27 Kasım 2016 00:56

Fransa’da sağ ilerliyor, emek cephesi dağınık

Merkez sağın cumhurbaşkanı adayının bugün kesinleşeceği Fransa’da sağ rüzgar sertleşiyor. ‘Sol’ iddiasındaki hükümet de bu rüzgarın etkisi altında.

Paylaş

Deniz UZTOPAL
Paris

Fransa’da 23 Nisan 2017 tarihinde ilk turu gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştıkça, aday adayları arasında çatışmalar da artıyor. 2012’de iktidara gelen Sosyalist Partinin Lideri François Hollande’a karşı tepkilerin artmasıyla birlikte Fransız sağında ve solunda seçim kavgası hararetleniyor.

Bir yandan sağcı parti Cumhuriyetçiler (LR) bu kadar tepkiden sonra Hollande’ın seçilemeyeceği ihtimali üzerinden kendi adayının gelecek cumhurbaşkanı olacağına kesin gözüyle bakıyor. Bu da aday adaylığı yarışına ayrı bir şiddet katıyor.

Hükümet partisi Sosyalist Parti içinden ise Hollande’ın yerine Başbakan Manuel Valls’ın aday olması gerektiği fikrini savunanların sayısı artmaya başladı. Bunlara bir de Batı’da egemen sınıfların daha fazla sağa kaydığını ve aşırı sağcı partiler ve düşüncelerin daha fazla desteklediğini eklersek, merkez sağ ve merkez solun kendi adayını belirleme süreci, siyasi çizgilerin daha da sağa kaydığı bir süreç olarak yaşanıyor.

Aşırı sağcı parti Ulusal Cephe ve Lideri Marine Le Pen ise esen bu rüzgardan en fazla faydalanan olduğu için şimdilik sessizliğini koruyor.

FILLON VE JUPPE ARASINDAKİ REKABET

Cumhuriyetçilerin (LR) aday adaylık yarışmasının ilk turu geçen pazar gerçekleşti. Aralarında Eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve  Eski Başbakanlar François Fillon ile Alain Juppe’nin bulunduğu 7 aday LR’in tek ortak adayı olmak için aylardır kampanya yürütüyorlardı. Sarkozy 2012’de siyaseti bıraktığını belirtmiş fakat daha sonra siyasete dönerek ve her yola başvurarak tekrar cumhurbaşkanı olmak istiyordu. Karşısındaki en ciddi rakip 1995 genel grevleri esnasında başbakan olan Alain Juppe idi.
5 yıllık Hollande döneminden sonra parçalanmış bir solun seçimleri kazanma ihtimalinin düşük olması LR’in aday adaylık yarışmasına ayrı bir rekabet katıyordu. İki aylık kampanya sürecinde üç defa canlı yayımlanan tartışmalar örgütlendi. En az 17 kamuoyu yoklaması yapıldı ve istisnasız tümünde Juppe birinci Sarkozy ise ikinci çıktı. Zaman ilerledikçe Sarkozy daha fazla sağa kaydı, kendisiyle birlikte diğerlerini de sürükledi.

Ama seçim sonuçları beklendiği gibi olmadı. ABD’de olduğu gibi kamuoyu yoklamaları yanıldı. Uzun süre 4. sırada, son dönemlerde ise 3. sırada görülen François Fillon en iyimser anketin iki katı oy alarak, yüzde 44.1 ile birinci oldu. Juppe yüzde 28.6 ile ikinci, Sarkozy ise yüzde 20.7 ile üçüncü olarak elendi ve veda konuşması yaptı.

SAĞIN ÖN SEÇİMLERİNDE KİMLER OY KULLANDI?

Seçilecek adayın gelecek yeni cumhurbaşkanı olma ihtimalinin yüksek olması nedeniyle sağın adaylık yarışına ilgi de beklenenden fazla oldu. 4 milyon 272 bin kişi oy kullandı. Oy kullanmak isteyenin “sağın değerlerini” paylaştığını kabul ettiğini ifade eden bir metne imza atması ve 2 avro ödemesi yeterliydi. 5 yıl önce Sosyalist Parti de aynı yönteme başvurmuş, ön seçimi kazanan François Hollande seçimleri de kazanmıştı, fakat, Sarkozy’ye tepkilerin zirve yaptığı bir dönem olmasına rağmen sadece 2.6 milyon kişi oy kullanmıştı.

