22 Mayıs 2012 11:49

Hasta tutuklular serbest bırakılsın

DTK Sosyal Politikalar Komisyonu Sağlık Grubu tarafından düzenlenen ‘Cezaevi ve Sağlık Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi açıklandı. ‘Cezaevlerinin muhalifleri kitlesel olarak cezalandırma yerleri olduğu’ tespiti yapılan bildirgede, cezaevlerindeki ağır koşullara dikkat çekilerek, tutukluların sağlık hizmetlerine erişemed

Hasta tutuklular serbest bırakılsın
Paylaş

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Sosyal Politikalar Komisyonu Sağlık Grubu tarafından 20 Mayısta Mardin’de düzenlenen çalıştayın sonuç bildirgesi DTK Sosyal Politikalar Komisyonu Sağlık Grubu Üyesi Saliha Aydeniz tarafından okundu.

‘MUHALİFLERE CEZA MERKEZLERİ’

Çalıştayda yürütülen tartışmalar ile varılan sonuçları aktaran Aydeniz, “Başlangıçta kaba işkenceye dayanan cezalandırma, sonrasında zoraki işlerde çalıştırma, gözden uzak tutma olarak seyir izlerken bugün itibariyle iktidara muhalif olmanın bedeli birbirinden ve toplumdan izole edildiği bir tecride dönüşmüştür” dedi. “Bugün 132 bin 359 sayısına ulaşmış olan tutuklu ve hükümlü sayısı 12 Eylül faşizmini aratır duruma gelmiştir” diyen Aydeniz, “Yoğun tutuklamalar, uzun tutukluluk süreleri, cezaevindeki olumsuz sağlık koşulları, disiplin cezaları ve genişletilmiş tecrit uygulamaları ile Türkiye’nin temel sorunlarından biri olmuştur. Kürt sorundaki baskı, inkar, imha siyasetinin yükseltilmesi ve yeni ekonomi politikaları sonucunda cezaevleri AKP iktidarının muhaliflerini kitlesel olarak cezalandırma yerleri olmuştur” dedi. Tüm bunlarla birlikte cezaevlerinin sağlık açısında da gündemdeki yerini koruduğunu ifade eden Aydeniz, “Ağır hasta mahpusların serbest bırakılmaması ve tedavi edilmemesi sonucu birer birer ölümler yaşanmaktadır. Tecrit ve izolasyonun yarattığı sorunlarla birlikte, temiz su, yeterli ve sağlıklı gıda vb. haklara ulaşılmaması sonucu mahpusların sağlığı sürekli olarak bozulmaktadır. Ayrıca açlık grevleri ve sürgünlerde bu sağlıksızlığı sürekli olarak büyütmektedir” dedi. Cezaevlerinde yaşanan sorunlarla ilgili tespitleri aktaran Aydeniz, “Cezaevlerinde tutulan kişilere sağlık hizmeti ulaştırılmamaktadır. Tüm cezaevlerinde bulunması ve 24 saat açık olması gereken revirler birçok cezaevinde bulunmamakta, bulunanlarda ise personel ve donanım eksikliği had safhadadır. Hastane ortamında tedavisi yapılması gereken mahpusların sevkleri yapılmamakta ya da geciktirilmektedir. Ayrıca hastaların sevk edildiği ring araçlarının kötü olması hastalarda yeni komplikasyonlara neden olmaktadır” dedi.

‘SAĞLIK HİZMETİNDEN MAHRUMLAR’

“Halen çok yaygın olarak tutuklu ve hükümlüler kelepçeli olarak muayene edilmeye zorlanmaktadırlar. Bu onur kırıcı uygulamayı kabul etmeyen kişilerin tedavisi yapılmadan cezaevine götürülmektedir” diyen Aydeniz, “Bu hukuk dışı uygulamaların bir parçası olmayı kabul eden sağlık çalışanları da bulunmaktadır. Hastanelerde mahpus koğuşları genel olarak servislerden ayrıştırıldığı için yatan hükümlü ve tutuklunun tedavi ve vizitelerinde gerekli hassasiyet gösterilmemekte, ayrıca ayrımcılığa tabi tutulmaktadır. Cezaevi yönetimi hiyerarşisi içine hapsedilen sağlık hizmetleri, acil durumlarda tümden çözümsüz kalmaktadır. Şimdiye kadarki birçok acil vaka, hastaneye kaldırma, müdahale sürecinin uzun olmasından kaynaklı olarak ölümle sonuçlanmıştır” şeklinde konuştu.

‘MAHPUSLAR, KADERİNE TERK EDİLDİ’

Aydeniz, “Cezaevlerindeki sağlık hizmetlerinin Sağlık Bakanlığına devri bizlerin talebi olmasına rağmen, Sağlık Bakanlığı bu hizmetleri üzerine alırken ‘cezaevlerine nasıl bir hizmet götürürüm’ anlayışı yerine sağlıkta dönüşümün bir bileşeni olarak baktı. Cezaevleri sağlık hizmeti özellik arz ettiğini görmezlikten geldi. Koğuş, mutfak, gıda, su ve hijyen denetimi sadece kağıt üzerinde imzalanan evraktan ibaret sayılmıştır. Bakıma muhtaç mahpuslular serbest bırakılması gerekirken kaderine terk edildi” dedi. Sonuç bildirgesinde Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin boyutunun da gittikçe büyüdüğü belirtilerek, Öcalan’dan 10 aydır haber alınmamasının, toplumda sağlığı ve yaşamı konusunda ciddi kaygılar uyandırdığı dile getirildi. Bu durumun toplumsal gerilimleri artırdığı vurgulanan bildirgede insan hakları ve sağlık örgütleri başta olmak üzere duyarlı kurumları temsilen bir heyetin Adalet Bakanlığına başvuru yaparak İmralı’da incelemede bulunması, Öcalan’ın avukatları ve ailesi ile bir an önce görüşmesinin sağlanması gerektiği vurgulandı. (DİYARBAKIR)

ÖNCEKİ HABER

Haydarpaşa’dan insan manzaraları

SONRAKİ HABER

‘Şakran Guantanamo yapılmak isteniyor’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...