07 Kasım 2016 15:05

10 Ekim Davası: Duruşmanın ilk gününde neler yaşandı?

10 Ekim Ankara Katliamı Davası görülmeye başlandı. Duruşmanın ilk gününde yaşananları derledik.

Paylaş

Ankara Garı önünde, 10 Ekim 2015’te Emek Barış Demokrasi mitinginde IŞİD tarafından gerçekleştirilen ve 101 kişinin ölümüne neden olan canlı bomba saldırısının ilk duruşması bugün görüldü. Duruşmaya yarın 10.30'da devam edilecek.

Katliamdan ancak 9 ay sonra tamamlanabilen iddianamenin kabul edilmesiyle birlikte 10 Ekim katliamı davasının ilk duruşmasının bugün Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesine karar verilmişti. Kamu görevlilerinin yargılanmadığı davada 35 sanık hakkında 101 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası isteniyor. Ancak sanıkların büyük kısmı yakalanamadığı için duruşmada 15'i tutuklu, 4'ü tutuksuz 19 kişi yargılanıyor.

YASİN BÖRÜ DAVASI DA AYNI GÜN

Kobanê eylemleri sırasında Diyarbakır'da Yasin Börü’nün öldürülmesine ilişkin davanın duruşması da bugün Ankara Adliyesi’nde görüldü. AKP Kadın Kolları ve Osmanlı Ocakları’nın çağrı yaptığı Börü davasını takip için gelenlerle 10 Ekim davası için gelenlerin bir araya gelmemesi için polis hem adliye içinde, hem de dışında önlem aldı.

Duruşma öncesi Adliye önünde basın açıklaması yapıldı. Katliamda yaşamını yitirenlerin yakınları ve yaralıların kurduğu 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehtap Sakine Coşgun, “Dava isterse 10 yıl sürsün. Biz adalet yerine gelmeyecek olsa da gelmeye devam edeceğiz. Ölen 101 cana bir sözümüz var. Çekilen acılar boşa olmasın diye. Gelmeyen adaleti oldura oldura getirmek için buradayız. Barışı da, adaleti de olduracağız” diye konuştu.

Açıklamada konuşan KESK Genel Başkanı Lami Özgen de, “Diktatörlüğe, savaşa karşı özgürlüğü, barışı savunan insanlara yapıldı bu katliam. Dün olduğu gibi bizi sindirmek isteyenler, gözdağı vermek isteyenler, katliam alanında gaz sıkanlar kameraların karşısında katliamı onaylayanlar, soruşturmaları kapatanlar bilsin: Adaletle yüzleşme hesabını harekete geçireceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın” dedi.

10 EKİM ANKARA KATLİAMI DAVASI ÖZEL SAYFASI

DURUŞMA SALONU YETMEDİ

Dışarıda yapılan açıklamaların ardından duruşma salonuna geçildi. Duruşmada iki salon birleştirilmesine rağmen, salon yetersiz kaldı. Çok sayıda kişi duruşmayı ayakta takip etmek zorunda kaldı. Salonda ses ve görüntü sistemlerinde yaşanan sorunlar nedeniyle saat 10:00'da başlaması gereken duruşma 1 saat gecikmeyle saat 11:00'de başladı. 

Duruşmaya Ankara, İstanbul, Balıkesir ve Mersin Baro Başkanları, katliamda hayatını kaybedenlerin aileleri ve yaralılar katıldı. EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan ve MYK Üyesi Levent Tüzel, HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar ile geçtiğimiz günlerde gözaltına alınıp adli kontrol şartıyla serbest bırakılan HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de duruşmayı takip etmek için Ankara adliyesine geldiler. DİSK, KESK, TMMOB, TTB başkanlarının yanı sıra, CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Grup Başkanvekili Özgür Özel, Tunus Parlamentosundan milletvekili Ammar Amroussia ve BM İşkenceyi Önleme Komitesi Üyesi Radia Nasraoui da duruşmaya katıldı.

10 Ekim duruşması, katliamda babası Nevzat Sayan’ı kaybeden ve geçtiğimiz günlerde avukat olan Meliha Sayan’ın avukat olarak katılacağı ilk duruşma oldu.