Anketler oy kullanan 4.2 milyon seçmenin yüzde 59’unun erkek, yüzde 39’unun da 65 yaş üstü olduğunu gösteriyor. Yüzde 43’ü emekli, yüzde 32’si orta ve üst sınıflara mensup, yüzde 18’i ise emekçi ve yüzde 7’sinin ise işsiz olduğunu gösteriyor. “Sağ seçmen” olduğunu ifade edenler ise yüzde 63. Yani sağcıların ön seçiminde oy kullananların yüzde 40’ı sağın geleneksel seçmeni değil.
Bu veri bile Fransa’nın içinden geçtiği durumu doğru okuma açısından önemli bir ipucu veriyor. Seçmenin yüzde 15’i (500 bin kişi) geleneksel olarak ‘sol’a oy verdiğini, yüzde 8’i ise ‘aşırı sağ’ seçmen. olduğunu ifade etmiş. Yüzde 14’ün ise kalıcı bir siyasi tercihi yok.

SAĞA KAYMADA SINIR YOK

Ön seçimlerin ikinci turuna kalan iki adayın programları ‘sağa kayma’ konusunda birbiriyle yarışıyor. Kuşkusuz bu kalışta 5 yıllık ‘solcu’ Hollande’ın izlediği emek düşmanı çizgi, başta ABD olmak üzere dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde aşırı sağın güçlenmesi ve seçimleri kazanma aşamasına gelmiş olması, Fransa’da aşırı sağcı Le Pen’in oy potansiyelini yüzde 25 ile 30 arası gibi büyük bir oranda tutabilmesi ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tura kalmayı neredeyse garanti altına almış olmasının da rolü büyük.

VAATLER: EMEK DÜŞMANLIĞI VE IRKÇILIK

İki aday da uluslararası düzeyde estirilen aşırı sağcı rüzgardan faydalanmak için yelkenleri sonuna kadar açmış durumda. Fakat belirtmek gerekir ki, ilk turda seçilme şansı daha düşük olan Fillon rakibine göre sağa kayma konusunda birkaç adım ileride. Örneğin Fillon memur istihdamını 500 bin, Juppe ise 300 bin azaltacağını ifade ediyor. Fillon kamu harcamasını 100 milyar avro azaltacağını belirtirken, Juppe ise bunu 85 ile 100 milyar arasında olacağını söylüyor. Yani hangisi seçilirse seçilsin kemerler daha da sıkılacak!

Fillon kamu hizmetinde haftalık 35 saatlik çalışmayı yok edeceğini savunurken, Juppe daha muğlak bir şekilde çalışma saatlerini uzatacağını ifade ediyor. İki aday da KDV’yi arttırmayı öngörüyor: Fillon yüzde 2, Juppe ise yüzde 1 oranında. Göçmenlik konusunda Fillon göçmen kotası koymayı önerirken, Juppe, Fransa’da doğanlara vatandaşlık verilmesini zorlaştırmak istiyor.

İki aday arasındaki temel farklılıklar ise dış politikada. Fillon son yıllardaki aşırı sağcı tüm partilerin dillendirdiği Rusya ile ilişkilerin farklılaşması gerektiğini, Putin’le derhal masaya oturulmasını, hatta Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımların kaldırılmasını ve Suriye meselesinin çözülmesi için iş birliği yapılmasını savunurken, Juppe, Putin’le diyaloga karşı olmamakla birlikte daha statükocu durumda. Fillon’un, ikinci tura kalmasından sonra Putin’in övgü dolu bir mesaj yayımlaması da tesadüf değil.

FRANÇOIS HOLLANDE ADAY OLUR MU?

‘Solcu’ olma iddiasındaki mevcut Cumhurbaşkanı François Hollande, son 5 yıldır neredeyse sol adına hiçbir şey yapmadı. Tam tersine Sarkozy’nin yarı bıraktığı birçok “karşı-reformu” devam ettirdi, hatta sağın hayal edemeyeceği kadar ileri götürdü.
Gerek emekçiler, gerekse de kendi partisi içinde büyük tepki toplaması tesadüf değil. Kuşkusuz Hollande yeniden aday olmak istiyor ama seçimlerin 1. turunu aşma şansının her geçen gün azaldığını kendisi de görüyor.

Tüm sol güçler içerisinde ön seçim yapılması fikrini kabul etti, fakat Sol Partinin Adayı Jean-Luc Melenchon’un bunu reddetmesi ve ardından Yeşiller’in kendi adayını çıkartacağını kararlaştırması Hollande’ın hesaplarını suya düşürdü. Fakat Sosyalist Partinin ön seçim planı iptal olmadı ve ocak ayında gerçekleştirilecek.

