10 Kasım 2016 14:59

Başkan Trump... Bunu yazmayı hiç beklemiyorduk

Donald Trump’ın ABD’nin 45. devlet başkanı seçilmesinin yankıları sürüyor. Ferhat Sarı, ABD ve dünya medyasındaki Trump yorumlarını derledi.

Paylaş

Milyarder iş adamı Donald Trump’ın ABD’nin 45. devlet başkanı seçilmesinin yankıları  sürüyor. Ferhat Sarı, ABD ve dünya medyasındaki Trump yorumlarını derledi.

BAŞKAN TRUMP

Washington Post
Başyazı

 
Donald Trump Salı günü ABD’nin 45. Başkanı seçildi. Bu kelimeleri yazmayı hiç ummuyorduk. Fakat Bay Trump politik düzenin kendilerini bir kenara ittiğini düşünen kırsal bölgeler ve Pas Kuşağı’ndan seçmenlerin kısmen itki sağladığı bir dalgayı kullanarak anket şirketlerini şok etti.
… Yeni başkan ilk günden itibaren büyük ve çetin zorluklarla karşılaşacak. Liberal demokrasinin gerilediği ve ABD liderliğinin sorgulandığı bir dünya miras alıyor. Ortadoğu çalkantıda, Kuzey Kore’nin nükleer cephaneliği artıyor, Rusya ve Çin güç gösterisinde bulunuyor. İçeride, Başkan Obama genel olarak iyi durumda bulunan fakat düşük büyüme, dirençli eşitsizlik, federal bütçe üzerinde uzun dönemli gerginlik gibi sorunları olan bir ekonomi bırakıyor.
Bay Trump’ın ne bu problemlere kampanya sürecinde önerdiklerinden daha akılcı cevaplar vereceği ne de henüz göstermediği yeni bir ilke veya bilgelik keşfedeceği gibi bir iyimserlik gösterisinde bulunamayız.
… Trump milyonlarca kişiyi sınırdışı edeceği, ticaret anlaşmalarını yırtıp atacağı, din testi uygulayacağı ve iklim değişikliğiyle mücadelede gösterilen uluslararası çabaları sabote edeceği sözlerini verdi.
Eğer bu hedef ve niyetler doğrultusunda hareket ederse, diğerleri anayasal ilkelerin savunusu doğrultusunda bir araya gelmek ve hükümete ses çıkarmak zorundadır. Kongredeki Cumhuriyetçiler yasama faaliyetlerine destek çıkacağı ve otoritelerine saygı göstereceği tahminiyle Trump’a destek çıktı. Teste tabi tutulacaklar. Kolluk kuvvetleri kendilerini kanunsuz şekilde kullanma yönündeki her türlü girişime karşı gelmek zorunda. Yargı, kamu görevlileri, medya ve daha geniş bir şekilde sivil toplumun oynayacağı önemli roller olacak.


