26 Kasım 2016 11:13

‘Türkiye yönetilebilir bir durumda değil’

Eğitim Sen ‘OHAL, KHK'lar ve Demokrasi Mücadelesi' başlıklı bir sempozyum gerçekleştirdi.

Paylaş

Eğitim Sen ‘OHAL, KHK'lar ve Demokrasi Mücadelesi Sempozyumu'nun ilk oturumu gerçekleşti. Ankara'da Alba Otel'de yapılan sempozyuma siyasi parti temsilcilerinin yanı sıra KESK ve bağlı sendikaların yöneticileri de katıldı. Yapılan konuşmalarda ülkenin AKP için yönetilemez durumda olduğuna dikkat çekilerek, geniş bir mücadele cephesi örülmesi gerektiği vurgulandı.

 Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, 15 Temmuz öncesinde de iktidarın toplumu kendi ideolojisi çerçevesinde dönüşümlere gittiğini söyledi. Ancak darbe girişimi ardından bu politikalar çok daha kapsamlı bir hal aldığını belirten Karaca, darbe girişimi sonrasında saldırıların kamu emekçilerine, siyasetçilere, gazetecilere yöneldiğini ifade etti. Kamuda açığa alma ve ihraçlara da değinen Karaca, Eğitim Sen üyelerinin hedef haline getirildiğini kaydetti.

‘ABDÜLHAMİT GİBİ YÖNETMEK İSTİYORLAR’

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, 12 Eylül anayasasının bile iktidara yetersiz geldiğini vurgulayarak, “AKP açısından bile Türkiye yönetilebilir bir durumda değil. 370 milletvekilleri var her kurumda mutlak kontrolü var ancak ekonomi, siyasi durum ortada ve ülke uçuruma sürükleniyor. Bu kadar çılgınlık ve akıl dışı işlerle ülkeyi yönetilemez bir hale getiriyorlar” ifadelerini kullandı.

‘EN ÇOK KORKTUKLARI ŞEY BİRLEŞMEMİZ’

HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım ise “Bu ülkede her rejim despotikti. Bu sadece Kürtler için geçerli değil. Türkler de demokratik, özgür bir ülkenin sahibi olamadılar. OHAL ilanı ile Sarayın bir yegane iktidarının kalıcılaştırılması amaçlanmaktadır. Bir normalleşme döneminde savaş suçları ile yargılanabileceklerinin farkında oldukları için faşizme yönelen gidişatı durdurmak istemiyorlar. Bu iktidarın en çok korktuğu husus toplumun farklı kesimlerinin bir araya gelmesidir” şeklinde konuştu. 

’İKİ İSLAMCI GÜÇ DE DARBECİ’

ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş, 12 Eylül'ün önünü açtığı iki siyasal islamcı gücün ülkeye 15 Temmuz gecesini yaşattığını dile getirdi. Uzun yıllar askeri darbeler karşısında demokrasiyi savunduğunu iddia eden iki hareketin de darbeci çıktığını söyleyen Taş, 15 Temmuz darbe girişiminin kamunun ne kadar tahribat içinde olduğunu gösterdiğini kaydetti. Bu noktada KESK'in de kamu anlayışını yaygınlaştırması gerektiğini belirten Taş, “Kamu özel sektöre açıldığı, kamu hizmeti özelleştirilerek vatandaş dışlandığı için birçok kesim de tarikatlara, cemaatlere gidiyor. Bu nedenle KESK laikliği önünde daha fazla koymalıdır. Orduya havale edilen laiklik bitmiş, halkın tabanından yukarıya doğru bir laiklik mücadelesinin zamanı gelmiştir“ dedi.

‘OHAL SERMAYENİN OLAĞAN HALİ İÇİN’

Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, “OHAL, KHK'lar, askeri darbeler burjuvazinin olağan halinin devam etmesi içindir. Bir yandan siyasal rejim kendisini inşa ederken, toplumsal muhalefeti de susturmak için bu yöntemleri deneyebilir. Emekçilerin bütçesi, asgari ücretin belirlenmesi gündemde değildir, bazı sendikaların ise hiç değildir. Ancak bu zorlu dönem sadece Türkiye'nin sorunu değil. Avrupa işçi sınıfının mücadelesini görüyoruz. Bu nedenle sadece kendi içimizde değil dünya işçi sınıfı olarak ortak bir mücadele zeminini bulmalıyız” diye konuştu.  OHAL ve KHK ile yönetilen bir ülkede emekçilerin özgürce toplu sözleşme yapma imkanın olmadığını belirten Gürkan, OHAL öncesinde işçi grevlerinin yasaklayan iktidarın KHK’larla bu yetkisini daha da genişletmek istediğine dikkat çekti. Gürkan, hangi partiye oy verdiği, kendini hangi inançla ifade ettiğine bakılmaksızın tüm emekçilere seslenen geniş bir mücadele cephesi örülmesi gerektiğini vurguladı. (Ankara/EVRENSEL)

 

ÖNCEKİ HABER

TV10 için eylem: 'Ülke basınsız bırakıldı'

SONRAKİ HABER

Erdoğan'dan AB'ye: Biz de yeni yol arkadaşları buluruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...