20 Aralık 2016 09:31

Bilgen: Tutuklu vekiller için AYM kararının gereği yapılsın

Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, tutuklu vekiller için ‘Anayasa Mahkemesi’nin kararının gereğini yapın’ dedi. 

Paylaş

Meclis’te 12 günlük süren bütçe maratonunun ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP) Meclis Grubu toplandı. Toplantıda HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

‘ARALIK AYI UTANÇ AYI’

Bilgen, ilk olarak Aralık ayının Türkiye tarihine “utanç verici” olayların yıldönümü olduğunu hatırlatarak, “Aralık ayının ikinci yarısı Türkiye tarihinde utanç verici onlarca olayın yıl dönümüdür. Ben bir kaç tanesini yeniden hatırlatmak istiyorum. Maraş katliamı Türkiye tarihinden linç uygulamalarının olağanlaştırılmasının sembol vakalarından biridir. Bu utanç verici nefret suçunun elbette ki siyasi hayatta da önemli bir karşılığı var. Dönemin Başbakanı Maraş kendisine sorulduğunda ‘Siz Maraş’ı bırakın Fatsa’ya bakın’ demişti. Bu Türkiye yönetim anlayışının net bir ifadesi. Yine cezaevi katliamının gibi büyük bir utancın da yıl dönümü. 17-25 Aralık’ın da yıl dönümü. 17-25 Aralık bir kaç açıdan önemli. Şu anda Amerika’da tutuklu bulunan Rıza Zarrab, ‘bütçedeki açığın yüzde 15’ini ben çözüyorum’ diyordu. Şimdi bütçeyi görüştüğümüz bugünlerde cari açık ne kadar verirse bunun sebeplerinden biri de Sarraf’ın bırakılmamasından kaynaklandığını göreceğiz” dedi. 

‘AYM’NİN MİLLETVEKİLİ KARARI NET VE AÇIKTIR’

Eş genel başkanlar ve milletvekillerinin tutukluluklarına da değinen Bilgen, “Kasım ayını başından bu yana hükümet temsilcileri tutuklanan milletvekillerimizle ilgili bizi suçlayan söylemler geliştiriyorlar. 17-25 Aralık’ta yargıdan kaçırdıklarını düşünseler aslında yargıdan kimin kaçtığını bütün kamuoyu çok net biçimde görecek. Son grup toplantımızdan sonra 2 milletvekilimiz tutuklandı, 3 arkadaşımız gözaltına alındı. Anayasa Mahkemesi’nin kararı çok açık. Birşey aramıza gerek bunun büyük bir hukuksuzluk, keyfi tutum olduğunu kabul ediyorsanız ve bunun bir önceki başbakanın size karşı bir oyunu olduğu sözünde samimiyseniz AYM’nin kararının gereğini yapın. Daha önce de tutuklu milletvekilleri hakkında AYM ‘Milletvekilleri tutuklu yargılanamaz’ dedi. Bu karar daha geçerliyse, özel jest de istemiyoruz. AYM kararı herkesi bağlar. Milletvekillerinin nasıl yargılanacağı konusunda bir düzenleme yapılmamışsa bu karar da halen geçerlidir. Biz yargılanmak kaçmıyoruz. Bizi tutuklayarak inandığımız değerlerden çeviremeyeceksiniz. Bu işi daha fazla rehine siyasetiyle pazarlığa çevirmeyin” ifadelerini kullandı. 

‘POLİSE KEYFİ DAVRANMA YETKİSİ’

Bilgen, Rusya Büyükelçisi’nin öldürülmesiyle Türkiye’nin güvenlik politikalarını esastan tartışma zorunluluğunu getirdiğini belirterek, Ethem Sarısülük’ü vurduğu sabit olan polise de 10 bin 100 TL para cezası verilmesini eleştirdi. Bilgen, “Karar polise ne kadar keyfi davranma hakkı tanığı bir kez daha tescillendi. İstediğiniz kadar ‘Yargı bağımsız ve gereğini yapıyor’ deyin” dedi. 

‘MÜJGAN EKİN İLE İLGİLİ DEVLETİN KABUL ETTİĞİ İKİ NET BEYANI VAR’

Günlerdir kendisinden haber alınamayan Müjgan Ekin ile ilgili de konuşan Bilgen, “Müjgan Ekin ile ilgili ailenin çok yoğun çabası neredeyse devletin görevini yerine getirerek ortaya çıkan net fotoğraflar var. Müjgan metrodan çıkıyor, kendisini iki takip ediyor. Taksiciler araçları tarif etmişler, kamera görüntüleri de araçları çok net gösteriyor. Kendisini takip edenler tarafından dört araçla durduruyor ve Müjgan’ı alıyorlar. Üzerinden geçen bu uzun süreye rağmen Müjgan Ekin ile ilgili ortada en azından devletin kabul ettiği iki net beyan var” diye konuştu.

