26 Mayıs 2012 09:32

'Sınavları boykot edelim'

Kamu emekçilerinin 23 Mayısta yaptığı greve katılım hayli yüksek oldu. Özellikle eğitim iş kolunda örgütlü ve 4 farklı konfederasyon üyesi öğretmenlerin yüzde yüzlere varan katılımı ile gerçekleşen grevin toplusözleşme sürecini nasıl etkileyeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ama h

'Sınavları boykot edelim'
Paylaş
Gökhan Durmuş / Ercüment Akdeniz

Hayat Televizyonunda yayınlanan Emek Forum programına katılan işyeri temsilcileri, bundan sonra neler yapılması gerektiğine dair düşüncelerini açıkladı.

‘MEMUR-SEN YANDAŞ DEĞİL’

Memur-Sen’in hükümetin yandaşı gibi gösterildiğini, böyle bir politika yürütüldüğünü kaydeden Eğitim Bir-Sen İşyeri Temsilcisi Fatih Çepni, bu politikanın yanlış olduğunu belirterek, “Memur-Sen yandaş bir sendika değildir. Biz AKP’nin doğrularının yanında olduğumuz gibi yanlışlarının da karşısında oluyoruz” dedi. Toplusözleşme masasında Memur-Sen’in son dakikaya kadar uzlaşıdan, görüşmeden yana tavır sergilediğini ancak Başbakanın da bakanlarını destekleyen bir açıklama yapmasından sonra grev kararının alındığını söyleyen Çepni, kendileri için görüşmelerin bitmediğini, devam edeceklerini ancak istekleri karşılanmadığı sürece toplusözleşmeyi imzalamayacaklarını dile getirdi. Toplu görüşme ile toplusözleşme arasında bir fark olmadığını belirten Çepni, “Dünya görüşümüz, siyasi görüşümüz farklı olsa da biz de memuruz. Şu anda bize yapılan bir haksızlık var mı? Var. Hizmetlinin 1700 lira maaş aldığı yerde yeni atanan öğretmenin 1560 lira alması kabul edilemez. Eğitim camiasında 700 bin kişi var. Gücümüzün farkında mıyız? Mesela önümüzde SBS sınavı var. Hiçbirimiz görev almasak bizi zorla getirebilirler mi? SBS, LYS sınavında madem verdiklerini hak etmiyoruz o zaman 4 sendika olarak görev almıyoruz dediğimiz zaman kimi çalıştıracaklar? En büyük tepki budur. Bunu kendi içimizde örgütleyebilmeliyiz” diye konuştu.

BİRLİK SÜRDÜRÜLMELİ

Eğitim Sen İşyeri Temsilcisi Rıza Zeyrek ise eğitim emekçilerine uygulanan angaryaya ve toplusözleşmede taleplerinin kabul edilmemesine karşı eğitim sendikalarının sınava girmeme eylemi yapabileceğini söyledi. “23 Mayıs grevi, toplusözleşmenin ağırlık noktasının birleşen kamu emekçileri olduğunu göstermiştir. Toplusözleşme masasının ağırlığı emekçilerin birliğidir. Hakları için üretimden gelen güçlerini kullanmalarıdır. Sendika konfederasyonlarının yapması gereken toplusözleşme masasının ağırlığını oluşturan birliği, eylemliliği sürdürebilmektir” diyen Zeyrek, hükümete taleplerinin kabul ettirilmesi için 1969 yılında TÖS’ün yaptığı 4 günlük boykot gibi bir eylemin yapılabileceğini dile getirdi.   Türk-İş ve DİSK’in de sesini çıkartması gerektiğini vurgulayan Zeyrek, “Kamu emekçilerine destek vermeleri gerekiyor. Sendikaların tek çıkar yolu ayrılıkları bir kenara bırakıp haklar için mücadeleyi yükseltmeleridir” diye konuştu.

GENEL GREV YAPMALIYIZ

Kamu emekçilerinin taleplerinin ancak genel grevle karşılanabileceğini söyleyen Eğitim-İş İşyeri Temsilcisi Zekeriya Çakmak, fiilen yapılan bu grevlerin yeterli olmadığını, bu şekilde taleplerinin karşılanmayacağını dile getirdi. Çakmak, “Ekonomi iyi gidiyor diyorlar. Peki neden o zaman yüzde 3 zam veriyorlar, neden öğrencileri zehirleyen bozuk sütleri öğretmenlere de dağıtalım diyorlar. Ben açıkçası onurumla oynanıyor gibi hissediyorum. Sonuç alıcı eylem bence 23 Mayısta verdiğimiz birlik mesajını yükseltmekle gelecek. Emekçiler için ülke bir darboğaza girmektedir. Yoksul insanlar karşı çıkmıyor, yoksullaşmaya başlayanlar, kaybedenler karşı çıkıyor. Diğer kesimlerle de birleşip genel grev yapmalıyız” dedi. Türk Eğitim-Sen İşyeri Temsilcisi Engin Yolcu da işyerlerindeki bütün öğretmenlerin hem Taksim’deki hem de Beyazıt’taki eylemlere katıldıklarını söyledi. Sorunlarının ortak olduğunu keşfettiklerini aktaran Yolcu, eylemlerde sendikaların ayrı yerlerde olmasının da memurları üzdüğünü dile getirdi. Yolcu, “Bu ayrılıktan bu kopmuşluktan üzüntü duyduk ama yine de birlikte karar almaları gelecek için ümit veriyor. Bu birliğin sürmesini umut ediyoruz. İnşallah sürecek çünkü biz tabanda biriz” diye konuştu.

İŞYERİNDE ORTAK TOPLANTI YAPILMALI

Kamu emekçilerinin tabanda yakaladığı birliğin konfederasyon yöneticileri tarafından görülmemesinin artık mümkün olmayacağını belirten BES İşyeri Temsilcisi Sait Lodos, 23 Mayıs sendika ayrımı yapmadan grevi nasıl gerçekleştirdilerse, yavaş yavaş genel grevi de örgütleyeceklerini söyledi. Tüm Bel-Sen İşyeri Temsilcisi İbrahim Kudiş ise emekçilerin doğru yolda buluştuğunu belirterek, “Hükümet bu birliktelikten hoşnut değil, bunu bozmak için birtakım şeyler ortaya atacaktır. Çünkü örgütlü toplumla başa çıkmak mümkün değildir. Toplusözleşme bence hükümsüzdür. Bunun arkasından 657 sayılı yasa var. Bu herkes için yıkımdır. O yüzden bu doğru yoldan dönmemek gerekir” dedi. İşyerlerinde ortak toplantılar yapılarak sorun ve çözüm önerilerinin konuşulmaya başlanması gerektiğine dikkat çeken Kudiş, işyerlerinde kurulacak olan birlikteliklerin hak alma mücadelesinin en önemli ayağı olduğunu söyledi.

İŞÇİ SENDİKALARI DA KATILMALI

SES İşyeri Temsilcisi Aydın Erol da konfederasyonların daha cesaretli olması gerektiğini, karar alırkenki endişelerinin tabana da yansıdığını kaydetti. “Tabandaki tüm emekçiler mücadele konusunda çok kararlı. Eğer konfederasyonlar cesaretle karar alabilirlerse taban bu hak alma mücadelesini yürütür. Israrcı ve sonuç alana kadar mücadelede kararlı olunmalıdır. Israrlı olduğumuz sürece istediğimiz ücreti alabiliriz” diyen Erol, memurların alacağı zam oranının işçiler için de bir çıta olacağını, bu yüzden işçi sendikalarının da muhakkak mücadeleye katılması gerektiğini vurguladı. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Roboskililer: Bir kez daha bombalandık

SONRAKİ HABER

BES Genel Kurulu toplandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...