorundadır

Hafızanın zalimliği, acının kalıcılığı ve borcunu ödeyerek huzur bulma umudu, Lonergan’ın bu filmde olağanüstü bir zarafet ve duygusal hassasiyetle ele aldığı konulardan bazıları ve bu film yılın en iyilerinden biri; her sinemaseverin mutlaka izlemesi gereken filmlerden.

“Yaşamın Kıyısında” bugün 19.00’da Atlas Sinemasında görebilirsiniz. (KÜLTÜR SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Peru'da otobüs uçuruma yuvarlandı: 12 polis öldü

SONRAKİ HABER

İsrail: Halep'ten yaralılar ülkemizde tedavi edilebilir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...