16 Aralık 2016 17:51

TBMM Genel Kurulu’nda ‘kim FETÖ’cü?’ tartışması

Bütçe görüşmelerinde AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan ile CHP Grup Başkanvekili Levent Gök arasında, “Kim FETÖ’cü” tartışması yaşandı.

Paylaş

TBMM Genel Kurulu’nda bütçenin son gün görüşmelerinde AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan ile CHP Grup Başkanvekili Levent Gök arasında, “Kim FETÖ’cü” tartışması yaşandı.

TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanı İsmail Kahraman Başkanlığında, 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı’nın tümü üzerindeki görüşmeleri yapmak üzere toplandı.

AKP Grubu adına söz alan, Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın, CHP’ye yönelik, “Sanıyor musunuz ki CHP’nin tek gündemi FETÖ militanları, FETÖ’yle yakınlaşmanızdan rahatsız olan var parti de” sözleri CHP’lilerin tepkisini çekti.

Genel Kurul’daki, FETÖ’cü tartışması tutanaklara şöyle yansıdı:

LEVENT GÖK (Devamla) - Şimdi, onların özetini geçiyorum ama burada, FETÖ'cülük konusunda en son sözü diyecek olan Bülent Turan'dır. Neden mi? Bülent Turan birkaç yıl önce bir açıklama yaptı, biz: ‘Fetullah Gülen yargılansın. Ya, bu suç örgütü.’ dediğimiz zaman, çıktı basın toplantısı yaptı ve Fetullahçılara ellerini açarak, minnet ederek ‘Gülen'i AK PARTİ kurtardı.’ dedi.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Yapma ya, Levent Bey!

LEVENT GÖK (Devamla) – ‘Bakın, aramızda fitne çıkartmaya çalışıyorlar. Fetullah Gülen AKP'nin yaptığı değişiklikle suç örgütü lideri olmaktan çıkartılmıştır.’ dedi. Dedin mi, demedin mi Bülent Turan; dedin mi, demedin mi?

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Söyledim.

LEVENT GÖK (Devamla) - Dedin değil mi? Yani, Fetullah Gülen'in bir örgüt lideri olmaktan kurtarıldığını burada itiraf eden Bülent Turan'dır. Hepinize şikâyet ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gök.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Buyursunlar Özgür Bey.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkanım, sayın grup başkan vekilimiz grubumuza yapılan sataşmaları cevaplandırdı süre ölçüsünde. Ancak, Sayın Grup Başkan Vekili Bülent Turan bütçe konuşmasında, grubumuz adına süreyi kullanan Sayın Hatibimiz Kesici'nin ismini de anarak, ona da şahsi olarak cevap hakkı doğuracak ithamlarda bulundu. Müsaade ederseniz o da şahsı adına cevap hakkını kullanacak.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Ne söylemişim Sayın Başkan?

BAŞKAN - İki dakika için buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Teşekkür ederiz efendim.

HASAN TURAN (İstanbul) - Ama kötü bir şey demedi ki ya, "Menderes'ten de bahsetseydi. Demokrat Partiden gelmiş biri olarak hep İnönü'den bahsetti." dedi. Ben de düşündüm, aklıma geldi yani. Yanlış partiden mi geldi diye…

BAŞKAN - Efendim, zamanı kaybettirmeyelim.

MUARREM ERKEK (Çanakkale) - Süreyi yeniden başlatın efendim.

BAŞKAN - Yeniden başlatır mısınız.

İLHAN KESİCİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben Bülent Turan Bey'in benimle ilgili söylediği güzel sözlere de çok teşekkür ediyorum aslında. Ben bu sataştın-sataşmadın bölümüne çok aşina değilim. Çok da sataşmış sayılmaz.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sataşmadım zaten, onlar çok alınganlar.

İLHAN KESİCİ (Devamla) - Sadece ona bir tavzih, belki bu münasebetle -Özgür Bey'e de teşekkür ediyorum- biz tavzih.

Faiz… Şimdi, bu faiz her dönemde var. Yani ‘Bizden önce yok muydu?’ dedi. Elbette, faiz her dönemde var. Bunların nispetleri var, rakamları var. Sizden önceki yani son -üçlü koalisyonu bir hariç tutayım ben, onu da sonra dâhil edeceğim 1999-2002yi- 1975-1999, yirmi dört yıl içerisinde devletin ödediği faiz 127 milyar dolar yani yirmi dört yılda 127 milyar dolar. Şimdi, sizin on dört yılda ödediğiniz 433 milyar dolar. Bu çok fazla. Yani, mesela yıla bölsek -ekonomilerin büyüklükleri farklıdır filvaki ama onu da söylemek lazım- 1975 ila 2000 arasında yıllık ortalama faiz 5,02 milyar dolardır, AK PARTİ döneminde 31 milyar dolar.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Oran neydi efendim, bütçeye oran?

BAŞBAKAN YARDIMCISI YILDIRIM TUĞRUL TÜRKEŞ (Ankara) - Borç tutarı aynı mı? Yani, aynı paraya fazla faiz ödemişse o ayrı.

İLHAN KESİCİ (Devamla) - Bu şeyi bozan yani sizi hep iyi gösteren, daha önceki dönemi kötü gösteren bir tane faktör var, 2001 yılı krizi. Yani, 2001'in içerisinde belli bir zaman dilimi olmamış olsa zaten AK PARTİ olmazdı yani bu seviyede olmazdı.

HASAN TURAN (İstanbul) - Önemli bir faktör.

İLHAN KESİCİ (Devamla) - Eksik kalmasın, o dönemde dört yıl içerisinde, 1999-2002, üçlü koalisyon zamanında ödenen faiz de 125 milyar dolar. Çok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kesici, toparlar mısınız lütfen.

BAŞBAKAN YARDIMCISI YILDIRIM TUĞRUL TÜRKEŞ (Ankara) - Borç tutarı aynı mı?

İLHAN KESİCİ (Devamla) - Bununla topluyorum.

İkisi, ceman yekûn -eski tabirle diyelim- yani sizden evvelki yirmi yedi yılın ortalama yıllık faiz nispeti 9 milyar dolar, sizin zamanınızdaki ortalama yıllık faiz rakamı 31 milyar dolar.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Efendim, bütçeye oranı neydi?

İLHAN KESİCİ (Devamla) - Bilgi için arz etmiş oluyorum. Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kesici.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkanım…

BAŞKAN - Bülent Beyciğim, sizden evvel bir söz talebi var. Sayın Özel, buyurun.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Bülent Turan bana da hitaben kürsüden yapmış olduğu konuşmasında öyle şeyler söyledi ki Sayın Bülent Turan'a inanacak olsak AKP öncesi Kadıköy'de ulaşımın faytonla sağlandığını, iletişimde posta güvercininin kullanıldığını, camilerde mübarek ezan yerine çan seslerinin yer aldığını…

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Aşağı yukarı.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - …hastaların tulumbadan su içirildiği için hasta olduğunu ve Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidarı İsmet Paşa'dan devraldığını sanırız.

HASAN TURAN (İstanbul) - Ama, tankerden içiliyordu Sayın Özel. Belediyeler tankerle dağıtıyordu.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sonra da söylüyor ve diyor ki: ‘Efendim, eğer sesini çıkarırsan hurdacı olursun.’ Ben sessiz kalırım, kuyumcu olurum. Elbette kuyumcular da hepimizin ama Cumhuriyet Halk Partisi, AKP gibi sadece kuyumcuların ve rant çevrelerinin değil, hurdacıların da eskicilerin de aşağıladıkları tüm meslek gruplarının da temsilcisidir.

NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Kuyumculara hakaret ediyorsun.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Teşekkür ediyorum efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Esas, millete yukarıdan bakan sizsiniz. Ankara'ya sokmuyordunuz milleti.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum. Sayın Turan, söz istemiştiniz.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, kayıtlara geçsin diye söyleyeceğim, kürsüye çıkmayacağım.

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Pardon, siz daha mı önceydiniz?

ERHAN USTA (Samsun) - Bilmiyorum, ben sisteme girmiştim.

BAŞKAN - Bir dakika, sırayı bozmayalım.

Erhan Bey, ekranda görmedim. Buyurunuz.

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan. Konuşmaları esnasında 2001 yılı da geçti, 2001 krizi. Şimdi, bu meseleye şöyle bakmak lazım Sayın Başkanım: 1999 yılının Nisanında yeni bir hükûmet geldi, haziran ayında Bankacılık Kanunu'nu çıkardı. Yani, o hükûmet herhâlde iki ayda bozmuş olamaz bunu. Türkiye'nin ciddi bir ihtiyacı vardı, haziran ayında Bankacılık Kanunu'nu çıkardı, radikal bir değişim yaptı. Ağustos ayında Sosyal Güvenlik Yasası'nı çıkardı. Yani, yıllarca 38 yaşında kadınların, 40 yaşında erkeklerin emekli olduğu bir Türkiye vardı. O Türkiye'yi değiştirmek için bunlar yapıldı. Bir program uygulanmaya başlandı, çok güçlü bir program uygulandı. Tabii, Türkiye'nin sorunları o kadar büyüktü ki yani 2000 yılında yüzde 6 büyüyen bir ekonomi, 2001 yılında… Buna bir yol kazası, hatta bir kamu yönetimi kazası demek lazım, o bir ekonomik kriz değil. Şimdi, ondan sonra, Türkiye'nin geçmişteki bütün sorunları temizlendi yani o günlerde arkadaşlar…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERHAN USTA (Samsun) - Bir dakika daha verebilir misiniz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Toparlayın lütfen, bir dakikadır biliyorsunuz mühlet.

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ediyorum. Yani oradaki faiz ödemelerini geçmiş bütün birikimlerin temizlenmesi olarak görmek lazım yoksa oradaki bir yıldan kaynaklanan bir şey değildi. Geçmişin bütün sıkıntılarını temizlediğiniz zaman, kamu bankalarının, özel bankaların hepsinin sıkıntılarını temizlemek için devlet bir harekâta girişiyor hazine ve onun elbette oluşturduğu bir faiz yükü var. Fakat gelecek de yine o hükûmet döneminde inşa ediliyor. Yani daha sonra, 2002 sonrasındaki güçlü performansın -2007'ye kadar süren, ondan sonra da maalesef, sürdürülemeyen o güçlü performansın da- temelleri yine o dönemde atılıyor. O döneme biraz daha dikkatli bakmak lazım, daha analitik bakmak lazım ve haksızlık etmemek lazım. Bunu ifade etmek istedim. Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Usta. Sayın Bülent Turan Bey, buyurun efendim.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; usul ekonomisi gereği kürsüye çıkıp uzatmak istemiyorum ancak Sayın Levent Bey ‘Fetullah Gülen'i AK PARTİ kurtardı.’ falan tarzı açıklamayı dile getirdi. Yıl 2004, burada birçok partinin desteğiyle bir kanun geçmiş, Ceza Kanunu değişmiş. Fetullah Gülen ve birçok farklı sanık davada düşmüş. Söylediğim bu. O zaman ben daha gençlik kollarındayım, vekil değilim vesaire. O yüzden böyle olmayacak şeyler söylemek doğru değil diye düşünüyorum. Diğer taraftan, Özgür Özel Bey'in söylemiş olduğu iddialara cevap vermeyeceğim. Halkımız zaten neyin ne olduğunu biliyor. Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum. Buyurun Sayın Gök.

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, Sayın Bülent Turan konuşunca itiraflar da ardı ardına gelmeye başlayacaktır. Tam anlamıyla bir nokta atışı Bülent Turan'ın yaptığı açıklama aynen şöyle Sayın Bülent Turan ve değerli AKP milletvekilleri; Sayın Bülent Turan yaptığı basın toplantısında ‘AK PARTİ iktidarının 2006 yılında yaptığı değişikliğinde terör tanımına cebir ve şiddet şartı getirildi, Fetullah Hoca'nın da o malum davasından beraat etmesi söz konusu değişiklikle oldu. Ben olaya sağduyulu bakan herkesin art niyetlilerin kim olduğunun göreceğini tahmin ediyorum.’ diyerek Fetullah Hoca'yı sahipleniyor…

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hiç alakası yok Sayın Başkan.

LEVENT GÖK (Ankara) - …ve ‘Fetullah Hoca yargılansın.’ diyenleri de art niyetli gösteriyor. Bugün geldiğimiz nokta budur. (CHP sıralarından alkışlar)

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Evet Bülent Bey…

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Açalım mikrofonu lütfen.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Gerek yok Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hayır, duyulması için.

LEVENT GÖK (Ankara) - Söyledin mi, söylemedin mi Bülent Turan? Söyledin mi, söylemedin mi? Bak, anlatıyoruz. AKP o gün öyle, bugün böyle.

MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Siz ne durumdasınız? Siz kendinize bir bakın bakayım. Ne durumdasınız, bir bakın.

BAŞKAN - Buyurun.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, sabaha kadar tartışalım, ben rahatım. Ama bir daha söylüyorum: 2006 veya 2004 -doğrusu aklımda değil- kanun değişmiş, TCK kanunu değişmiş.

LEVENT GÖK (Ankara) - Evet.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Onu söylüyorum. Değişen kanunda şunlar, şunlar, şunlar düşmüş diyorum.

LEVENT GÖK (Ankara) - Fetullah Hoca'yı da söylüyor musun? ‘Fetullah Hoca'yı da kurtardık.’ diyor musun?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – ‘Biz kurtardık.’ diye övünüyor musun, övünmüyor musun?

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Dolayısıyla arkadaşların ısrarla söylemeye çalıştığı dönemde bir, ben vekil değilim; iki, olay Fetullah'la ilgili değil, olay TCK değişikliği, o zamanki terör tanımına ‘Cebir ve şiddet’ ifadesi eklenmiş. Söylemek istediğim bu. Teşekkür ederim.

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan…

MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Ya demagoji yapıyorsun Sayın Gök.

LEVENT GÖK (Ankara) - Bir dakika…

BAŞKAN - Levent Bey…

LEVENT GÖK (Ankara) - Efendim, bakın, tutanaklar elimde, tutanaklar yalan söylemez.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Levent Bey, çok ayıp! Yalan mı söylüyoruz?

BAŞKAN - Efendim, sizin beyanınız kayda geçti, beyefendininki de geçti.

LEVENT GÖK (Ankara) - Bir cümlelik bir izin verin Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun lütfen.

LEVENT GÖK (Ankara) - Şimdi, AKP'nin bir huyu var.

MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Siz 17-25'ten sonra siz savundunuz FETÖ'yü be!

LEVENT GÖK (Ankara) - Kendileri bir zaman dilimi içerisinde bir şeyi savunuyorlar. O zaman, onları savunduklarında onlar için o andaki o görüş meşru; daha sonra o görüşten vazgeçtiklerinde o görüş meşru.

Şimdi, Sayın Bülent Turan kalkmış, aslanlar gibi basının önüne geçmiş, ‘Fetullah Hoca'yı biz kurtardık.’ demiş. Art niyetlilere söylüyor bunu. Kime söylüyor? E art niyetli biziz.

MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Ne zaman demiş?

LEVENT GÖK (Ankara) - "Fetullah Hoca yargılansın." diyen, ‘Cezasını çeksin.’ diyen Cumhuriyet Halk Partililere…

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hayatım boyunca duruşum belli Sayın Başkan, çok rahatım. …

LEVENT GÖK (Ankara) - …onu ifade eden muhalefete diyor ki: ‘Siz art niyetlisiniz. Fetullah Hoca yanlıları "Fetullah Hoca'yı biz kurtardık.’ Kim kurtarmış? AKP kurtarmış.

MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - 17-25'ten sonra tümüyle arkasında durdunuz be!

LEVENT GÖK (Ankara) - Yalan mı söylüyor tutanaklar? Yalan mı söylüyor. (CHP sıralarından alkışlar)

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan…

LEVENT GÖK (Ankara) - Oturun. Bu konuda tartışma bitmiştir. Bülent Turan, Fetullah Gülen'in kurtarıcılarının başındadır.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Ha ha! Bravo! Çok ayıp!

BAŞKAN - Levent Bey, bir düzeltme yapalım mı? Bu FETÖ'ye ‘FETÖ’ diyelim.

LEVENT GÖK (Ankara) – ‘FETÖ’ diyoruz biz zaten. Biz yıllardır diyorduk da AKP daha yeni demeye başladı.

BAŞKAN - Tamam. ‘Fetullah Hoca’ dediniz. ‘Hoca’ yok, ‘Fetullah’ yok, ‘FETÖ’ var.”

Tartışmanın uzaması üzerine Meclis Başkanı Kahraman oturuma ara verdi. (ANKA)

 

ÖNCEKİ HABER

'2017 bütçesi halkların kendini göremediği bir bütçedir'

SONRAKİ HABER

MHP’den başkanlık sistemi savunması

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...