TRUMP’A DEMOKRATLARIN NEOLİBERALİZMİ KUCAKLAMASI KAZANDIRDI

Naomi KLEIN
The Guardian

James Comey ve FBI’ı suçlayacaklar. Seçmen baskısını ve ırkçılığı suçlayacaklar. “Ya Bernie ya da hiç”i ve kadın düşmanlığını suçlayacaklar. Üçüncü partiyi ve bağımsız adayları suçlayacaklar. Ona platform sunduğu için medya şirketlerini, megafonu olduğu için soyal medyayı ve kirli çamaşırları ortaya döktüğü için Wikileaks’i suçlayacaklar.
Fakat bu, şimdi içinde kendimizi tamamen uyanık bulduğumuz kabusu yaratmada en büyük sorumluluğu olanı, neoliberalizmi dışarıda tutuyor. Hillary Clinton ve onun ekibi tarafından tamamıyla benimsenen bu dünya görüşü Trump tarsi aşırılıkla uyuşmuyor. Birini diğerine karşı yarıştırmak kaderimizi belirledi. Eğer bir şeyden öğreneceksek, bu hatadan öğrenebilir miyiz lütfen?
Anlamamız gereken şey şu: Bir sürü insan acı içinde. Neoliberal deregülasyon, özelleştirme, kemer sıkma ve kurumsal ticaret politikaları altında insanların yaşam standartları hızlıca düştü. İşlerini kaybettiler. Maaşlarını kaybettiler. Bu kayıpları daha az korkutucu kılmak için kullanılan sosyal güvenlik programlarının çoğuınu kaybettiler. Çocukları için bugün kendi güvencesiz hallerinden çok daha kötü bir gelecek görüyorlar.
Aynı esnada; banka ve teknoloji milyarderleri, onların çıkarlarıyla son derece haşır neşir seçilmiş liderler ve her şeyin dayanılmaz biçimde cazibeli görünmesini sağlayan Hollywood ünlülerinden oluşan bir ağ olan Davos sınıfının yükselişine tanıklık ettiler. Başarı onların davetli olmadığı bir partiydi ve bu yükselen zenginlik ile gücün, kendi artan borçları ve güçsüzlükleriyle bir şekilde bağlantılı olduğunu çok iyi biliyorlardı.  
Güvence ve statüyü doğuştan gelen hakları olarak gören insanlar için -bu büyük çoğunlukla beyaz insanlar demek- bu kayıplar katlanılmazdı.
Donald Trump direkt olarak bu acıya seslendi. Brexit kampanyası da. Avrupa’da yükselişte olan tüm aşırı sağcı partiler de aynı şekilde. Uzaktaki ekonomi bürokratlarına –Washington, NAFTA, Dünya Ticaret Örgütü veya Avrupa Birliği- nostaljik milliyetçilik ve öfkeyle cevap veriyorlar. Göçmenlere ve insanların rengine laf atarak, Müslümanlara iftira atarak, kadınlara hakaret ederek cevap veriyorlar. Neoliberalizmin elitlerinin bu acıya sunacak hiçbirşeyleri yok çünkü Davos sınıfını kendileri ortaya saldı.   
Şahlanmış güvencesizlik ve eşitsizliğe verilen neo-faşist cevaplar bir yere gitmeyecek. Fakat 1930’lu yıllardan biliyoruz k, faşizmle mücadele için gereken şey gerçek bir soldur.
… Kurumsal ırkçılık, ekonomik eşitsizlik ve iklim değişikliğiyle aynı anda mücadele edecek politikaları o oluşturabilir. Kötü ticaret anlaşmaları ve polis şiddetiyle o boy ölçüşebilir  ve toprak, su ve havanın gerçek koruyucuları olarak yerli halkları o onurlandırabilir.
İnsanlar öfkeli oldukları için haklılar. Güçlü ve kapsayıcı bir sol ajanda, yıpranmış bir toplumu bir arada tutacak bütüncül çözümler için uğraşırken, bu öfkeyi ait olduğu yere yönlendirebilir
Böyle bir koalisyon mümkün. Bizler Kanada’da “Leap Manifesto” denilen, Greenpeace’den “Siyahların Yaşamı Değerlidir” hareketine ve en büyük sendikalardan bazılarına kadar varan 220’den fazla örgütün desteklediği halkçı bir ajanda etrafında bir araya gelmeye başladık.
Bernie Sanders’ın olağanüstü kampanyası bu tip bir koalisyonun inşası için epey bir yol kat etti ve demokratik sosyallizm iştahının oralarda olduğunu gösterdi. Fakat kampanyanın başlangıcında bir hata yapıldı ve mevcut ekonomik modelimizin en çok istismar ettiği yaşlı siyah ve Hispanik seçmenlerle bağlantı kurulamadı. Bu hata kampanyanın tüm potansiyeline ulaşmasını engelledi. Söz konusu yanlışlar düzeltilebilir ve kararlı, dönüştürücü bir koalisyon orada inşa edilebilir.
 Önümüzdeki görev budur .. Öyleyse olabildiğince hızlı bir biçimde şoktan çıkalım ve bu dünyanın Trump’ları tarafından temsil edilen nefret ve korkuya gerçek bir cevap olan radikal bir hareket inşa edelim. Bize ayıran her ne varsa bir kenara bırakalım ve tam da şimdi başlayalım.


