25 Kasım 2016 00:59

OHAL’de gazetecilik: Tutuklama, kapatma, işsizlik...

OHAL dosyamızda bugün kapatılan gazete, televizyon, dergiler var. İşte darbe girişimi sonrası basın özgürlüğüne çıkarılan fatura.

Paylaş

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen olağanüstü halden en fazla etkilenenler arasında gazeteciler ve basın kurumları da var. Çıkartılan kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile -bugüne kadar- 177 basın kurumu kapatıldı, 2 bin 500’ü aşkın gazeteci işsiz bırakıldı. Sadece darbe soruşturmasında ise 77 gazeteci tutuklandı. Böylece cezaevindeki gazeteci sayısı 144 oldu. Ancak bu rakam da yeni tutuklamalarla sürekli değişiyor. 

DARBE SORUŞTURMASI

“FETÖ” olarak anılan yapıya yönelik soruşturma kapsamında Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Ali Bulaç, Murat Aksoy, Ercan Gün, Atilla Taş ve Mümtazer Türköne gibi isimlerin de aralarında olduğu 78 gazeteci/yazar tutuklandı. 

Gazetecilere yönelik baskılar ailelerine kadar uzandı. Cumhuriyet Eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar’ın pasaportuna Almanya’ya gitmek üzere geldiği havalimanında el konuldu. Dündar dışında da darbe soruşturması sırasında birçok gazeteci, avukat ve bazı tutuklu yakınlarının pasaportları iptal edildi.

OLAĞANÜSTÜ İŞSİZLİK

OHAL’in çok sayıda kurumu kapatmasıyla işsizlik en büyük sorunlardan biri haline geldi. DİSK Basın-İş’ten Alp Tekin Babaç’ın araştırmasına göre, OHAL, basın iş kolunda en az 2 bin 500 kişiyi işsiz bıraktı. Son kapatmalarla birlikte işsiz kalan gazeteci sayısı 10 bini aştı.

İNTERNETE SANSÜR

Temmuz ayında yayımlanan bir KHK ile yüzlerce gazete, radyo, televizyon ve dergi kapatılırken, mahkemeler 102 siteye erişimi engelledi. Kapatılan kurumların internet sitelerine de erişim yasaklandı. 

Twitter, Facebook, Whatsapp da sansürden payını aldı. HDP’li vekillerin gözaltına alındığı günlerde sosyal paylaşım sitelerinin erişimi tamamen durduruldu, sansür bölge illerinde günlerce devam etti. Adıyaman İmam Hatip Lisesinde öğrencilere yönelik cinsel istismarı ortaya çıkaran yerel site gergerfirat.com da 12 Kasım günü kapatıldı.

ÖZGÜR GÜNDEM SORUŞTURMASI

Özgür Gündem gazetesi 8. Sulh Ceza Hakimliğinin kararıyla “örgüt propagandası” gerekçesiyle önce geçici olarak kapatıldı. Gazetenin İstanbul Beyoğlu’daki binasına baskın düzenlendi ve gazete mühürlendi. Özgür Gündem çalışanlarından Genel Yayın Yönetmeni Zana Kaya ve Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya’nın da aralarında olduğu 24 gazeteci gözaltına alındı; Kaya ve Kızılkaya tutuklandı. 

Gazetenin Yayın Danışma Kurulu üyeleri Yazar Aslı Erdoğan ve Dilci Necmiye Alpay da aynı operasyon kapsamında tutuklandı. Erdoğan ve Alpay’ın da bulunduğu 4’ü tutuklu 9 kişi hakkında, “Silahlı terör örgütüne üye olma”, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma”, “Terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet ve 6.5 yıldan 17.5 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

TELEVİZYON VE RADYOLAR KAPATILDI

668 Sayılı KHK ile Hayatın Sesi TV, İMC TV,  TV10,  Zarok TV, Van TV ve Jiyan TV’nin aralarında bulunduğu 12 televizyon kanalı ile Yön FM ve Özgür Radyo’nun içinde bulunduğu 11 radyonun yayın lisansı iptal edildi. Kapatılan televizyon ve radyoların kapılarına mühür vuruldu, mal varlıklarına el kondu. Zarok TV ve Yön Radyo hakkındaki karar daha sonra geri alındı. Ancak Kürtçe yayın yapan çocuk kanalı Zarok TV’ye ‘Yüzde 40 Türkçe yayın yapma’ zorunluluğu getirildi. 

EVRENSEL MUHABİRLERİ DE HEDEF OLDU 

Gazetemiz de OHAL dönemi baskılarına maruz kalan yayınlar arasındaydı. Mersin’de Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridi protesto edenleri gazeteci olarak takip eden Muhabirlerimiz Cemil Uğur ve Halil Polat gözaltına alındı. Uğur ve Polat 16 gün gözaltında tutulduktan sonra çıkarıldıkları mahkeme tarafından serbest bırakıldı.

Daha sonra il dışına çıkma izni almak için karakola giden Cemil Uğur, yeniden gözaltına alınarak ‘örgüt üyeliği’ ve ‘örgüt propagandası’ suçlamasıyla tutuklandı. Uğur ve tutuksuz yargılanan Polat 13 Aralık’ta hakim karşısına çıkacak. 
İki muhabirimiz de gözaltı süresince tehdit edilmiş ve polislerin kendilerine ‘OHAL’de gazetecilik mi yapılır’ dediğini aktarmıştı. Polisler ayrıca gazetemizin katledilen Muhabiri Metin Göktepe’ye hakaret ve küfürler savurarak Uğur’u ‘Seni buradan aşağı atsak, ya ölürsün ya da sakat kalırsın’ şeklinde açıkça tehdit etmişlerdi.

25 YILLIK KÜLTÜR DERGİSİ KAPATILDI

29 Ekim günü yayımlanan 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 15 yayın kuruluşu kapatıldı.
OHAL’le kapatılan ilk kültür sanat dergisi 25 yıllık Evrensel Kültür oldu. Kürtçe yayımlanan tek gazete Azadiya Welat, kadınların haber ajansı JINHA, bölgenin sesi DİHA kapatıldı. 

KHK ile kapatılan gazeteler arasında daha önce hakkında geçici kapatma kararı verilen Özgür Gündem de bulunuyor.

CUMHURİYET’E BÜYÜK OPERASYON 

31 Ekim pazartesi günü Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyonda 13 yönetici ve yazar gözaltına alınmıştı. Cumhuriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Yayın Danışmanı Kadri Gürsel, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyeleri Önder Çelik, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör, Güray Öz, Hakan Kara, Musa Kart, Kitap Eki Genel Yayın Yönetmeni Turhan Günay “Silahlı terör örgütüne üye olmamakla beraber örgüt adına faaliyette bulunmak” gerekçesiyle 31 Ekim günü tutuklanmıştı. Hakkında yakalama kararı bulunan ve operasyon sırasında Almanya’da olan gazetenin İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Türkiye’ye döner dönmez gözaltına alınmış ve ardından çıkarıldığı mahkeme tarafından aynı suçlamalarla tutuklanmıştı.


BASIN DERNEKLERİ DE KAPATILDI 

12 Kasım günü İçişleri Bakanlığı, “terör örgütleriyle bağlantılı olduğu” gerekçesiyle, Olağanüstü Hâl Kanunu 11. madde kapsamında 370 derneğin faaliyetinin durdurulduğunu açıkladı. Bakanlık, hangi derneklerin kapatıldığını açıklamaya gerek görmedi. Bakanlık tarafından kapatılma emri verilen dernekler arasında Özgür Gazeteciler Cemiyeti (ÖGC) ve de Dokuz8 Haber’in kurucularından TODAY-TAREM gibi gazetecilik örgütleri de bulunuyor. ÖGC özellikle bölge illerinde derinleşen savaş döneminde gazetecilerin çalışma koşullarına dikkat çekmek ve bölgede çalışan gazetecilerle dayanışmak amacıyla başlatılan “Haber Nöbeti”ne önemli katkılar sağlamıştı. 

OHAL ile Kürt basınına yönelik baskılar da artarak devam etti. İşte bazı örnekler: 

* Dicle Haber Ajansı (DİHA) Hakkari Muhabiri Hamza Gündüz, 21 Temmuz 2016 tarihinde Özel hareket polisleri tarafından gözaltına alındı, aynı gün serbest bırakıldı. 

* JINHA Editörü Zehra Doğan 23 Temmuz 2016 tarihinde “Örgüte üye olmak” iddiasıyla tutuklandı. Metin Göktepe Gazetecilik Ödülü sahibi Doğan, çizdiği resimler ve abluka bölgelerinden geçtiği haberlerle bölgede yaşananlara dikkat çekmişti. 

* Özgür Halk Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Hülya Karakaya, 2 Ağustos’ta “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandı. 

* Azadiya Welat ve Özgür Gündem Gazeteleri Dağıtımcısı Nizamettin Yılmaz tutuklandı. Yılmaz’ın evine de baskın yapılarak eşi Yasemin Yılmaz da polislerce gözaltına aldı. 

* Erzurum Karayazı DİHA Muhabiri Mehmet Arslan, haber takibi esnasında çektiği fotoğraflarla ‘güvenlik personelini teşhir ettiği’ gerekçe gösterilerek tutuklandı. Arslan itiraz sonucu 1 Eylülde tahliye edildi. 

* 10 Ağustos 2016 tarihinde Diyarbakır’ın Sur ilçesi On Gözlü Köprü yakınlarında polis servis aracına dönük bombalı saldırının ardından haber takibi için olay yerinde bulunan Evrensel Gazetesi Muhabirleri Hasan Akbaş, Serpil Berk, Fırat Topal, ve Serbest Gazeteci Sertaç Kayar, geçtikleri haberlerin ardından Özel Harekat Polislerince darbedilerek gözaltına alındı. Gazeteciler kamuoyunda oluşan tepkiler sonucunda üç gün sonra serbest bırakıldı

* Azadiya Welat Gazetesi merkez bürosuna 28 Ağustos 2016 tarihinde baskın düzenleyen polis 4 saatlik aramadan sonra 27 gazete çalışanını gözaltına aldı. Gözaltına alınan gazetecilerden Arap Turan ve Ferit Toprak 6 Eylül 2016 tarihinde tutuklandı. 

* Silopi’de, 23 Ağustos’ta yapılan ev baskınları sonucu gözaltına alınmasının ardından 26 Ağustos’ta serbest bırakılan DİHA Muhabiri Sebahattin Koyuncu, savcılığın itirazı üzerine yeniden gözaltına alındı. Koyuncu, yaptığı haberler ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek tutuklandı.

* Dersim’de DHA, AA, İHA ve Rudaw muhabirleri 10 Eylül 2016 tarihinde haber takibi yaptıkları sırada gözaltına alındı. El konulan fotoğraf ekipmanlardaki fotoğraf ve video kayıtları silindikten sonra gazeteciler serbest bırakıldı.

* Malatya’da yayın yapan Özgür Güneş Radyosu 28 Eylül’de, Şanlıurfa’nın  22 yıllık radyosu Radyo Karacadağ da, OHAL kapsamında yayınlanan KHK ile kapatıldı.

* Azadiya Welat Yazarı Rênas Jiyan 1 Ekim’de evine yapılan baskınla Diyarbakır’da gözaltına alındı. 5 gün avukatlarıyla görüştürülmeden tutulan Jiyan, 6 Ekim 2016’da serbest bırakıldı. 

* Kızıltepe’de yayın yapan Radyo Rengîn’in kapısı 3 Ekim tarihinde, “terör örgütü propagandası” yaptığı iddiasıyla polis tarafından mühürlendi.

* Dersim’de Demokratik Bölge Partisi (DBP) ve Emek Partisi (EMEP) siyasetçilerine yönelik operasyon kapsamında 11 Ekim 2016 tarihinde Doğan Haber Ajansı (DHA) Dersim Muhabiri Ferit Demir’in evine baskın düzenlendi. 

* Urfa’da yayın yapan ve OHAL kapsamında kapatılan Radyo Karacadağ’ın çalışanları Sadık Demir, Mizgin Çay ve Salih Erbekler 18 Ekim 2016 tarihinde “örgüt üyesi” iddiasıyla sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklandı.

 


İKTİDARIN ASIL HEDEFİ MUHALİF MEDYA

Gökhan DURMUŞ*
 
Dünyanın her yerinde medya; en büyük silah, güç olarak görülüyor. Egemen güçler, varlıklarını koruyabilmek, pis işlerinin üstünü örtmek ve halkı kandırmak için medyayı kullanıyor. Özellikle Türkiye’de medya sahipliğinin tekelleşmesinin ardından siyasi iktidarlar medyayı hep kendi kontrolleri altında tuttular. Aynı zamanda bir çok alanda iş faaliyeti yürüten patronlar medya kuruluşlarını satın alarak kendi çıkarları doğrultusunda yayımlar yaptırdılar. İktidarlarla ters düşmeyen bir anlayış tarafsız, objektif haberciliğin önüne geçti. 

AKP’DEN BASINA ÖZEL POLİTİKA

AKP’nin iktidara gelmesinin ardından bu alana ilişkin özel bir politika yürütüldü. İlk olarak TMSF kanalıyla bazı medya kuruluşlarının sahipliği değiştirilerek iktidar medyası yaratıldı. Toplumun büyük çoğunluğuna en hızlı ulaşmanın yolunun medya üzerinden olduğunu gören iktidar bu politikalarını, tüm medyayı kontrol altına alana kadar sürdürdü. 
Kontrol altına alamadığı medya kuruluşlarına giden yolu da 15 Temmuz darbe girişimi açtı. Yıllardır kendilerinin besleyip büyüttüğü bir cemaat tarafından yapılan darbe girişimin ardından getirilen OHAL, medya kuruluşlarının da sonunu getirdi. 
Hukukun ayaklar altına alındığı, demokrasinin d’sinin bile yalandan söylendiği bir Türkiye yaratılarak KHK’ler ile onlarca medya kuruluşu kapatıldı. İktidarın asıl hedefi muhalif olan medya kuruluşlarının tamamını kapatmak. Zaten çok az kaldı bunu yapmasına. Peki neden? Bir taraftan Avrupa Birliği üyeliği konuşulan bir ülkede demokrasi, basın özgürlüğü neden bu kadar korkutuyor Cumhurbaşkanını?

YAN YANA DURMAYA DEVAM

2016 Ocak verilerine göre Türkiye nüfusu 78 milyon 741 bin kişi. Bu soruya 78 milyon 740 bin 999 kişi cevap veremiyor. İşte böyle bir ülkede hem de OHAL varken iktidardan ne basın özgürlüğü, ne demokrasi, ne hukuk, ne adil yargılama beklemek  akıllı işi değil. AKP iktidarı OHAL’in son gününe kadar bu hukuk dışı, antidemokratik icraatlarına devam edecek kuşkusuz, bizlere düşen ise yan yana durup birilerine kabus olmak. 

* Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı 

ÖNCEKİ HABER

Avusturya Parlamentosundan Türkiye’ye silah ambargosu

SONRAKİ HABER

Siyasi parti ve sendikalar: Suriye'de savaşa hayır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...