19 Kasım 2016 00:20

Yozlaşmaya ve uyuşturucuya karşı mücadele edelim, ama nasıl?

Müzisyen Soner Soyer uyuşturucu, yozlaşma ve uyuşturucuya karşı mücadeleyi Evrensel’e yazdı.

Paylaş

Soner SOYER
Müzisyen

Bu yazıyı mücadelenin içinde örgütlü ve aktif bir rol edinmiş bir birey olarak hayatım boyunca ilk defa edindiğim bir tecrübe ile yazıyorum. Ülkemizde uyuşturucu madde kullanım yaşının 11-12’lere kadar düştüğü bir dönemi yaşamaktayız. Her gün gazete sayfalarında, televizyonlarda uyuşturucu madde kullandıktan sonra sokakta sere serpe yatan madde bağımlısı gençlerin haberlerini okumakta ve görmekteyiz. Çoğumuz bu haberleri kanıksamış kabullenmiş ve hayatın doğal bir kuralıymış gibi davranmaktayız ve o gençlerden birinin bizim çocuğumuz, kardeşimiz veya yakınımız olabileceği ihtimalini hiç aklımıza getirmiyoruz, ancak birileri var ki bu durumu kabul etmeyen buna karşı bir şeyler yapılması gerektiğini düşünen ve bu gençlerin topluma kazandırılması, hayatın içinde başarılı bireyler olarak dönüştürülmesi için mücadele veriyorlar.

Size o mücadelenin yürüdüğü ve yürütüldüğü bir semt olan Eyüp’ün Karadolap Mahallesi’nden ve Karadolap Spor Kulübünden bahsetmek istiyorum. Büyük çoğunluğu doğu illerinden göç ederek gelen köylü, emekçi ve işçi olan Karadolap Mahallesi aynı zamanda 1970’li yıllardan bu yana devrimci mücadelenin yoğun olduğu ve devrimci yapıların kendilerine çokça taban bulduğu emekçi bir semttir. 2010 yılında Karadolap Spor Kulübü olarak faaliyetlerine başlayan kulüp mahallede toplumsal sorunlarla mücadele edinmeyi kendine şiar edinmiş, yozlaşmaya ve uyuşturucuya karşı mücadelenin simgesi haline gelmiştir.

Başta yoksulların konut hakkını ellerinden alan kentsel dönüşüm projelerine müdahalesi ve mahalledeki yozlaşma ve uyuşturucuyla mücadele konusunda sergiledikleri pratik ve tabii mahalle halkından aldıkları destek ile bugün İstanbul dışından ve çeşitli semtlerden madde bağımlısı gençlerin ailelerinin umudu haline gelmiştir. Yaptıkları etkinlikler ve konserlerle onlarca madde bağımlısı genci tedavi ettirip yeniden toplumsal hayata kazandırmışlardır. İşte bu kulübün başkanı ve yöneticisi olan Çayan Dursun arkadaşım beni yapacakları bir ziyaret için davet etti.

TAŞINMAK DA KURTULUŞ OLMADI

Daha önce madde bağımlısı olan ve kulübün desteği ile tedavi olan bir genci ziyarete gittik. Gittiğimiz yer Cengiztopel’de site içinde bir ev. Toplam 5 nüfus olan bu ailede tek çalışan anne. Çünkü baba felçli çalışamaz durumda. Çocukların en küçüğü 14, ortancası 20, en büyüğü ise 25 yaşlarında. Tedavi olan genci tanıyor gibiyim hatta anneyi de. Sordum Dersimli misiniz? Evet aile Nazimiyeli. Daha önce Okmeydanı’da oturmuşlar. Sonra çocuğu uyuşturucuya bulaşınca evini satmış Alibeyköy’e taşınmış ama bu da kurtuluş olmamış. Burada da ortanca oğlan başlamış uyuşturucuya. Bir anne düşünün tek başına hem hayat mücadelesi veriyor, hem ailesinin geçimini sağlamaya çalışıyor hem de çocuklarını bulaştığı bu illetten kurtarmaya ve uzak tutmaya çalışıyor. Anne anlatıyor acı acı ve biz dinlemekle yetiniyoruz sadece. Gece yarıları sokakta çocuklarının peşinden nasıl çırpındığını kriz nöbeti geldiğinde nasıl feryat ettiğini ve çaresizliğini.

