27 Kasım 2016 04:15

Silahlar susunca sevgi konuşulur

7 Haziran seçimlerinde HDP milletvekili adayı olan gazeteci Özer Akdemir, MHP ve CHP'ye oy vermiş Ege köyü Dolaylar'daki izlenimlerini yazdı.

Paylaş

Özer AKDEMİR

7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinden yaklaşık iki ay önce seçim çalışmaları için Ödemiş'e gitmiştik. HDP çatısı altında seçimlere ortak giren emek, demokrasi, barış güçlerinin İzmir 2. Bölge milletvekili adayları olarak hem seçim bürosunu ziyaret edecek hem de o gün yapılacak Dolaylar köyündeki eyleme katılacaktık. Eylem yörede bir süredir yapılmak istenen altın madenine karşı gerçekleştiriliyordu. Uzun zamandır Ödemiş'in yaslandığı Bozdağlarda altın işletmesi kurmak için nabız yoklayan bir şirket Dolaylar köyünde ÇED toplantısı yapacağı duyurusunu yapınca köylüler direnişe geçmişti.

BİR YUDUM NEFES

Köylülerin bu tür eylemlerine hiç de yabancı değildik ama ilk kez bir siyasi parti temsilcisi olarak haberini yapmaya, destek vermeye gittiğimiz köylülerden yaklaşan seçimlerde destek de isteyecektik. Hem de yıllarca dışlanan, ötekileştirilen, düşman yapılmak istenen Kürtlerin de içinde bulunduğu bir siyasi partiye oy isteyecektik. Yıllardır süren çatışmalarda Ödemiş'te onlarca gencini kaybetmişti. Akan kan üzerinden politika yapan partiler bu durumu sürekli istismar etmekte, sağlıklı bir durum değerlendirmesi yerine halklar arasında düşmanlık tohumu ekecek söylem ve politikalar geliştirmekte idiler. Yıllardır süren çatışmalardan sonra başlayan çözüm süreci ve çatışmazlık ortamı Anadolu için adeta bir nefes olmuştu. Ülkenin dört bir yanına cenazeler gelmiyor, analar ağlamıyor, intikam yeminleri edilmiyordu uzun zamandır. Silahlar susmuştu. Şimdi barışı, emeğin hakkını, özgürlüğü, demokrasiyi, eğitimi, tarımı, ekolojiyi, kültürü konuşmanın zamanı gelmişti. Düne kadar mermi seslerinden, kan gözyaşı çığlıklarından duyulmayan bu sesler artık her köşeden çıkmaya başlamıştı.

BAHAR SÖZCÜKLERİ

İşte bu atmosferde gittiğimiz çoğunluğu daha önce MHP ve CHP'ye oy vermiş Ege köyü Dolaylar'da köylüler HDP'lileri büyük bir hüsn-ü kabulle karşılamışlardı. Kimse kötü bir söz söylememiş, destek için teşekkür etmiş ve HDP'nin barajı aşarak mecliste olmasını istediklerini söylemişlerdi. "MHP'liyim ama HDP mecliste olmalı bu sefer" diyen köylü gençler gelip elimizi sıkmıştı. Orada, Dolaylar Köyünde, altın madenine karşı köylü kadınlar, Ödemişli kurum temsilcileri, CHP ve HDP milletvekili adayları olarak omuz omuza verilen görüntü ülkenin yıllardır özlediği görüntüydü. Farklı siyasi görüşlerden olanlar, Dolaylarlı köylülerle altın madenine karşı nasıl ortak direnilebileceğini konuştu. Baharın güzelliği konuşuldu, barışın önemi, yaklaşan seçimler ve güzel geçecek bir yaz özlemi. Dolaylar köylüsü altıncıları kovdu o gün ve barışın solunduğu o bahar gününden iki ay sonra HDP yüzde onluk barajı çok rahat bir şekilde aşarak meclise girdi. Sonrası herkesin malumu...

BU KÖY BÖYLE BİRŞEY GÖRMEDİ

Dolaylar Köyünde ÇED toplantısını yapmak için gelecek şirket yetkilileri ve resmi kurum temsilcileri beklenirken öğle sıcağından korunmak için bir ağacın gölgesine sığındım. Sırtını ağaca yaslamış, elinde bastonu, kafasında şapkası 70 yaşın üzerine görünen bir köylü amcanın yanına oturdum  selam verip. Hoş beşin ardından ellerinde dövizlerle, pankartlarla bekleyen köylülerini gösterip "Bu köy yıllardır böyle birşey görmedi" dedi. "Sadece bizim köy değil, Bozdağın tepesindeki köylerden de gelenler varmış. Ödemişten, İzmir'den...  Milletvekilleri de gelmiş. Görmedim ben, gidemedim, yürüyemiyorum artık. Kürtler bile gelmiş dediler, altın madenine karşı bize destek için. Bu köy böyle birşey görmedi". "Elimden tut, kaldır. Evim şurası bir soğuk su vereyim sana" dedi. Tutup kaldırdım, ağır ağır yürüdük iki adımlık yolu. Dolaptan su getirdi bana. Ben küçük evinin gölgesinde suyumu içerken o sandalyesine oturdu. "Günlerim artık burada ve o ağacın altında geçiyor. Başka yere yürüyemiyorum" dedi.

‘ONU ÇOK ÖZLEDİM’

Laf lafı açıp sohbet koyulaşınca, elini yeleğinin iç cebine atıp bir fotoğraf çıkardı. Yıllar önce kaybettiği ama bir türlü unutamadığı hayat arkadaşının fotoğrafını. Başörtüsünün altından taşan saçları bembeyaz, ama yanaklarından adeta sağlık fışkıran orta yaşı çoktan geçmiş bir kadının gülümseyen yüzü vardı siyah beyaz fotoğrafta. "Onu çok özledim" dedi. Gözleri doldu, tuttu kendini. Eşi öldükten sonra çocukları da zamanla yuvadan uçmuşlar, yalnız başına kalmış köy yerinde. Ölen eşinin fotoğrafını koyarken cebine "artık ölümü bekliyorum" dedi. Sesinde bir an önce özlediğine kavuşmayı bekleyenlerin hüznü vardı.

Dolaylar Köyü bana iki şeyi öğretti o gün; silahlar susunca sevgi konuşuluyordu.

ÖNCEKİ HABER

Sınıra Stinger füzesi taşıyan 'Atılgan' sevkiyatı yapıldı

SONRAKİ HABER

Bir iltica hikayesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa