03 Aralık 2016 16:48

Kime ödül, kime ceza?

Hükümet yöneticilerimin uygun gördüğü hayata dair çıkan bu yasa, aklımın, kalbimin almayacağı bir durum.

Paylaş

Merhaba,

Sizlere daha önce de ulaşıp yaşadıklarımı yazmıştım. Şimdi ise AKP iktidarının geçirmek istediği ama muhalefet sayesinde geri çekilen tecavüze teşvik yasası için düşündüklerimi yazıyorum.

İnanmanın, tüm merhamet dolu kalplerde, imkansız olduğu bu yasa önergesini okuduğumda bile tüylerimi ürpertti. Birileri çıkıp “Yanlış anlaşıldı” dese de bu önergenin tutulacak hiç bir yanı yok. Ne yazık ki bu durumu yaşamış bir birey olarak iğrendiğim bir an.

Hükümet yöneticilerimin uygun gördüğü hayata dair çıkan bu yasa, aklımın, kalbimin almayacağı bir durum. Bu durumu yaşayan biri olarak şunu söyleyebilirim ki o hasta ruhlu kişilerle değil evlenmek, aynı ortamda bulunmak bile ölümden daha ağır bir işkenceye dönüşürken, evliliğe zorlanmak mağdurun mu ödülü tecavüzcünün mü?

Toplumda bozulan yapının düzelmesi için bu yasanın çıkarıldığı söylendi. Peki, bozulan yapıyı biz kadınlar ya da sesini çıkaramayan küçük çocuklar, hayatının baharındaki gençler mi nefsine hakim olamayıp bozdu, yoksa hasta ruhlu, hasta beyinli o insan suretine bürünmüş olanlar mı?

Bu yasa, kime ödül kime ceza? Yasalar toplum hayatını düzenlemek, insan sağlığının huzurunu korumak için değil midir? Tecavüze maruz kalan kişinin ruh sağlığını düzeltmek, hayatını rehabilite etmek, onu ailesinin bile uygulayacağı her türlü psikolojik baskıdan korumak yerine neden devletimiz böyle bir yasa ile hasta ruhlu kişi ile evlenmeyi uygun gördü? Çözümden, gelişimden, demokrasiden yana olan ülkem bu konuda mu çözümsüz kaldı?

Önergenin gerekçesinde “Ortada kalan çocukların mağduriyetini gidermek adına” denildi. Tecavüzcüsüyle evlenip her gün ızdıraba dönüşen hayatta mağdurenin yetiştireceği çocuklar ne kadar sağlıklı olabilir? Bu yasanın toplumda yaşayan hasta ruhlu insanlara nasıl cesaret verdiği düşünülmedi mi? Bunlar belki de sorulması gereken sorulardan sadece bir kaçı...

Bu ülkede tecavüzün kaza gibi her gün yaşandığı bir hale ulaşmasında, tecavüz, taciz, kadına şiddet olaylarının yaptırım açısından hafife alınmasının, suçluların cezalandırılmayıp sürekli ödüllendirilmesinin, bu yasalara evet diyenlerin yanı sıra destek verenlerin de en az tecavüz suçunu, günahını işleyenler kadar payı olduğu kanısındayım.

Hayatın karardığı o günlere ışık olmanın bu yasayla mümkün olmayacağını, bu durumu ödüllendirerek tecavüz, taciz, çocuk istismarı suçlarına daha fazla teşvik edeceğini, bu suçların yaş, cinsiyet ayrımı yapmaksızın en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini sadece kadınlar değil millet olarak savunmamız gerekir.

Ben bu mektubu yazarken Adalet Komisyonuna çekilen cinsel istismar düzenlemesi, komisyonda yapılan oylama sonucu, oy çokluğuyla tasarıdan çıkarıldı. Fakat AKP iktidarının ve bu zihniyetin böylesi tasarılardan asla vazgeçmeyeceğini, kadınları köleleştirmek, eve hapsetmek üzere yeniden harekete geçeceklerini de unutmadan, mücadeleye ara vermeden devam etmemiz gerektiğini hepimiz bilmeliyiz.

Ayşe

Kartal / İSTANBUL

ÖNCEKİ HABER

Önce tepki vardı, sonra ‘particilik’ devreye girdi

SONRAKİ HABER

Öfke hayatı değiştirmedikçe ne işe yarar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...