03 Aralık 2016 15:16

Biz de başarı hikayeleri yazabiliriz

Çalıştığı fabrikada bir yetkilinin aynı bölümde çalıştığı işçiyi taciz ettiğini gören Sevim, bu durum karşısında susulmasını kabullenemiyor.

Paylaş

Adile DOĞAN

Sevim, 35 yaşında, 20 yıldır işçi, 10 yılı bir tekstil fabrikasında geçmiş, 5 yılı metal fabrikalarında. Son 5 yıl ise girip çıkmadığı işyeri kalmamış neredeyse. 20 yıla bir sürü şey sığdırmış. Sevim’le bir çay sohbetinde oradan buradan konuşuyorduk. Bir yandan memleket meseleleri, bir yandan kendi günlük sorunlarımız derken Sevim’e en son girdiği işi sordum. Sevim “Aman, hiç açma o konuyu, ne güzel sohbet ediyorduk” deyip suratını astı.

“Bir insanın yaşadıkları hep mi eksik kalır?” diye başlıyor söze. 10 yıl boyunca çalıştığı tekstil fabrikasında çok ağır koşullarda düşük ücretle çalışmış. “Çok fazla mesaisi olan bir yerdi. Ama ilk iş yerimdi, o nedenle çok seviyordum işimi. Arkadaşlık ortamımız çok güzeldi, benden daha eski işçiler vardı. Uzun çalışma koşulları ve düşük ücret nedeniyle işçilerle bir araya geldik. Sonra sendikalaşmaya karar verdik. İlk başlarda gayet iyi gitti. Ama patron kısa süre içinde duydu, biz daha sendikalı olmadan benim de içinde olduğum 10 işçiyi işten attı. Uzun süre işsiz kaldıktan sonra iki ayrı metal fabrikasında çalıştım. Orada koşullar tekstile göre daha ağırdı ya da bana öyle geliyordu. Oradaki işçiler de kendi koşullarından memnun değildi. Sonra anladım ki her yer aynı. 2008 krizi de beni buldu, 4 aylık maaşlarımız içerde kaldı. İflas gösterdiler. Ben yine kaldım ortada. Uzun süre işsiz kaldım” diyor.

Sevim “İyi ki bekarım, bir de bana evlen diyorlar, evli olsaydım ne yapardım” diye kendisiyle dalga geçiyor. Kısacası son 10 yıldır iki yakası bir araya gelmemiş. Annesi ve kız kardeşiyle birlikte yaşıyor ve şu an ekonomik olarak çok kötü bir noktaya gelmişler. İşsizliği yaklaşık bir yıl sürmüş. “Tam düzgün bir iş buldum diye sevindim, 5 aydır çalışıyordum, ama...” diyor, asılıyor yine suratı.

OLANLARI BİLİP SUSMANIN AĞIRLIĞI

İşten ayrılmak istiyor, nedenini de büyük bir öfkeyle anlatıyor. Çalıştığı yer Tuzla Serbest Bölgede büyük bir fabrika. Sevim, yaşadığı servis sorununu çözmek için ilgili kişiyle görüşmeye gidiyor. Sonrasında yaşananları şöyle ifade ediyor: “Kapıyı çalıp içeri girdiğimde benimle aynı bölümde çalışan bir kadını taciz etmeye çalıştığını gördüm. İlk başta ne olduğunu anlamadım. Kadın çok utandı. Yetmezmiş gibi kadını odadan kovdu. Ben kendi sorunumu konuşamadan beni de kovdu. Çok sinirlendim, doğru kadının yanına gittim. Tuvalette ağlıyordu. Biraz sakinleştirdim, ne olduğunu sordum. ‘Elektrikler kesilmiş borcumuz yüzünden, annem para istedi, ben de avansımı erken yatırır mısınız diye sormaya gittim. O da ‘Gençsin, güzelsin, sen buralarda harcanıyorsun’ diyerek ahlaksız teklifte bulundu’ diye anlattı yaşadıklarını.”

İşin en üzücü tarafı, tacize uğrayan kadın, yaşadıklarından çok Sevim’in onu görmesine üzülmüş. “Kimseye söyleme” diye yalvarmış. Sevim, “Bir şeyler yapalım, patrona çıkalım, diğer işçilere söyleyelim desem de ikna edemedim. Ben de bana ne dedim ama içim rahat değil. Olanları bilip susmak ağır geliyor, ben de işten ayrılmak istiyorum” diyor.

‘BAKARSIN BİZ DE TACİZCİNİN HAKKINDAN GELİRİZ’

Son zamanlarda hangi kadınla ne konuşursak konuşalım konu sonunda hep şiddete geliyor. Aslında Sevim 20 yılda çok şey biriktirmiş bir işçi kadın. Genç bir işçi kadının uğradığı tacizi kabullenemiyor, “Ama en çok da elimizden çok şey gelmesine rağmen kendimiz için hiçbir şey yapamamak zoruma gidiyor” diyor.

Evet, elimizden her iş geliyor. Kendimiz için de gelmeli... Ben de ona daha önce Rimaks Fabrikasında bir kadın işçinin ustabaşı tarafından uğradığı taciz karşısında hem fabrikadan hem de mahalleden kadınların nasıl bir dayanışma sergilediğini, sonunda ustabaşını işten attırdıklarını anlattım. Bu örneği daha önce duymamış; gözlerini aça aça dinledi beni. “Bunu biz de mi denesek? Ama önce tacize uğrayan arkadaşımızı ikna etmemiz gerekir...” diye sesli düşündü. Sonra “Eğer benim fabrikamdaki işçi kadınlarla birlikte biz de bu tacizin hakkından gelmeyi başarırsak ben de başarı hikayemizi dergiye yazarım ha, ne dersin” diye heyecanlandı.

Onun bu “yapabiliriz” heyecanı size de geçmedi mi sevgili kadınlar?

 

ÖNCEKİ HABER

Kadınlara ‘bebeği sütten kes’ denen fabrika

SONRAKİ HABER

İşçinin sorunlarıyla ilgilenmeyenler Erdoğan için çalışıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...