Bu çarkı değiştirmek için...
Gebze'den bir metal işçisi Evrensel'e mektup yazdı: Bu çarkı değiştirmek için...

Metal İşçisi
Gebze
Merhaba kardeşler. Memleket işsiz memleket yoksulluk kokuyor. Hava puslu havanın pusundan faydalanan kurtlar 15 milyonluk sınıfımıza saldırıyor…
Ülkemiz ağır bir ekonomik bunalımda. Maliye Bakanından, Başbakanına hepsinin ağzında bir cümle, “Dolar bozdurun!” Peki neyi değiştirecek doları bozdurmak? Ekonomiyi dolar bozdurmakla kurtarabilir miyiz?
Hayır!
Bu bir avutmadan, kandırmadan başka bir şey değil. Cumhurbaşkanı 200 bin dolar bozdurmuş, yetmemiş bir de makbuzu göndermiş Meclise. Alkışlamalı mıyız? Hayır, utanmalıyız! Bir düşünün, ülkenin Cumhurbaşkanı milli irade diyecek fakat ülkenin milli parasına güvenmeyecek. Makbuz da hayali sanırım. Bir de ayakkabı kutularında saklanan dolarlar var...
Ekonomik krizi dolar çıkarmadı, işçiler de çıkarmadı. Bu krizi hükümet ülkeyi kötü yöneterek çıkardı. Yani doları bozdurmakla bu kriz aşılmaz kardeşlerim. İşverenler kıdem tazminatının gasbpının bir an önce Meclisten geçmesini istiyor. Bu aklıma şu soruyu getirdi, sendikalar ile anlaştı mı ki yasanın Meclisten geçmesini istiyor işverenler?
İşverenler ekonomik krizi bahane edip asgari ücret zammı için masaya zamsız oturacağını şimdiden dillendirmeye başladı. Ama 2017 yılı için Cumhurbaşkanı ve vekillerin maaşına yapılan zamlar krizi hiç tetiklemiyor!
“Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile emekli başbakan ve emekli milletvekillerinin önümüzdeki yıl alacağı maaş netleşti. Hükümetin hazırladığı 2017 bütçesine göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüzdeki yıl maaşı, 2 bin 652 lira zamlanarak net 32 bin 643 liradan 35 bin 295 liraya çıkacak.”
Bu haberi herhangi bir gazete kupüründen aldım. İşçiye gelince zam yok. Krizi çıkaranlar kendi maaşlarına zam yapıyor hem de bir asgari ücretlinin maaşı kadar. Şimdiyse bir de işçiye üç yıllık sözleşme dayatan EMİS ülkedeki alım gücünden bağımsız olarak hesapladığı komik bir zam ile masaya geldi. Yaverleri Mecliste halihazırda OHAL’i bahane ederek işçiye grev yasağı getirdi.
Demokrasinin çarkı sadece AKP’ye ve işverenlere dönüyor bu ülkede. Burada bir hatırlatma yapalım, bir önceki sözleşmede üç yıllık sözleşme bir defaya mahsus olarak yapılacak denmişti. Bu notu kendi günlüklerimden aldım. Hatırlatayım istedim işçi kardeşlerime...
Gelelim OECD’nin eğitim raporuna: Türkiye 72 ülke arasında girdiği sınavda geriye gitmiş. Birinci Finlandiya. İsmet Yılmaz Milli Eğitim Bakanının açıklaması, “Asıl utanması gereken Finlandiya!” Doğru sizin yerinize onlar utanacak çünkü siz de yüz yok. Sekiz yıl, ilköğretim, üç yıl lise etti mi size on bir yıl, AKP 14 yıldır iktidarda, demek oluyor ki suçlu AKP. AKP sınıfta kaldı. Bir milyon imam hatipli var. Bu 1 milyon vasıfsız işçi cinselliği bastırılmış beyni yıkanmış insan demek... Bu 1 milyon öğrenci matematikten fenden edebiyattan yoksun. Dolayısıyla bir başarı beklemek hayal olur...
4+4+4’le başladı bu karanlık koşu. YTL oldu TL bitmedi ne açlık ne savaş. Dolar katlandı ikiye açlığın küfesi yine kaldı işçiye…
Şimdi başkanlık gelecek düzelecek diyor beyler. Başkanlık gelince demok-rasi de gelecekmiş diyor, orada burada bomba patlatanlar, durmadan gündem değiştirenler! Böyle bir durumda hepimiz biliyoruz ki yoksullar daha yoksul olacak, zengin bir küheylan, şahlandıkça oğullarımızın kızlarımızın kanını emecek…
Sermayenin beş parmağının beşi de kör. Beş parmağın beşi de kanlı. Beş parmağın beşi de düşünceleri (masalları) kadar kirli...
İş bize kaldı kardeşlerim…
Evrensel'i Takip Et