19 Aralık 2016 09:08

Anayasa Mahkemesi KHK’leri denetlemekle yükümlüdür

İzmir Barosu’nda düzenlenen 'KHK’ler Türkiyesinde Savunma Hakkı' çalıştayının sonuç bildirgesinde ‘AYM, KHK’leri denetlemekle yükümlüdür’ denildi.

Paylaş

Türkiye Barolar Birliği Eğitim Merkezi ve Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi’nin, İzmir Barosu’nun ev sahipliğinde birlikte düzenlediği “KHK’ler Türkiyesinde Savunma Hakkı” konulu çalıştayın sonuç bildirgesinde, Anayasa Mahkemesi’nin çıkarılan KHK’ların, olağanüstü halin gerekleri ile bağdayıp bağdaşmadığını denetlemekle yükümlü olduğu vurgulandı.     
 
Bildirgede 675 ve 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerle; kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, adil yargılanma hakkı, adalete erişim hakkı, masumiyet karinesi, basın ve ifade özgürlüğü, üniversitelerin özerkliği, savunma hakkı başta olmak üzere hukuk devletinin temel niteliklerine ilişkin bazı mekanizmaların askıya alındığı, bu çerçevede hukuk güvenliğinin önemli ölçüde yok edildiği belirtildi. 

OHAL KOŞULLARINDA ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YAPILAMAZ

Bildirgede, böyle bir ortamda, geniş ve kapsamlı bir anayasa değişikliği, toplumsal uzlaşma arayışından uzak bir anlayış ve hızlandırılmış bir takvimle TBMM’ye sunulduğu hatırlatılarak, hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, OHAL dönemlerinde kapsamlı anayasa değişiklikleri yapmak Anayasa normlarına uygun olmadığı ifade edildi. 

Bildirgede, avukatlık görevinin sınırlandırılmasının bir hukuk devletinde asla kabul edilemeyeceği belirtilerek, “Fiilen yapılamaz hale getirilen avukatlık, dolayısıyla savunma hakkı üzerindeki baskıların ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı olarak KHK’lerle getirilen tüm sınırlamaların derhal kaldırılmasının gerekliliğini bir kez daha vurguluyoruz” denildi.

BİLDİRGEDE YER ALAN MADDELER

1.    Anayasa değişiklikleri, olağanüstü hal dönemlerinde, hak ve özgürlüklerin KHK’ler ile sınırlandırıldığı bir ortamda toplumsal konsensüsü sağlamayacağı gibi değişiklik metni, totaliter sisteme ardına kadar kapı aralaması nedeniyle kabul edilebilir olmaktan uzak, demokratik ilke ve kurallara  aykırıdır. 

2.    Olağanüstü dönemlerde KHK’lerle bazı haklar geçici olarak sınırlandırılabilir. Ancak bu sınırlandırmaların geçici olduğu unutulmamalı ve hakkın özüne dokunulmamalıdır.

3.    KHK’lerle savunma hakkına getirilen sınırlamaların çarpan etkisiyle bütün bir adalet ve hukuk sistemini çökertebileceği unutulmamalıdır.

4.    Getirilen sınırlamalar demokratik bir toplum için “gerekli ve ölçülü” olmalıdır. Oysa yapılan düzenlemelerin bu standartları sağlamadığı görülmektedir.

5.    KHK’lerle getirilen ve zaten ölçüsüz olan bu düzenlemelerin kanunlaştırılarak başta CMK olmak üzere olağan dönem kanunlarına sirayet ettirilmesi, “olağanüstü halin” olağan zamanda dahi hiç bitmemesi anlamına gelecektir.

6.    Söz konusu KHK’lerle savunma hakkını ölçüsüz biçimde kısıtlayarak ve meslek sırrını yok sayarak, sanık aleyhine hukuka aykırı bir takım delillerin elde edilmesine imkân tanınmaktadır. Oysa bu delillerin yapılacak yargılamalarda kullanılması AİHM içtihatlarına açıkça aykırılık taşımaktadır. Ayrıca mahkeme kararına dayanmayan ve istihbarat amaçlı dinlemeler, yapılacak yargılamalarda delil olarak kullanılamaz.

7.    Olağanüstü hallerde yakalama, gözaltına alma ve tutuklama için bu koruma tedbirleri için öngörülen şüphe standartlarına uyulması ve bu şüpheyi destekleyen somut delillerin var olması gerekir.

8.    AİHS’ne, Anayasaya ve iç hukuktaki genel düzenlemelere aykırı ve yargısal denetime kapalı olarak mülkiyet hakları sınırlandırılamaz, kimsenin işine son verilemez. Vatandaşların hak kaybına uğramaması için mülkiyet hakkı ihlalleri ve kamu görevinden çıkarma gibi işlemlerin yargı denetimine tabi olduğu unutulmamalı ve etkili iç hukuk yolları sırasıyla tüketilmelidir.

9.    Türkiye’nin, uluslararası hukukun emredici kurallarından doğan yükümlülükleri ile Anayasamızın 90. maddesi çerçevesinde temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmalardan doğan yükümlülüklerinin, OHAL ile ilgili olmayan hususlarının da yerine getirilmeye devam edilmesi hassasiyetle gözetilmelidir.

10.    Olağanüstü hallerde dahi KHK’lerin yargısal denetimini yapma görevi Anayasa Mahkemesine aittir. Mahkeme yapılan düzenlemelerin olağanüstü halin gerekleriyle bağdaşıp bağdaşmadığını her durumda denetlemek durumundadır. Aksi davranış, Mahkemenin varlık sebebini inkâr etmesi anlamına gelir. (İzmir/EVRENSEL)
 

ÖNCEKİ HABER

Kayseri Valisi: Gözaltılar artabilir

SONRAKİ HABER

İçişleri Bakanlığından haftalık bilanço: 45 ilde 924 gözaltı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...