15 Aralık 2016 06:55

Kocaeli Dayanışma Akademisinde dersler devam ediyor

Kocaeli Dayanışma Akademisi derslere devam ediyor. Akademinin 9’uncu dersini Prof. Dr. Ümit Biçer verdi.

Paylaş

KHK ile Kocaeli Üniversitesinden (KOÜ) ihraç edilen 19 akademisyenin kurduğu Kocaeli Dayanışma Akademisi (KODA), derslerine devam ediyor. "Kayıplar, Toplu Mezarlar ve Hakikat arayışı” başlıklı dersi veren Prof. Dr. Ümit Biçer, "Hakikati arıyorsak öteki dediğimizin hikâyesini de dinlemeliyiz. Bizim en çok dinlemeye ihtiyacımız var" diye konuştu.

Aynı zamanda adli tıp uzmanı olan Biçer, derse “İnsan türü, ölüsünü gömen tür olarak diğer canlılardan farklı bir konumda. Ölüler adli tıpçılar için önemli ama biz tüm insanlar için önemlidir aslında. İlk insanlarda mekanlar ölülere de ev sahipliği yapıyor, ölüler mağaralarda, yaşanılan mekanlarda saklanıyor” diye giriş yaptı. O zaman otoritelerin ölülerin üzerinde hüküm sürme duygusunun başladığını belirten Biçer, “Günümüze bakarsak bu resmi daha da iyi görürüz. Ölümler üzerinde hüküm sürmek otoritelerin diğerleri üzerinde güç kurmasına neden oluyor” dedi.

'HANGİ KATLİAMIN YASINI TUTABİLDİK?'

Kendilerinin de içinde bulunduğu Barış İçin Akademisyenler girişiminin imza kampanyasına da değinen Biçer, “Biz imza attık, bölgede de ölülerin gömülmemesi, ölülerin ailelere verilmemesi vardı. Keza 15 Temmuz sonrası yapılan hainler mezarlığı gibi. Ölüler üzerinden güç kurma durumu” ifadelerini kullandı. Judith Butler’in, “Yası tutulamayan hayat hayat değildir” sözüne de atıfta bulunan Biçer, “Toplumun ağıt yakmasının, matem tutmasının engellenmesi onların aslında yaşamasını istememektir. Üzerinde yaşadığımı toprağı düşünün. Hangi katliamların yasını tutabildik? Ardından travmalar yaşadık, onları aşma şansımız olmadı. O yüzden geleceksizliğimiz bundan. Ve bu duygulardan kurtulmak için en önemli şey hatırlamak. Bu aynı zamanda otoriteye karşı bir duruştur” diye konuştu.

Zorla kaybetme pratiğinin Nazi Almanya’sında görüldüğünü dile getiren biçer, kaybetme işlemini o gün bu gündür bütün otoriter rejimlerde görüldüğünü vurguladı. Geride kalanların dönüp dönüp ilerleyemeyen bir tarihte yaşadığını belirten biçer, “Arjantin’de Plaza de Mayo Anneleri önemlidir geride kalanlar açısından. ‘Unutma, unutturma’ diyerek yola çıktılar. Türkiye’de de Cumartesi Anneleri geride kalanlar için bir dayanaktır, çocuklarına sahip çıktılar. Ama anneler tek başına kalmamalı, sonuç almak için yan yana olmalıyız. Bugünlerde de başka saldırılar altındayız, bizim birbirimize dokunmamız, dayanışmamız bu saldırılar karşısında önemlidir. Hakikati arıyorsak öteki dediğimizin hikâyesini de dinlemeliyiz. Bizim en çok dinlemeye ihtiyacımız var” dedi.

Ders, Ümit Biçer’in sunumunun ardından soru cevapla devam etti.

21 ARALIK’TAKİ DERSİ ASLI KAYHAN VE ÖMER FURKAN ÖZDEMİR VERECEK

Öte yandan önümüzdeki dersi akademiden ihraç edilmeyen iki öğretim üyesi verecek. 21 Aralık Çarşamba günü saat 17.00’de yine Eğitim-Sen toplantı salonunda Aslı Kayhan, “Dayanışma: Sınıf Kültürünü Oluşturan Güzergâhlar” konusunu konuşacak. Ömer Furkan Özdemir ise, “Mitolojiden Gerçeğe Ateşi Çalmak: Akademinin Sınıfsal İşlevi” üzerinde duracak. (Kocaeli/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Türkiye’de işsizlik son 5 yılın zirvesinde

SONRAKİ HABER

Veli Ağbaba: IŞİD'in sevkıyat zinciri araştırmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...