01 Aralık 2016 12:45

'Sarı basın kartı gazetecilik ruhsatı değildir'

'Türkiye hapishanelerinde 3 sarı basın kartlı tutuklu var' diyen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a basın meslek örgütleri tepki gösterdi.

Paylaş

Arif BULUT
İstanbul

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın, hapishanelerde kaç gazetecinin olduğuna dair soru önergesine “Ceza infaz kurumlarında 24 Mayıs 2016 tarihi itibariyle Türkiye hapishanelerinde 3 basın kartlı tutuklu var” yanıtını veren Adalet Bakanı Bozdağ’a meslek örgütlerinden sert tepki geldi. 

Bozdağ’ın açıklamalarının aksine, sadece, nisan, mayıs ve haziran 2016 tarihlerinde 32 gazeteci ve 10 dağıtımcı hapishanedeydi. Gazeteciler üzerindeki baskılar OHAL dönemi ile birlikte zirve yaptı ve cezaevindeki gazeteci sayısı 146’ya yükseldi. Bozdağ’ın açıklamalarına yanıt veren Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto,  DİSK Basın-İş Başkanı Faruk Eren, Özgür Gazeteciler Cemiyeti (ÖGC) Başkanı Hakkı Boltan ve Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformunun (TGDP) sürgündeki Temsilcisi Necati Abay Türkiye’nin dünyadaki en büyük gazeteci hapishanesi olduğuna vurgu yaparak, basın özgürlüğü için mücadele etmeye devam edeceklerinin altını çizdi.

‘BOZDAĞ’IN KRİTERLERİNE GÖRE GAZETECİLİK YAPMIYORUZ’

Bakan Bozdağ’a yanıt veren TGS Başkanı Gökhan Durmuş bu açıklamaları ilk defa duymadıklarını hatırlattı. Durmuş “Türkiye’de, onların kriterlerine uygun gazeteci maalesef yandaş basın kuruluşlarında çalışanlar. Onun dışındakileri gazeteci olarak kabul etmedikleri için cezaevlerinde yüzün üzerinden ki gazeteciyi de gazeteci olarak kabul etmiyorlar” dedi. Durmuş, “Önce basın kartlarını iptal edip sonra da basın kartı yok bunların, bunlar gazeteci değildir’lerin arkasına sığınmak için bunu yaptılar. Adalet Bakanı nasıl ifade ederse ettin Türkiye’de 100’ün üzerinde gazeteci cezaevlerinde tutuklu. Bunu onlar da çok iyi biliyor. Meslektaşlarımız Adalet Bakanının kriterlerine göre değil, gazetecilik meslek ilkelerine göre gazetecilik yapıyorlar. Bu yüzden Bozdağ’ı tekrar cezaevindeki gazetecileri saymaya ve gazeteciyim diyenlerin durumlarını araştırmaya çağırıyorum” ifadelerini kullandı.

‘GAZETECİLİK İRAN’DA, ÇİN’DE BİR DE TÜRKİYE’DE SUÇ’

TGC Başkanı Turgay Olcayto, “Bakan, 144 gazeteci içinde 3 gazetecinin basın kartı var derken demagoji yapıyor. Basın ve Yayın Genel Müdürlüğünün 2015 Aralık’ından beri kendi onayına “evet” diyecek bir Basın Kartları Komisyonu oluşturduğunu herkes biliyor. Bu nedenle de biz TGC ve TGS olarak bu komisyondaki görevlerimizden istifa ettik ve Danıştayda bu yönetmeliğin iptal edilmesi için dava açtık, bu dava hâlâdevam ediyor. Şimdiki yeni komisyon muhalif gazetecilerin basın kartlarına el koydu, bu kartları iptal etti. Dolayısıyla pek çok arkadaş muhalif ve sol basın kuruluşlarında çalıştıkları için basın kartlarını geri alamıyor. Böyle bir durumu söylemedikten sonra, Bakanın 3 gazeteci var demesi resmen bir demagojidir” dedi. Olcayto, “İran, Çin ve Türkiye hariç dünyanın hiçbir yerinde gazetecilik suç sayılmıyor” ifadelerini kullandı.

‘DEVLET SADECE İSTEDİĞİ KİŞİYE KART VERİYOR’ 

“Hükümet yıllardır aynı teraneyi okuyor” diyen DİSK Basın-İş Başkanı Faruk Eren, “Daha önce de içeride gazeteci yoktur diyorlardı. Ahmet ile Nedim arkadaşlarımız içeride iken onlar gazeteci değil teröristtir diyorlardı, sonrada kandırıldık dediler” şeklinde konuştu. Devletin sarı basın kartını istediğine verdiğini, istemediğine vermediğini söyleyen Eren, “Ben 1989’dan beri fiilen gazetecilik yapıyorum. Benim ömür boyu kullanacağım sürekli basın kartım vardı. Fakat Devlet bu yılın mayıs ayından beri bana kartımı vermiyor ve bana neden kartımı vermediklerinin nedenini de söylemiyorlar. Yani bu benim gazeteci olmadığım anlamına mı geliyor? Benim gazetecilik yapmama Basın Yayın Enformasyon Müdürlüğü veya Bekir Bozdağ karar veremez. Ben gazeteciyim ve sarı basın kartı gazetecilik ruhsatı değildir” dedi.

ÖGC Başkanı Hakkı Boltan, “Hükümet açısından Türkiye’de basın yoktur. Sadece hükümeti destekleyen, haber yazarak methiye dizen methiyeciler vardır. Onlara basın denilmektedir. Dolayısıyla bunların dışındaki tüm basın kurum ve kuruluşları basın olarak kabul edilmemektedir” dedi.

‘DÜNYA ALEM BİLİYOR’

Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP) Temsilcisi Necati Abay Türkiye’de cezaevinde olan gazetecilerin tümünün gazetecilikten tutuklu bulunduğunu söyledi. Türkiye’nin tutuklu ve hükümlü gazeteci sayısı bakımından ikinci kez dünya birincisi olduğunu söyleyen Abay, “Bakan, sıkıştıkça geleneksel devlet politikasına, inkar politikasına sarılıyor. Bunun beş paralık bir değeri yoktur. Artık dünya alem biliyor. Türkiye’de basın özgürlüğü ayaklar altındadır. Aslı Erdoğan’dan Necmiye Alpay’a, Ahmet Altan’dan Mehmet Altan’a, Şahin Alpay’dan Nazlı Ilıcak’a, İnan Kızılkaya’dan Zana Kaya’ya, Kadri Gürsel’den Murat Sabuncu’ya gazetecilerin tümü gazetecilik görevleri nedeniyle tutukludur. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ne kadar gizlemeye çalışırsa çalışsın dünyanın en büyük gazeteci hapishanesinin Türkiye’de bulunduğu gerçeği dünyada genel kabul görüyor” ifadelerini kullandı.
 

ÖNCEKİ HABER

‘Hukuksuz ihraç ve açığa almalar aileleri dağıtıyor’

SONRAKİ HABER

Aladağ’a sessiz kalma çağrısına para cezası tehdidi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...