Cumhuriyet’te tutukluluk kararına itiraz

Cumhuriyet gazetesine yönelik “FETÖ/PDY ve PKK/KCK terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan, aralarında gazetenin İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, yazar Kadri Gürsel ve karikatürist Musa Kart'ın da bulunduğu 10 gazete yöneticisi ve yazarı hakkındaki tutukluluk kararına itiraz edildi.

Cumhuriyet gazetesi avukatları tarafından, İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderilmek üzere itiraz dilekçesi sunuldu. Dilekçede, tutuklama kararlarının yansızlığını yitirdiği ve hukuksal değil, siyasi olduğu vurgulandı.

'ADİL YARGILANMA HAKKI BAŞTAN İHLAL EDİLDİ'

Dilekçede, "Dosyaya temas eden savcı ve yargıçlar bilmelidir ki, bu dosyanın 2008'den bu yana sürdürülen birçok siyasi davada olduğu gibi, bugün FETÖ/PDY terör örgütü olarak kodlanan ve bu örgüte üyelikle suçlanan savcı ve yargıçların hazırladığı, Türkiye Adalet sistemini zehirleyen yöntemlerle aynı yöntemleri kullandığını görüyoruz. Bu yöntemler sadece özgürlüklerinden yoksun bırakılan müvekkillerin değil, tüm ülkenin zaranınadır. Bizzat soruşturmayı yürüten savcının kimliği de adil yargılanma hakkının doğrudan ve baştan ihlaline neden olmuş, soruşturmayı baştan çökertmiştir" ifadelerine yer verildi.

'TERÖR ÖRGÜTÜNÜ ÖVEN İÇERİK BULUNMAMAKTADIR'

Dilekçede, gazetenin İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay dışındaki tüm müvekkillerin 4 gün süreyle avukatlarıyla görüştürülmedikleri ve tecrit halinde tutuldukları, müvekkillerin özgürlüğünün haksız yere sınırlandığı ve bunun da yasaya aykırı olduğuna dikkat çekildi. "Haklarında yasaya göre soruşturma açma süresi geçmiş yazıların yeniden soruşturmaya dayanak yapılmasının ancak Cumhuriyet gazetesine siyasi bir operasyon yapıldığı gerçeğiyle açıklanabileceği" ifade edilen dilekçede, suçlamaya konu yazılarda yer alan eleştiri ya da mizahın neden suç oluşturduğunun da açıklanamadığı belirtildi. Cumhuriyet'in yayın politikasının Cumhuriyet'in temel ilkelerine daima bağlı kaldığı, bu nedenle "aşırılık" ve "antidemokratiklik"in gazeteyle bağdaşmadığı, silahlı terör örgütünü ya da onun kullandığı şiddeti öven, meşru gösteren, özendiren bir içerik bulunmadığı ifade edildi.

'GERÇEĞİ SAVUNMAK PROPAGANDA MIDIR?'

Şüphelilerin kaçtığını ya da delil karattığını gösteren herhangi bir delil olmadığı, kaçtığı söylenen Akın Atalay'ın 11 Kasım'da geldiği anlatılan dilekçede, "Haberi, haberciliği, halkın bilgilendirilmesini, gerçeği savunmak propaganda mıdır?" diye soruldu.

İtiraza ilişkin incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilen dilekçede, tutuklu bulunan 10 kişinin "gazetede yazı yazmak, yayınlamak, yönetmek ve gazeteye danışmanlık yaptıkları" ifade edilerek silahlı terör örgütünü öven, bu örgütün yaptıklarını hoşgören, örgütün propagandası niteliği taşıyan hiçbir davranışları bulunmadığı belirtildi. Lehe delillerin henüz toplanmadığı, bu aşamada verilecek tutuklama kararının orantısız ve masumiyet karinesine aykırı düşeceği de vurgulanarak tutuklamanın kaldırılarak salıverilmeleri talep edildi. Dilekçede, tutuklama nedenlerinin varlığının kabulü halindeyse Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyelerinden Hakan Karasinir'in sağlık nedeniyle olmak üzere tüm müvekkillerin tutuklama kararlarının kaldırılarak adli kontrol altına alınmaları talep edildi.

10 KİŞİ TUTUKLANMIŞTI

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu'nca "FETÖ/PDY ve PKK/KCK terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında, aralarında Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu ve karikatürist Musa Kart'ın da bulunduğu 9 kişi, 5 Kasım'da tutuklanmıştı. Hakkında yakalama kararı bulunan gazetenin İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay ise yurtdışından geldiği gün gözaltına alınarak 12 Kasım'da çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. (DHA)