Hollande, aday olup olmayacağını 10 Aralık’ta açıklayacanını belirtti. Fakat Cumhurbaşkanının harekat alanının daraldığını belirtmek gerekir. Bunun esas olarak iki temel nedeni var: Birincisi yıllardır izlediği politikalarla merkez sağa hitap eder bir pozisyona düşmesi. Juppe ve Fillon’un açıkladığı programlarla iyice sağa kaydıkları doğru ancak yine de merkez sağı tamamen terk etmiş değiller.

Diğer yandan aynı kesime ‘sol’dan” hitap eden en az iki aday daha var: Hollande’ın Eski Ekonomi Bakanı Emmanuel Macron’un, hem merkez solun hem de merkez sağın oylarının bir kısmının alacağı kesin. Diğer yandan uzun yıllar hükümete yakınlığıyla bilinen Yeşiller de kendi iç seçimlerinde sağ kanadı temsil eden Yannick Jadot’yu seçti.

Bu iki adayın Sosyalist Partinin oylarını olumsuz etkileyeceği de kesin. Yani Hollande’ın, partisinin adayı olduğu koşullarda bile seçimlerin birinci turunu aşması zor görünüyor. Yerine Başbakan Manuel Valls’in gelmesi muhtemel. Ancak onun da kazanma ihtimali düşük, ancak Valls açısından esas olan partinin ana gövdesini kendi adaylığı ve liberal bir çizgi etrafında toparlamak. Bunu başarabildiği koşullarda 2022 seçimlerinde şansı daha fazla olacaktır.

ANTİLİBERAL CEPHENİN İÇ TARTIŞMALARI

Asıl önemli soruya, ‘emekçilerin bir alternatifi olacak mı’ sorusuna gelince ise net bir yanıt vermek kolay değil. Esas nedeni kısa süre öncesine kadar varolan antiliberal Sol Cephenin dağılması. Sol Cephenin en büyük iki partisi olan Sol Parti ve Fransız Komünist Partisi arasında adaylık ve dar örgütsel çıkarların öne çıkması cepheyi dağıttı.

Sol Parti Lideri ve 2012’de Sol Cephenin ortak adayı olan Jean-Luc Melenchon, 2017 seçimleri için adaylığını açıkladı ancak Cephenin eski unsurları bu “tek başına adaylığa” sıcak bakmadı. Seçimin yaklaşması, merkez sağın daha da sağa kayması ve hükümet partisinin kazanma ihtimalinin azalmasına bağlı olarak Melenchon’un adaylığı, sol içerisinde giderek kendisini dayatmaya başladı.

Kamuoyu yoklamalarında Melenchon yüzde 13-15 oy potansiyeliyle sol içerisinde en fazla destek alan aday olarak öne çıkıyor. Yine eski Sol Cephe içerisinde en büyük üçüncü güç olan Ensemble Örgütü de Melenchon’un adaylığını destekleme kararı verdi. Fransız Komünist Partisinin (FKP) seçim taktiği hâlâ muğlak.

FKP TARİHİNDE BİR İLK

FKP, birkaç hafta öncesine kadar hükümetteki Sosyalist Parti ile cumhurbaşkanlığı ve hemen ardından yapılacak genel seçimler için anlaşarak Mecliste bir parlamento grubu oluşturmayı planlıyordu. Fakat bu, hükümete siyasi taviz vermek anlamına geliyordu, ki Sol Cephenin diğer bileşenleri açısından en büyük sorun da buydu. Ama Sosyalist Partinin giderek belirgin bir şekilde sağa kayması ve Melenchon’a halk desteğinin sürekli artması FKP’nin bu stratejisini zora soktu. Kasım başında FKP, Konferansını topladı. Konferanstan önce Parti Genel Sekreteri Pierre Laurent, parti yürütmesi olarak Melenchon’u destekleme önerisinde bulunduklarını açıkladı fakat Konferansa katılan 535 delegenin yüzde 55.7’si karşı oy kullandı ve parti içi bir adayının sunulması fikrini destekledi. Neredeyse bir asırlık FKP tarihinde ilk defa delegasyonun çoğunluğu parti yürütmesinin kararına karşı oy kullanmış oldu. FKP, 24-26 Kasım tarihlerinde iç oylama yapacak. Fakat buradan çıkan sonuç ne olursa olsun, emek cephesinin çıkarlarını savunabilecek güçlerin hâlâ çok dağınık olduğu gerçeği değişmeyecek.

ÖNCEKİ HABER

Süper Lig heyecanı sürüyor

SONRAKİ HABER

Dünya kadınlarının 25 Kasım'ı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...