Filistin’i iç politika malzemesi yaptıkları tescillendi

Derya KAYA
Ankara

İsrail’in 20 milyon dolar tazminat ödemesinin ardından 10 kişinin ölümüyle sonuçlanan Mavi Marmara baskınına ilişkin süren davanın düşürülmesine tepkiler geldi. Mavi Marmara saldırısının olduğu gün gemide bulunan MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal Evrensel'e yaptığı değerlendirmede “Karar kabul edilebilir değil. O zaman parasını veren, Türk vatandaşını bu sularda infaz edebilir. Bu hak 20 milyon dolara İsrail’e verilmiş oldu” dedi. HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen de Mavi Marmara davasının düşmesinin yargının siyasallaşmasının en net göstergesi olduğunu belirterek hükümetin Filistin davasını iç siyaset meselesi olarak gördüğünün tescillendiğini söyledi.

İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinde dün görülen davada İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Aşkenazi dahil dört sanık gıyaben yargılanıyordu. İstanbul başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Aşkenazi’nin yanı sıra dönemin deniz ve hava kuvvetleri komutanları ve istihbarat teşkilatı şefi hakkında, ‘Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme suçuna azmettirmek’ten dokuz kez ağırlaştırılmış müebbet, ‘Mala zarar vermeye azmettirmek’, ‘Yağma suçuna azmettirmek’, ‘Eziyet suçuna azmettirmek’, ‘Haberleşmenin engellenmesine azmettirmek’, ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçuna azmettirmek’, ‘Yaralama suçuna azmettirmek’ ve ‘Silahla yaralama suçuna azmettirmek’ten de toplam 18 bin 32’şer yıla kadar hapis cezası isteniyordu. Davanın geçen hafta görülen duruşmasında savcı, ‘Türkiye ile İsrail Arasında Tazminata İlişkin Usul Anlaşması’ gereği davanın düşürülmesini talep etmişti. Dava oy birliğiyle düşürüldü.  

DAVAYI YÜZÜSTÜ BIRAKTILAR

Olay yaşandığında Mavi Marmara gemisinde bulunan MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal karara ilişkin olarak Evrensel'e değerlendirmelerde bulundu. Ünsal, ceza davalarının uluslararası anlaşma formatına sokularak düşürülmesinin Anayasa’ya aykırı bir işlem olduğuna dikkat çekti. Mavi Marmara saldırısında uluslararası sularda işlenen bir cinayetin söz konusu olduğunu kaydeden Ünsal, “Bu sular İsrail’in değil. O zaman parasını veren, Türk vatandaşını bu sularda infaz edebilir. Bu hak 20 milyon dolara İsrail’e verilmiş oldu” dedi.

‘NORMAL OLMAYAN TÜRKİYE’NİN YAPTIĞI’

Ünsal, uluslararası suların egemenliğini İsrail’e devretmek anlamını taşıyan bu kararın kabul edilebilir olmadığını ve insanların rencide edildiğini söyledi. Geçmişte bu konu üzerinden siyasi getiri elde edenlerin Mavi Marmara meselesini yüzüstü bıraktıklarını vurgulayan Ünsal, “Mağdur olanların hakları kısıtlanmış oldu. Anayasa’nın 90. maddesine tamamen aykırı bir işlem” dedi. Türkiye ve İsrail arasında yapılan anlaşmanın tamamen yanlış olduğunu belirten Ünsal, anlaşmada geçen 20 milyon doların sadece gemide hayatını kaybedenlerin ailelerine verildiğine, gemide 50’ye yakın yaralanan insanın ise haklarının yok sayıldığına dikkat çekti.
Ünsal, “20 milyon bağış olarak geçiyor. Kime, neyi bağışlıyorlar? İsrail bir suç işlemiş onun tazminatını ödeyecek. Bu şekilde yapıldığında suç olarak görülmemiş oluyor. İsrail’in kendi yaptığını suç olarak görmemesi normal, sorun Türkiye’nin bunu suç olarak görmemesi”.

‘DAVANIN SİYASALLAŞMASININ GÖSTERGESİ

HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen de, Mavi Marmara davasının düşmesine ilişkin Twitter hesabından açıklamalarda bulundu. Bilgen, “Ortadoğu’da sözde dindar yöneticiler için Filistin davasının iç politikada bir propaganda aracı olduğu, Mavi Marmara davasıyla tescillendi” dedi. Bilgen kişisel hesabından yaptığı paylaşımlarda şunları ifade etti: “Devletlerin çıkarları uğruna insan haklarının kurban edilmesine örnek olarak Mavi Marmara davası, Türkiye-İsrail iş birliği tarihine geçecek. Ortadoğu’da farklı halklar ve inançların birlikte yaşamı yerine, popülist fanatizme dayalı siyasetin kirli ve gizli iş birlikçi karakteridir. Suriye politikasında Lübnan Hizbullahı’nın AKP’yi niye rahatsız ettiği, Mavi Marmara’da net biçimde ortaya çıktı. Gazze ile Halep feda edildi. Mavi Marmara davasının düşmesi, yargının siyasallaşmasının en net göstergesidir. AKP İsrail ile ilişki geliştirmeseydi, 'dava' düşer miydi?”

Türkiye ile İsrail’in geçen temmuzda ilişkileri normalleştirmeye karar vermesinin ardından varılan anlaşmada İsrail, mağdurların yakınlarına 20 milyon dolar ödemeyi, Türkiye de İsrailliler aleyhindeki davaları düşürmeyi taahhüt etmişti. İsrail geçen eylül ayında tazminatı göndermişti.

TAZMİNATI HANGİ AİLELER ALDI?

CHP Ankara Milletvekili Dr. Murat Emir, Başbakan Binali Yıldırım’a, Gazze’ye insani yardım götürmek için yola çıkan Mavi Marmara gemisine yönelik İsrail askerlerinin saldırısında öldürülenlere, Türkiye ile İsrail hükümetleri arasında imzalanan anlaşma uyarınca İsrail’in ödeyeceği tazminatı hangi ailelerin aldığını, almayanların olup olmadığını ve almayanların paralarının nasıl değerlendirildiğini sordu.

ERDOĞAN SÖYLEM DEĞİŞTİRDİ

İsrail ve Türkiye’nin imzaladığı ‘normalleşme’  anlaşmasının ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan anlaşmaya tepki gösteren Mavi Marmara mağdurlarına sert çıkmıştı.

Mavi Marmara saldırısıyla ilgili Erdoğan “Türkiye’den böyle bir insani yardımı götürmek için günün başbakanına mı sordunuz? Biz zaten yardımı yaptık, yapıyoruz. Bunları da yaparken, gövde gösterisi olsun diye mi yapıyoruz? Edebi adabı içinde yaptık yapıyoruz” ifadelerini kullanmıştı. Halbuki Erdoğan Mavi Marmara saldırısı olduğundan itibaren İsrail’e tepki göstermiş o dönem ilişkilerin düzelmesi için 3 şart öne sürmüştü. İsrail tazminat ödeme ve özür konusunda ılımlı tavır gösterse de Gazze’ye ablukanın kaldırılmasında bir esnetme bile yaşatmamıştı. Türkiye 6 sene sonra İsrail ile anlaşma yaparak Gazze Ablukasını adeta kabul etti. Ayrıca, 2014 yılında Erdoğan, CHP, HDP ve MHP’nin İHH’ye saldırdığını iddia ederek “Kimdir bu İnsani Yardım Kuruluşu? Mavi Marmara ile Gazzeli bebeklere ilaç götüren, mama götüren, gıda götüren, bunun için de ölümü göze alan bir yardım örgütü” demişti.