Tek istedikleri bir mezar taşı
Nusaybin'de 134 gün süren yasaklar sırasında çatışmalarda ölenlerin kimliği belirlenemedi. Cenazeler kimsesizler mezarlığında birer numaraya dönüştü.
Mardin’in Nusaybin ilçesinde, 134 gün boyunca devam eden yasaklar sırasında, yaşanan çatışmalar sırasında yaşamlarını yitirenlerin kimlikleri aylardır belirlenemedi. Farklı kentlerde adli tıp kurumlarına götürülen cenazelerin kimlikleri teşhis edilemezken, kimsesizler mezarlıklarında birer numaraya dönüştüler.
Yaşamını yitirenler 75 gün süren savaşın ardından devlet tarafından mahallelerden çıkarılarak DNA testleri alınmak üzere hastane morglarına taşındı. 3 gün içinde teşhisi olmayan cenazeler ise alelacele Diyarbakır, Mardin ve Urfa’da bulunan kimsesizler mezarlıklarına defnedildi.
79 CENAZEDEN SADECE 19’U TEŞHİS EDİLDİ
Çatışmaların yaşandığı Fırat, Abdülkadirpaşa, Dicle, Yenişehir, Kışla ve Zeynelabidin Mahallelerinden şimdiye kadar 79 cenaze çıkarıldı. Çıkarılan cenazelerden 27’si Urfa’da, 6’sı Diyarbakır’da, 21’i Mardin’de kimsesizler mezarlığına defnedildi. 4 cenaze kemik testi için 7 ay önce gönderildiği İstanbul’da hâlâ bekletilmekte. 2’si ise Mardin’de morgda bekletilirken bunların dışında ise sadece 19 cenaze teşhis edilmesi sonucu ailelerine verildi. 60 cenaze için ise 70’e yakın aile 7 ay önce DNA örneği verdi. Ancak aradan geçen zamana rağmen bu cenazelerin hâlâ kimlik tespiti yapılabilmiş değil.
‘7 AYDIR BEKLİYORUZ’
Tek istekleri acılarını yaşayabilecek bir mezar taşı olan aileler çocuklarının cenazelerini istiyor. Hangi mezarın kendi çocuklarına ait olduğunu bilmeyen aileler kimsesizler mezarlığını arada ziyaret edip her mezar taşında acılarını yaşıyor. Adları olmayan mezar taşlarında ise sadece hangi ilçeden çıkarıldığının belli olması için “NS” harfleri ve belli bir numara konulmuş durumda.
Bin bir emekle ve zorlukla büyüttüğü çocuğu Abdulselam Değer’in Nusaybin’de yaşamını yitirdiğini söyleyen Leyla Değer, “Cenazeyi almak için girişimlerde bulunduk. Ancak 7 aydır bekliyoruz. O kadar büyük acılar yaşıyoruz ki artık sindiremiyoruz. Gözümüzden sakındığımız çocuğumuz yaşamını yitirdi ancak acısını yaşayabileceğimiz bir mezar taşı dahi yok. Bu insani olarak bizim hakkımızdır. Biz çocuğumuzun cenazesini istiyoruz. Gidip o mezarda acımızı yaşamak istiyoruz” dedi. (Mardin/DİHABER)