Bir ‘tık’ uğruna biten habercilik

İnternet sitelerinin okuyucuyu çekmek için “Flaş gelişme! Şoke eden haber! O soruya ilginç cevap! Dizi oyuncusu böyle yakalandı,  İşte o kadın terörist, İşte o görüntüler, Bu kasabada 300 kadın kocasını aldattı, Ünlüleri hiç böyle görmediniz, Geçen cuma neredeyse yok oluyormuşuz” gibi bol flaşlı, bol ünlemli, yanar dönerli son dakika görselleri ile sunulan haberler” çok tartışılıyor. Prof. Dr. Aslı Tunç P24’te ‘tık haberciliği’ üzerine kaleme aldığı yazıda ‘internet sitelerinin editörleri ziyaretçilerini “okur” değil “tıklayıcı” olarak görüyor ve buna göre içerik hazırlıyor’ ifadelerine yer veriyor.

BİTEN HABERCİLİĞİN TABUTUNA ÇAKILAN SON ÇİVİ

“Ne olursa olsun siteye trafik çekelim diyen medya kuruluşları, okuru tık tuzaklarına düşürmekle hem haberciliği öldürdüklerini hem de marka itibarlarına zarar verdiklerini umursamıyorlar bile” diyen Tunç’a göre bunun nedeni “internette reklam dışında para kazanmanın yönteminin henüz bulunamaması: “Sonuç olarak İnternet üzerinde verilen reklamların farklı fiyatlandırma politikaları olmakla birlikte, gündelik hayatta  en çok uygulananı, “tıklama başına maliyet” üzerine kurulu. Amaç okuru haber sitesinde olabildiğince uzun tutmak, oradan oraya dolaştırmak çünkü İnternet üzerinde ziyaretçilerin sadece binde 5’i reklamlara tıklıyor. Dolayısıyla bir reklamın tıklanma sayısını artırabilmenin ve daha çok para kazanmanın bilinen en iyi yöntemi o reklamı daha çok gösterebilmek.”

Tunç, ‘tık alma’ çabasının “Zaten son nefesini veren haberciliğin tabutuna son çiviyi çaktığı” görüşünde. (MEDYA SERVİSİ)