07 Kasım 2016 19:55

Bir garip Orhan Veli

Gün oldu alıp başını gitti şair, denizden yeni çıkmış ağların kokusunda olmasa da bir belediye çukurunda.

Paylaş

Deniz Tugay
İstanbul

Olur mu böyle, bütün bir geceyi
Bir mısraın mahremiyetinde geçirmek?

Orhan Veli, şiirlerinde bu kadar çok nisan ayından bahsetmesinin nedeni belki bir nisan ayının on üçünde doğmuş olmasıdır.
 
İmkansız şey
Şiir yazmak
Aşıksan eğer
Ve yazmamak
Aylardan Nisansa.

Veli  için umumiyetle “Basit insanları, basit kelimelerle anlattı.” dendi ama hakikat şuydu ki şiiri hiçbir zaman basite indirgemedi. Basitliğini de şöyle açıklar iki arkadaşıyla beraber çıkardığı, daha sonraysa Türk Edebiyatı’nda bir dönemeç olan akımın da adı olan kitabın önsözünde: “Yazının peyda olduğu günden beri yüz binlerce şair gelmiş, her biri binlerce teşbih yapmış. Hayranı olduğumuz insanlar bunlara birkaç tane daha ilave etmekle acaba ne kazanacaklar?​”
Veli, üç kıtaya hükmeden Süleyman’ı yazmadı da çirkin yaratıldığından bile müteessir olmayan Süleyman Efendi’yi ve nasırını aksetti şiirine. İnsanlar arasındaki fuzuli hiyerarşiyle ilgili yazdığı şiirlerse Süleymanlarla sınırlı kalmadı, Ahmetler vardı bir de.

Kimimiz Ahmet Bey
Kimimiz Ahmet Efendi
Ve Ahmet Ağayla Ahmet Beyefendi?

Güzel kadınları da işçi kadınları da sevdi ama güzel işçi kadınları daha çok sevdi. Lakin sevdiği güzel kadınlara yazdığı şiirleri okurken bir tarafımız buruk kaldı, şu dizeler sebebiyle:

Bütün güzel kadınlar zannettiler ki
Aşk üstüne yazdığım her şiir
Kendileri için yazılmıştır.
Bense daima üzüntüsünü çektim 
Onları iş olsun diye yazdığımı
Bilmenin.

Güzel bir havada “antidemokratik bir rüzgar esmeye başladığı” gerekçesiyle istifa ettiği memurluğu hakkında yazdığı şiiriyle bütün memurların ahvalini özetledi.

Biz memurlar;
Saat dokuzda, saat on ikide, saat beşte,
Biz bizeyizdir caddelerde
Böyle yazmış yazımızı Ulu Tanrı
Ya paydos zilini bekleriz
Ya ay başını.

Gezi olaylarında “İki ağaç için dünyayı ayağa kaldırdılar.” demeçleri arasında yine aklımıza gelen onun dizeleri değil miydi?

Güzel ağacım!
Sen kuruduğun zaman 
Biz de inşallah
Başka mahalleye taşınmış oluruz.

Ve gün oldu alıp başını gitti şair, denizden yeni çıkmış ağların kokusunda olmasa da bir belediye çukurunda. Bir balık şişesinde balık olamadan, içmeyip de ne halt edeceğini bilemeden, epeyce yaklaşmış ama anlatamazken.
Evet her ölüm erken ölümdür biraz ama otuz altı yaş sahiden erken ölümdü; bir de 

Ömür çok,
Bekleriz;
Ne çıkar.  

demişsen eğer.

Yaşamak kolay değil ya, kardeşler
Ölmek de değil;
Kolay değil bu dünyadan ayrılmak.

ÖNCEKİ HABER

HDP Kocaeli İl Eş Başkanına ev hapsi

SONRAKİ HABER

Savaşın çocuklarına barış şarkıları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...