22 Kasım 2016 10:33

"Adalet ve Özgürlük" nöbeti sürüyor

OHAL'e karşı başlatılan Özgürlük ve Adalet Nöbeti"nin yedincisi gerçekleştirildi.

Paylaş

Olağanüstü hal ve kanun hükmünde kararnamelere karşı başlatılan Özgürlük ve Adalet Nöbeti'nin yedincisi gerçekleştirildi. "Adalet ve özgürlük istiyoruz" diyerek nöbet tutan kurumlar temel hak ve hürriyetlere uygulanan baskıya karşı adalet ve özgürlük talebini yineledi.

Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde 7 haftadır süren "Adalet ve Özgürlük" nöbetinde "Adalet ve Özgürlük istiyoruz" pankartı açıldı. Aralarında İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, Türk Tabipler Birliği-İstanbul Tabip Odası, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Çağdaş Gazeteciler Derneği, DİSK-Basın-İş, KESK İstanbul Şubeleri'nin bulunduğu emek ve demokrasi güçlerinin başlattığı nöbete, kapatılan TV 10 ve Mezopotamya Kültür Merkezi(MKM) çalışanları da katıldı. Kurum temsilcileri ellerinde “Özgürlük istiyoruz” “KHK uygulamalarına son verilsin” "Hekimime dokunma", "OHAL kaldırılsın" dövizleri taşıdı. Nöbette sık sık "OHAL kaldırılsın adalet istiyoruz", "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek", "Özgür basın susturulamaz", "Faşizme karşı omuz omuza" sloganları atıldı.

'BU ÜLKENİN ADALETE, BARIŞA İHTİYACI VAR'

Türkiye İnsan Hakları Vakfı Yürütme Kurulu Üyesi Ümit Efe, bugün çıkarılan iki Kanun Hükmünde Kararname ile aralarında Özgürlükçü Hukukçular Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği ve Gündem Çocuk Derneği'nin de bulunduğu 375 dernek, 9 basın kurumunun kapatıldığını; 15 bin 726 kamu çalışanının da meslekten men edildiğini söyledi. Bugün çıkan KHK'larla 175 dernek, 18 vakıf ve 1 sağlık kuruluşu kapatılanlar listesinden çıkarılırken 157 kamu personeli görevlilerine iade edildi.

Kapatılan kurumlardan Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) ve TV 10 çalışanlarının da bulunduğu nöbette ilk olarak TV 10 çalışanı Veli Haydar Güleç konuştu. İçinde bulunulan koşulların ve OHAL uygulamalarının sürdürülebilir bir durum olmadığına vurgu yapan Güleç, "Halkların vicdanı olmuş, hayatı boyunca barışı savunmuş Ahmet Türk gözaltına alındı. O bile alınıyorsa gerisini siz hesaplayın. Bir adım ötesi bu ülkenin felaketidir. Bu yüzden bu sürdürülemez diyoruz" dedi. Kapatılan TV 10'un birçok dilde yayın yaptığını ve bu kapatma ile asıl hedeflenenin toplumu tekleştirme çabası olduğunu söyleyen Güleç, " Kapatarak susturarak yok edemezsiniz. KHK ve inkar yoluyla, teklik anlayışıyla yok sayılamayız. Bu sorunlar önünüzde duruyor. Hukuksuzluklarla ve antidemokratik uygulamalara bu toplum susmayacak. Her tarafımız yangın yeri. Ülkeyi yönetenlerin yangını söndürmek için el ele vermesi gerekir. Az da olsak ses çıkarmamız önemlidir. Bu ülkenin barışa adalete özgürlüğe ihtiyacı var" diye konuştu.

DİSK Basın İş adına konuşan Aydın Nadir de, "Hepimiz meşruyuz gayri meşru olanlar ülkeyi yönetenlerdir. Çocuk bedenleri üzerinde, kadın bedenleri üzerinde yasa çıkarıp tecavüzü meşrulaştırarak gayrı meşru olduklarını ispat ediyorlar. Her alan direniş alanıdır siz susturmaya çalıştıkça bizim sesimiz daha gür çıkacak, susmayacağız" dedi.

9 şubesi kapatılan MKM'nin oyuncularından Rugeş Kırıcı ise Bertol Brecht'in sözünü anımsatarak başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: "Her sabah yeni bir vahşetle uyanıyoruz. Faşizme karşı birlikte olmazsak faşizmin zindanlarında buluşuruz. Yakınmaktansa haykırarak faşizme karşı birlikte olmalıyız. Bu vahşete karşı duracak gücümüz var. Sanat yapan biri olarak şunu söyleyebilirim, bu topluluk ilerde suçun delilleri olarak kabul edilecek." (İstanbul/EVRENSEL)
 

ÖNCEKİ HABER

6 maddede çocukları mecliste bekleyen tehlike!

SONRAKİ HABER

‘Suçu demokrasiyi savunmak’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...