ESKİ DÜNYA

Michael A. McCARTHY
Jacobin Magazine

Eski dünya ölüyor. Tehlikeli bir ara dönemdeyiz. Donald Trump’ın seçilmesiyle daha karanlık bir yola düştük. Fakat kurtulmak için bizi buraya getiren yola geri dönemeyiz. Tam olarak buradayız çünkü çok uzun zamandır söz konu yolu takip ediyoruz.
Trump, neoliberalizmin pek çok yanıyla bir kopuşu temsil ediyor. Kampanyası sırasında piyasanın kırbacını ve evrensel işçiyi; yabancı düşmanlığı, yerlicilik, azalan ayrıcalıkların korunması ve küresel pazarda rekabet etmek için çok zayıf olan hevesli küçük yatırımcı sınıfı ile değiştirme sözü verdi.
Bu güçler uzun zamandır inşa halinde. Bunlara karşı çıkmakla yükümlü Demokratlar söz konusu güçlerin gerçek sebebini hiçbir zaman tespit etmedi ve uygun çözümler üretmede başarısız oldu.
… Geçen geceki seçim sonuçları bu güçlerin tam anlamıyla kendilerini ifade etmesiydi. Bildiğimiz hakim sınıf eskiden yönettiği şekilde yönetmiyor. Onun fikirleri artık egemen değil. Yerine tam olarak neyin geçeceği henüz belli değil. Fakat muhafazakarlık şeklini değiştirirken, Amerikan liberalizmi krize girmiş durumda. Liberalizm sönümlenmedi , parçalarına ayrıldı ve temeli çöktü.
… Liberalizm etkili bir denge gücü olmak istiyorsa, … seçim koalisyonlarıeski teknokratik, neoliberal platformlar üzerine inşa edilemez.
 Farklılıklara inandığınızı söylemeniz ve onu desteklemeniz yeterli değil. Her renkten özellikle de zorluk içindeki beyaz işçilerin ekonomik güvenceye kavuşmasını sağlayacak  aktif, sağlam bir eğitim ve iş programına  ihtiyacımız var. Kadınların kürtaj hakkını savunduğunuzu söylemeniz yeterli değil.  Yoksul ve işçi kadınlara gerçek anlamda bu hakkı kullanıp kullanmama kararı vermelerini sağlayacak asgari bir ücrete ihtiyacımız var.
Obamacare’in yaptığı gibi sağlık sistemini tamir etmek ve maliyetleri arttırmak yeterli değil. Evrensel bir sisteme ihtiyacımız var.Dünyayı krize sürükledikten sonra finans dünyasının eline vurmak yeterli değil. Finansın işleyişini köklü bir şekilde yeniden organize etmeliyiz. Mevcut istihdam raporlarıyla övünmek yeterli değil. İnsanlar güvencesiz değil iyi işler istiyorlar. Trump bundan faydalandı. Biz de öyle yapmalıyız.
Daha iyi bir yola girmeden önce liberalizmin yenilgisini kulamamalıyız. Liberalizm kendi kılıcının üstüne düştü. Trump’un temsil ettiği alternatifi yenmek için, onun ölü veya ölmekte olan fikirlerine tutunmaya devam edemeyiz.  


HALKIN ÖFKESİ

Le Figaro
Başyazı

Bu herkesi uçuran bir fırtına. Anket hesaplamaları ve uzmanların öngörüleri. Entellektüel elitlerin konforu ve iş çevrelerinin kesinliği. Siyasetçilerin yeterliliği ve medyanın kibri… Batı Dünyası’nın tamamında insanlar öfkeli. Görmemeyi tercih ettik. Donald Trump’ın zaferiyle artık görmezden gelemeyiz.
… Muhabirimiz Laure Mandeville’in “Hakikaten kim bu Donald Trump?” adlı kitabı, Amerika’nın bir zamanlar endüstrü zengini, şimdi ise işsizlik, alkol, okul başarısızlığı ve geleneksel ailenin çöküşü ile tahrip olmuş mağdur ve isyancı kesimini, “beyaz gettoları” anlatıyor.
… Bu tam olarak “beyaz” bir öfke mi? Hiç şüphesiz, Donald Trump’a zaferi orta sınıf ile fakir beyazların ittifakı getirdi. Fakat karikatüre bakın! Kadınların yüzde 40’tan, Latinlerin ise ücte birden fazlası ve   Afro-Amerikalıların yüzde 12’si Trump’a oy verdi. Trump için oy kullananlar belirli bir “kimlik” nedenselliğiyle değil, basitçe giderek daha da kötüleşen ve çözülen bir ülkede yaşamanın öfkesini göstermek istedi.
… Eski dünyanın isyanıyla buraya gelen Donald Trump Amerika’yı yeniden yoluna koyabilecek mi? Amerika’nın geleceği açısından kritik olan bu soru, en az onun kadar, aynı popülist dalgayla karşı karşıya olan yaşlı kıta Avrupa için de geçerli. Avrupa kuzeyden güneye, doğudan batıya azgın bir “Trumpizm” dalgası tarafından çarpılmak istemiyorsa, onu sakinleştirmek için acilen çözüm yolları bulmak zorunda.

ÖNCEKİ HABER

Tokat'ta sonbahar keyfi!

SONRAKİ HABER

ABD spor çevrelerinde 'Trump' yansımaları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...