JANDARMA SANIKLARA ETTEN DUVAR ÖRDÜ

Tutuklu 15 sanıklardan 12’si (İbrahim Halil Alçay, Resul Demir, Hüseyin Tunç, Mehmedin Baraç, Nihat Ürkmez, Hakan Şahin, Yakup Şahin, Yakup Karaoğlu, Metin Akaltın, Erman Ekici, Burak Ormanoğlu, Hacı Ali Durmaz) duruşma salonuna getirilirken, 3’ü (Abdülmüttalip Demir, Talha Güneş ve Abdulhamid Boz) SEGBİS sistemi ile bağlandı. Gaziantep Cezaevi'nde bulunan ve getirilmeyen 3 tutuklu sanığın en geç çarşamba günü Ankara'ya getirileceği öğrenildi. 

Duruşma salonunda sanıklarla avukatlar arasına jandarma 2 sıra etten duvar ördü. Mağdur avukatları, sanıkları göremedikleri için duruma itiraz etti.  

Sanıklar girerken salondan "Katiller" sesleri yükseldi. Bazı aileler gözyaşlarını tutamadı. Aileler, "Yüzümüze baksınlar, vicdanen rahat mısınız? Hakim bey siz de tanıyorsunuz katilleri, katilleri koruyorsunuz" diye bağırdı.

Bir polisin duruşmanın başlamamasına tepki gösteren ailelere “şov yapıyorsunuz” demesi tepki topladı. Polis ailelerin itirazı üzerine mahkeme başkanı tarafından salondan çıkarıldı. Avukatlar polis hakkında işlem yapılmasını istedi.

‘SARAYINIZ YANSIN’ TEPKİSİ

Patlamada kardeşini kaybeden bir kadın salondan çıkarken sinir krizi yaşadı. Jandarmaların sanıkların önünü kapatmasına ve polislerin sözlü sataşmasına isyan eden kadın, “Ciğerim yandı, kardeşim öldü. İçeride bir tiyatro oynanıyor. Dayanamadım ben. Sarayınız yansın, kül olsun” diye feryat etti.

CMK’NİN ATADIĞI SANIK AVUKATLARI ÇEKİLDİ

Duruşmada, CMK gereği zorunlu müdafi olarak sanıklara atanan avukatların tamamı, sanıkları savunmak istemediklerini beyan ederek davadan çekildiklerini açıkladı. Avukatların çekilme talepleri salonda alkışlarla karşılandı. Mahkeme Başkanı da alkışlayanları uyararak, "Burası mahkeme, yargılama belli bir düzende yapılır, lütfen alkışlamayın" dedi. Ankara Barosu, avukatların CMK görevinden çekilmesiyle müdafisiz kalan sanıklar için yeni müdafiler görevlendirdi 

Ayrıca, Diyarbakır’da HDP mitingine yapılan saldırının sanığı İsmail Korkmaz’ın avukatı Orhan Şahin’in bu duruşmada da bir IŞİD’li sanığın avukatı olması dikkat çekti. Korkmaz, Diyarbakır patlaması davasında IŞİD ile bir ilişkisi olmadığını iddia etmişti.  Avukatlar, itirafçı olan ve ailesiyle birlikte korumaya alınan sanık Yakup Şahin’nin diğer sanıkların arasında baskı görebileceğini belirterek diğer sanıklardan ayrılmasını talep etti. 

Ancak sanık Yakup Şahin duruşmada söz alarak, "Benim pişmanlık yasasıyla, koruma talebiyle ilgili bir talebim olmadı. Polisin oyunudur" şeklinde konuştu.

Duruşmada, kimlik tespitlerinin ardından iddianamenin özet olarak okunmasına geçildi. 

Ankara Barosu, ilk oturumda avukatların CMK görevinden çekilmesiyle müdafisiz kalan sanıklar için yeni müdafiler görevlendirdi.

‘36 SANIKTAN İBARET DEĞİL’

İddianamenin özetinin okunmasının ardından mağdur avukatlarının değerlendirmeleri başladı.

Avukat İlke Işık davanın 36 sanıktan ibaret değerlendirilemeyeceğini ifade ederek, ‘400 vekili verin bu iş huzur içinde çözülsün’ diyenin sorumluluğunu ne yapacağız? ‘Katliamdan sonra oylarımız arttı’ diyen dönemin başbakanının açıklamasını bu katliamı soruştururken nereye koyacağız? Israrla savaş politikalarıyla birlikte bu ülkeyi IŞİD’in üssü haline getirenlerin sorumluluğunu ne yapacağız? Bu da yetmeyip katliamdan sonra gaz kullanmaktan çekinmeyenlerin sorumluluğunu ne yapacağız? Antep’te toplam 5 tane katliamı nasıl örgütleme becedresi buldular, nasıl Antep’e bu kadar yerleştiler ve bunları durdurmayanların sorumluluğunu ne yapacağız?” dedi.

