23 Mayıs 2012 14:55

Memurlar ayakta

Hava biraz puslu muydu ne? Gene de tedirgin etmeyen bir sıcak vardı. Saat 11 sularında, Sennur’la birlikte, Çapa Tıp Fakültesi Hastanesine ulaştık. Biz yoldayken bayraklarıyla yürüyen küçük bir toplulukla karışlaştık. ”Postane çalışanları mı acaba” diye düşündüm arabanın penceresini aralıyarak y&uum

Memurlar ayakta
Paylaş
Adnan Özyalçıner

Hava biraz puslu muydu ne? Gene de tedirgin etmeyen bir sıcak vardı. Saat 11 sularında, Sennur’la birlikte, Çapa Tıp Fakültesi Hastanesine ulaştık. Biz yoldayken bayraklarıyla yürüyen küçük bir toplulukla karışlaştık. ”Postane çalışanları mı acaba” diye düşündüm arabanın penceresini aralıyarak yürüyenleri alkışladık. Onlar da el salladı.
Hastanenin bahçesi kalabalık sayılmazdı. Gölgelikte birileri dikeliyordu. KESK bayrakları bir köşeye yığılmıştı.  Biz çevreye bakınırken hastanenin içinden bir uğultu yükseldi. Gelenler beyaz gömlekli, beyaz kepli SES’lilerdi. Taşeron Çalışanları Der’i de aralarına almışlardı.  “Toplu sözleşme hakkımız söke söke alırız” diyorlardı. İçlerinde işe el atmak istemeyen sendikaları yeren bir sloganı haykıranlar da vardı “Edine’den Kars’a, Jüpiterden Mars’a  ne kadar sarı sendika varsa...”
Onlar caddeye ulaştıklarında Topkapı yönünden gelen yeni kalabalıklarla birleştiler. Eğitim Sen, KESK bayrakları açıldı.  SES’çilerinkiyle kaynaştı. Ardından EMEP, ÖDP, BDP gibi parti bayrakları da aralarına karıştı. Mücadele Birliği’yle Halk Evleri’nin flamaları da kalabalık arasında belirmişti.
Çok renkli, çok sesli bir kalabalık doldurmuştu Çapa’yı. Çok geçmeden  Fındıkzade’ye kadar uzandı, memurların, kamu çalışanlarının, emek harcayanların kalabalığı. Harcadıkları emeğin karşılığını alamayanların kalabalığı. Uğultu artmış , düdük sesleriyle birlikte ortalığı kaplamıştı. Bir yerde, yürüyüş sırasında halay da çekenlerin davul  sesleri karışıyordu uğultuya.
Yürüyüş kolu, Çapa’dan Haseki’ye kadar olan yolu doldurmuştu. Öğretmenleri grevde olan Şehremini Anadolu Lisesi öğrencileri, çoğunluğunu kızlar oluşturuyordu, pencerelere doluşmuş kalabalığı heyecanla alkışlıyordu.  Erkek öğrencilerin bir çoğu da okullarından çıkmış, kalabalığı ya izliyor ya da, belki de öğretmenlerini bulmak için, aralarına katılıyordu.
Haseki’ye varan kalabalık, Cerrahpaşa’yla Haseki Hastanesinden katılanlarla kabarıp şişecekti. Beyazıt’a varıldığında, Sirkeci’den toplanıp gelenlerle alanı dolduracaktı. O zaman uğultu doruğuna çıkarak gökyüzünü bulacak ve bütün ülkeyi kapsayacaktı.
İşte bu uğultu,emeklerinin karşılığını almak isteyen emekçilerin bu ayak sesleri , ayak seslerine karışan davul sesleri, sağır kulakları açacaktır.

ÖNCEKİ HABER

‘Aaaa... Emekliler de gelmiş!’

SONRAKİ HABER

Kürt Edebiyatı daha da büyüyecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...