‘PARALELİN PARALERİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ’

Rusya Büyükelçisi’nin dün Ankara’da bir polis tarafından suikast ile öldürülmesine de değinen Bilgen, şunları söyledi: “İster FETÖ mensubu olsun isterse atılan sloganlara bakarak El Nusra, El Kaide bağlantılı Suriye’de desteklenmiş örgütlerle ilişkili olsun bu bizi ilgilendirmiyor, sonuç olarak dünkü olayın basındaki yansıması nettir: ‘Rus büyükelçi Türk polisi tarafından öldürülmüştür.’ İki buçuk yıldır bu şahıs çevikte çalışyor, iki buçk yıldır bu kişini FETÖ ile ilişkili olduğunu tespit edememişler ama iki buçuk saatte olayı çözmüşler. Van’da ‘yaşasın IŞİD, IŞİD benim’ diye polisle ilgili soruşturma başlatıldı mı? İşi FETÖ diye kapattığınızda sorun çözülmüş olmuyor. Herkes bilsin ki paralelin paraleliyle karşı karışyayız, paralelle mücade etme adına başka paralleler kuruyorsunuz. Biz hangi cemaat hangi tarikat tartışması yapacak değiliz. Eğer OHAL kısıtlamalarında sendikalar miting, partiler basın açıklaması yapamıyorken bombalı araçlar istediği yere gidiyorsa, büyükelçi polis kimliğiyle içire giren tarafından öldürülüyorsa OHAL’I sizkimin için ilan ettiniz, muhalifler için mi?”

‘İSTİHBARAT ENİŞTE VE YENGEYE KALMIŞ’

Bilgen, 5 Haziran 2015 Diyarbakır patlamasından bu yana 30 büyük katliam girişimine tanıklık edildiğini hatırlatarak, “Tüm bunların sorumlusu muhalefet yada ‘dış güçler’ diyerek hükümet siyasi sorumluluğundan kurtulabilir mi? Bu ülkede istihbarat birimi, İçişleri Bakanlığı niye var. Bunları önlemek ya da sorumlularını yakalamak içinama olmuyor. 15 Temmuz’u enişteden öğrenenler, Büyükelçiyi öldüren failin ailesini gözaltına alıyor. İstihbarat eniştelere, yengelere kalmış” diye konuştu. 

‘TÜRKİYE TROL CUMHURİYETİNE DÖNÜŞTÜ’

Türkiye’nin trol hareketiyle yöneltildiğine işaret eden Bilgen, “Türkiye bir rol cumhuriyetine dönüşmüş durumda. Her gün bir bakanın farklı Twitter hesabı olduğunu öğreniyoruz. Sürekli telefonla uğraştıklarında ne yapıyorlar diye merak ediyordum. Tabi birden fazla Twitter hesapları olunca, sürekli telefonla uğraşmaları gerekiyor Kendilerine ‘yedirtmeyeceğiz’ diye tweet yazacak kadar düşmüş durumdalar” diye konuştu. 

‘İÇİŞLERİ BAKANLIĞI NİÇİN VAR?’

Bilgen, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu ülke 5 Haziran 2015 tarihinde bombalı saldırı düzenlenen Diyarbakır mitinginden bu yana, mitingimizdeki 30 büyük patlama olmuş. Bütün bunların sorumlusu muhalefet ya da dış güçler diyerek hükümet kendi sorumluluğundan kurtulabilir mi? İçişleri Bakanlığı ne için var? Ya bunları önlemek ya da gerçek sorumluları yakalamak için. Ama troll-devlet işbirliğiyle, Beşiktaş saldırısının ardından başka nedenlerle gözaltına alınan HDP’lileri troller hedef gösteriyor, gazeteler HDP’lileri haberleştiriyor.Son birkaç günde 30’un üzerinde il ve ilçe binamıza saldırılar oldu. Bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda kişi göz alına alındı. Sorumluları cezalandırmayanların kendileri sorumludur. Uyarıyoruz; bu ateş sizi de yakar, bizi de yakar, ülkeyi de yakar. Diyelim ki bunu istemiyorsunuz ve kontrollü bir kaos yönetmek istiyorsunuz. Ama bütün il ilçe binalarımız yaksanız da biz inandığımız değerlerden vazgeçmeyeceğiz.Kim kimi temizler bilemiyoruz. Kendi pis iktidar kavgalarınızın, kendi pis ittifaklarınızın tarafı değiliz. Bizi bu kavganın tarafı yaparak, bizim üzerimizden kendi hesaplarınızı hayata geçirmenize izin vermeyeceğiz. Korkuyla anayasa referandumunu kotarmanıza, parti devlet anlayışını yerleştirmenize de asla izin vermeyeceğiz.”