Suruç katliamından Ankara katliamına kadar “Mitinglerde canlı bomba eylemleri olabilir” yönünde 62 tane istihbarat bilgisi olduğunun ortaya çıktığını ifade eden Işık, “Bu istihbarat bütün emniyet birimlerine gidiyormuş, biz bunu da bilmiyorduk. Çünkü bunu ne tertip komitesine bildirdi Emniyet yetkilileri, ne de bu istihbaratların gereğini yerine getirdiler” diye konuştu.  Işık, katliamın hemen ardından olay yerine ambulanslardan önce çevik kuvvet ekiplerinin geldiğini belirtti.

Söz alan Avukat Tonguç Cankurt, devletin IŞİD örgütlenmesine müdahale etmediği gibi yakalanan birçok sanığın da bırakıldığını ifade ederek, "Bu kişilerin örgütlendiği dernekler, devlet tarafından bilinmesine rağmen hala faaliyette. Bu ülkenin başbakanı bile 'Elimizde liste var, kendilerini patlatmadan önce harekete geçemeyiz' demiştir" dedi.  

'DOSYADA IŞİD ÖRGÜT TABLOSU BİLE YANLIŞ ÇİZİLMİŞ'

Avukat Oya Aydın da iddianameye yönelik eleştirilerini sundu: "Biz ortada bir iddianame bile görmedik. Bu senaryo biçiminde yazılmış dijital hikayedir. Savcılık bize aylar önce dosyayı çözdüğünü söylemişti, ancak gördük ki yalnızca Yunus Durmaz'ın bilgisayarından çıkan notlar var. Dosyaya gizlilik kararı verilerek soruşturma aydınlatılacak denildi, ancak bu sürede soruşturma karartıldı. Kamera kayıtlarında bu sanıklardan daha çok hücre evine giren kişiler var. Yüzleri apaçık ortadayken kimliği tespit edilememiş! IŞİD örgüt tablosu bile dosyada yanlış çizilmiştir. Sınır emiri olan İlhami Balı, Türkiye emiri gibi gösterilmiştir. Hala İlhami Balı hakkında kırmızı bülten çıkarılıp çıkarılmadığını bilmiyoruz. Ancak bu adamın yakalanmak istenmediğini biliyoruz.”

Avukat Pınar Akdemir de, kamu görevlilerinin katliamdaki sorumluluğuna ilişkin konuşarak, "Valilik 10 ekim günü miting saatini trafik bahanesi ile değiştirmiş ve alanı korumasız bırakmıştır" dedi.

Avukat Ziynek Özçelik ise "Patlamadan sonra ilk olarak polis geliyor ve yaralılara gaz sıkıyor, ambulans dahi 45 dakika sonra geliyor. Patlama sonrası ilk yardım konusunda gerekli tedbirlerin alınmaması sebebi ile ölümlerin sayısı artmıştır" diyerek TTB adına müdahillik talebinde bulundu.

DURUŞMADA YER ALMAYAN SANIKLAR HAKKINDA YAKALAMA KARARLARI ÇIKTI

Yarın duruşma 10.30'da sanıkların dinlenmesiyle başlayacak. Bugün SEGBİS sistemiyle duruşmaya bağlanan 3 sanığın da Ankara'ya getirilmesine karar verildi. Ayrıca duruşmada yer almayan sanıklara ilişkin yakalama kararları çıktı.

AİLELER: ‘YARIN YİNE BURADA OLACAĞIZ’

Duruşmanın ardından mağdurlar adına açıklama yapan 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehtap Sakine Coşkun, “Bu iddianameyle gerçek adalet talebimizin yerine gelmesi mümkün değil. Mahkeme esnasında 4-5 arkadaşımız söz alarak iddianameye yönelik itirazlarımızı dile getirdi. Bu iddianameyle gidilemeyeceğini, dosyadaki delillerin değerlendirilmediğini, sanıkların elden kaçırıldığı gibi bir sürü sorumuzun cevabını böyle bir iddianamenin karşılamayacağını söyledik. Yarın 10.30da başlayacak mahkemenin ikinci gününde bu sefer sanıklar mikrofona gelip suçu nasıl işlediklerini anlatacaklar. Bugün örgütlü gücün önemini gördük. Bunu devam ettirmek zorundayız. Yarın yine burada olacağız” dedi. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Diyarbakır saldırısında 10 gözaltı

SONRAKİ HABER

Üniversitelinin yıllık gideri ortalama 14 bin TL!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...