Anne konuşurken felçli baba el hareketleri ve mimiklerle karısını destekleyen hareketlerle çocuklarına sitem ederek çaresiz olduğunu ifade etmeye çalışıyor. Bu manzara karşısında hüzünlenmemek ve öfke duymamak imkansız oluyor bu bozuk düzene karşı. Benim yerimde olsaydınız, eminim siz de aynı hislere kapılırsınız. Toplumsal olarak bu tür vakalar karşısında çoğu zaman duyarsız kalmaktayız ve bizim bu tavrımız bu gençlerin giderek daha çok bu bataklığa saplanmasına ve ölümüne sebep oluyor ve onların aileleri de bu durumda kendilerini daha fazla yalnız hissetmeye başlıyorlar.

‘KURTULMAK İSTİYORUM’

Eğer birlikte el ele verip yardım elimizi uzatırsak bu insanlara onların da bizler gibi sağlıklı ve güçlü insanlar olmasını sağlayabilir ve hayata yeni bir pencere açabiliriz onlar için. Tedavi olan gencimiz kendini çok iyi hissettiğini bir daha bu pisliğe bulaşmayacağına dair söz veriyor Çayan ağabeyine ve ortancası da bir an önce tedavi olmak istediğini ısrarla ifade ediyor. Sokakta kimsenin kendisine selam vermediğini, herkes tarafından dışlandığı, sevilmediği için bu ortama girdiğini, bundan kurtulmak istediğini söylüyor. Son dönemlerde spor kulübüne gelip orada vakit geçirmek istediğini ancak polislerin kendisine oraya gitmemesini oradaki ağabeylerini çok iyi tanıdıklarını ve giderse kendisi için kötü olacağını da sözlerine ekliyor. Evet sevgili dostlar Karadolap Spor Kulubü sol sosyalist düşünceye yakın insanların kurduğu bir kulüp, lakin uyuşturucuya karşı verdikleri mücadele ve tedavi ettikleri gençler içinde düşüncesine ve kimliğine bakılmaksızın herkese kapılarını açık tutmaktalar. Olması da gereken bu değil mi zaten. Nasıl ki paranın dini imanı dili ırkı yoksa, uyuşturucunun da bu anlamda sağı solu olmaz olamaz.

Buna en güzel örneklerden biri Çayan’ın anlattığı bir vaka; sağ görüşlü, uyuşturucu bağımlısı olan bir gencin ailesi kulübe gelip çocuklarının tedavi edilmesi için yardım istiyorlar. Bunun üzerine kendilerinin sol ve sosyalist olduklarını belirterek kulübün faaliyetlerini anlatıp, yürüttükleri çalışmada ayrım gözetmeksizin yardımcı olabileceklerini dile getiriyor.

DENİZE DÜŞTÜK YILANA SARILIYORUZ!

Gencimizin ailesinin cevabı çok ilginç oluyor; yapabileceğimiz bir şey yok denize düştük yılana sarılıyoruz. Burada solcuları yılan olarak tarif etmesine ve bu denli hasmane yaklaşmasına rağmen kulüp bu ailenin talebini geri çevirmiyor ve genci tedavi ettikten sonra ailesine teslim ediyor. Bu bence çok güzel bir örnek ve bu örnekler çoğaldıkça bu mücadele de başarıya o denli hızlı ulaşacaktır. Gördüğünüz gibi kulüp sadece sportif faaliyetlerin yürütüldüğü bir kulüp olmaktan öte hayatın içinde mücadelenin merkezinde böylesine çok değerli ve anlamlı bir çalışma yürütüyor.

Bizlere düşen görev bugün bu insanların yanında yer alarak mücadeleyi ve toplumsal bilinci yükseltmektir. Önümüzdeki günlerde tam da bu gündemle düzenlenecek güzel bir etkinliğimiz var. Akademi Cafe öncülüğünde Karadolap Spor Kulübü ve bölgemizdeki siyasi partilerin, kurumların, derneklerin, muhtarlıkların ve sivil toplum örgütlerinin desteklediği, gelirinin büyük çoğunluğunun bağımlı gençlerin tedavisine aktarılacağı bu etkinlikle güzel bir dayanışma örneğinin sergileneceğini düşünüyoruz. Bölgemizdeki tüm halkımızı bu anlamlı mücadeleye destek vermeye ve katkı sunmaya çağırıyoruz. Sorunlarımızı birlikte olursak, omuz omuza verirsek daha hızlı çözer ve daha güçlü oluruz. Birbirimizin siyasi düşüncesine ve pratiğine bakmaksızın bugün birlik olma günü ve birlikte mücadele etme günü. Örgütlü bir toplum asla yenilmez.

ÖNCEKİ HABER

Avrupa’da gerici güçler emekçileri bölme peşinde

SONRAKİ HABER

'Ürettiğimiz mal ve kâr artıyor verilen ücret geçindirmiyor'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...