IŞİD’İN SİLAH LOJİSTİĞİ 

IŞİD’in silah üretiminde lojistiğin Türkiye üzerinden sağlandığı yönündeki tartışmalara da değinen Bilgen, “Şu anda cezaevinde tutulan İdris Baluken, defalarca Gene Kurul’da sordu, gümrüklerden sorumlu bakan da kabul etmişti. Sınır kapıları IŞİD’den PYD’ye geçtikten sonra ihracat birden kesiliyor. Eğer insani yardım gönderiyor iseniz kapının kimin kontrolünde olduğunun bunu etkilememesi gerekir.Ama giden malzemeler, öyle arkasında durulabilecek malzemeler değil. Bir firma var ki, Doktor Tarsa adlı bir firma ki sahibi Cumhurbaşkanı’nın çok eski bir dostu” dedi. 

Bilgen, “Siz işsizliği bitirmek için hangi tedbirleri almak istediniz de Meclis size ayakbağı oldu? Ya da siz Türk Lirasını koruyacak hangi ciddi tedbiri, komik projeler dışında, almak istediniz de bakanlar bunu engelledi?” diye sordu. 

‘YA BAŞKANLIK YA KRİZ, YA BAŞKANLIK YA KAOS’ 

Bilgen, konuşmasına şöyle devam etti: “Yeni paketle birlikte pek çok kurum tasfiye edilecek. Bazı kurumların da içi boşaltılacak. Bu Meclis’te sadece son bir kaç yıl içinde kurulan araştırma komisyonlarına bakın, 17-25 Aralık Komisyonu, ne çıktı? Hiç. Roboski Komisyonu. Ne çıktı? Hiç. Şimdi de Darbeleri Araştırma Komisyonu kuruldu, turistik geziler yapıyor. Darbeyi önlediği iddia edilen üst düzey yetkilileri dinlemeye niyet etmeden neyi ortaya çıkaracaksınız? Bir şeyi ortaya çıkarmaya niyetiniz yok zaten. Sulandırmak, örtmek sizin amacınız. ‘Ya 400 vekil verirsiniz, ya kaos olur.’ Bunu bir sopa gibi kullandılar. Bu olmadı. Şimdi 330’u bulmak için şunu dayatıyorlar: Ya başkanlık ya kriz, ya başkanlık ya kaos. Şu anda ülkeyi kaosla krizle zaten yönetiyorsunuz Bundan daha fazla nasıl bir kriz hayal ediyorsunuz? Koltuklarınız için çok şey göze almış olabilirsiniz ama yalanlarınıza teslim olmayacağız.” 

Bilgen, Ekim 2014 Milli Güvenlik Kurulu’nca alınan ve sonrasında devreye konulan “çöktürme planını” hatırlatarak, bugün yaşanılanların bu planın bir parçası olduğunu ifade etti.

‘MAÇIN ORTASIN KURAL DEĞİŞTİRMEDEN VAZGEÇİN’

Bilgen, partilerine dönük saldırıları kınamayan siyasetçileri de eleştirerek, “Evet, biz can kaybı olmasın diye elimizden geleni yapıyoruz ama bunu korktuğumuz için yapmıyoruz. Buraya hangi bedellerin ödenerek geldiğini biliyoruz.
bu bedeli ödemeye cezaevlerindeki arkadaşlarımız da biz de hazırız. Buradan bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Gelin bu ateşi birlikte söndürelim , anayasayı başka türlü tartışalım, OHAL’i bir dakika bile beklemeden kaldıralım maçın ortasında kural değiştirme ahlaksızlığından vazgeçelim” ifadelerini kullandı. (DİHABER)


 

ÖNCEKİ HABER

Çankaya Belediyesi : Polis kimliğini göstererek içeri girdi

SONRAKİ HABER

HSYK 96 hakim ve savcıyı görevden uzaklaştırdı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa