05 Kasım 2016 11:11

İHD’den demokrasi için ortak cephe çağrısı

İHD 18. Olağan Genel Kurulu Ankara’da başladı. İlk gün yapılan konuşmalarda yaşanan hak ihlallerine dikkat çekildi.

Paylaş

İnsan Hakları Derneği (İHD) kuruluşunun 30. yılında 18. Olağan Genel Kurulunu yapıyor. Genel Kurulun ilk gününde HDP Eş Başkanları ve milletvekilerine yönelik gözaltı ve tutuklamalar ile basın ve ifade özgürlüğünün yok sayılarak gazetecilerin tutuklanması, son dönemde yaşanan hak ihlalleri, kanun hükmünde kararnamelerle ihraçlar, gazete ve televizyonların kapatılması öne çıktı. Kongrenin ilk gününde konuşmacıların ortak çağrısı “demokrasi için yan yana ortak bir cephe kurulması” oldu.

Hacı Bektaş Veli Anadalu Kültür Vakfı Toplantı Salonunda yapılan Genel Kurula, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, HDP Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy'un yanı sıra sendika, sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcileri katıldı.

Genel Kurul demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesinde yaşamını yitirenler için saygı duruşu ve divan seçimiyle başladı. Genel Kurulun divan başkanlığına seçilen Akın Birdal, Kanun Hükmünde Kararnameler ile olağan üstü halin olağanlaştırıldığı ve temel hak ve özgürlüklere yönelik saldırıların normalleştirildiği bir dönemden geçildiğine dikkat çekti. Birdal, “Seçilmişler derdest edilerek gözaltına alındı, sonra da tutuklandı. Bu cinnet hali sadece bir diktatöryal heves değil, yeni bir dünya düzeni, yeni bir tükiye kuruluyor. Kongremiz çok önemli bir kavşakta yapılıyor. Ne yapmalı, nasıl yapmalı sorusuna cevap vermeli kongre” dedi. Uluslararası örgütlerin sadece endişe duygularını ifade etmekten başka bir şey yapmadığını söyleyen Birdal, “Onların bize getireceği hiçbir şey yok. Barış, demokrasi, özgürlük mücadelesinin kazanılması Türkiye halklarının elidedir” dedi.

'ÇIKARLAR UĞRUNA KATLİAMLARA GÖZ YUMULUYOR'

Kongrenin açılış konuşmasını yapan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise yaşananlara razı olmayacaklarını söyleyerek başladığı konuşmasına “Hep birlikte süreci tersine çevireceğiz. Bu bizim kaderimiz olmayacak” dedi. Türkdoğan, HDP Eş Başkanları ve milletvekillerine yönelik gece yarısı operasyonlarının hukukta yeri olmadığını söyleyerek, “Görünüşte AKP hükümeti var ama asıl arkasında bir faşist koalisyon var” dedi. Devlet içerisindeki çeteleşmenin en büyük tehdit olduğunu kaydeden Türkdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin de bu türden bir çetenin işi olduğunu belirtti.

Türkiye'de son 2 yılda IŞİD tarafından gerçekleşen saldırılarda 265 kişinin yaşamını yitirdiğini söyleyen Türkdoğan, siyasal çıkarlar uğruna her türlü katliama göz yumulduğunu belirtti. Belediye başkanlarına yönelik tutuklamalara da değinen Türkdoğan, “Kürt halkının iradesine böyle bir saygısızlık olamaz. Bir halk gerçekliği terör denilerek örtbas edilemez” dedi. Türkiye'nin çözüm süreci içerisinde Kürt sorununu çok rahat çözebileceği halde, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediğini belirten Türkdoğan, “Türkiye büyük bir fırsat kaçırdı, Ancak türkiye asla savaşa teslim olmayacak. Er yada geç bir barış masası kurulacak” dedi.

'BUGÜN İDAM DİYE BAĞIRANLAR YARIN İŞSİZ KALACAK'

140 gazetecinin tutuklu olduğunu, muhalif basının susturulduğu bir dönem yaşandığını kaydeden Türkdoğan, 1980 askeri darbesi döneminden daha ağır bir sürecin yaşandığını kaydetti. Kamu emekçilerinin KHK'ler ile ihraç edildiği sosyal infaz dönemi yaşandığını belirten idam tartışmalarına ilişkin de “550 milletvekili birleşse de idam geri getirilemez. Bu AB Konseyinden, bütün uluslararası sözleşmelerden çıkılması demek. Bu ekonomik kriz demek. Bugün idam diye bağıranlar, yarın işsiz kalacak ve hükümet istifa diye bağıracak. Böyle bir şey mümkün değil” dedi.

'DEMOKRASİ BLOĞUNU KURMAK ZORUNDAYIZ'

HDP milletvekili Hişyar Özsoy da Türkiye'nin Ortadoğu'da yaşanan dönüşüme çözüm üretemediğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve çevresindeki ittifaka bırakılan bir sürecin işlediğini söyledi. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demritaş'ın geçtiğimiz günlerde birleşik mücadele çağrsını hatırlatan Özsoy, “Demokratik cephe örgütlememiz gerekiyor. Şu an ciddi bir şekilde canımız yanıyor. Bu operasyonlar devam edecek. Ancak bu başarılı olacaklar anlamına gelmiyor. Çok fazla deneyim ve mücadele birikimimiz var. Zor ve zahmetli olacak ama başaracağız. Bizim bu denklemden çıkma şansımız var. Ama Erdoğan'ın öyle bir şansı olmayacak. Bu demokrasi bloğunu kurmak zorundayız. Başka şansımız yok” dedi.

'KARŞI DURUŞU GERÇEKLEŞTİRECEK İRADE VE UMUDA SAHİBİZ'

EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan da yaşananların Ortadoğu politikasından ayrı bir süreç olmadığını söyleyerek, Cumhurbaşkanının hezeyanlarıyla açıklanacak bir süreç olmadığını söyledi. Soygun ve sömürünün daha rahat devam edebilmesi için toplumsal hayatın ve idari yapının yeniden düzenlendiğini söyleyen Gürkan, “Ortadoğu halkarıyla birlikte bu gidişata karşı ne yapacağız, nasıl yapacağız, kimlerle yapacağız önemli. Bu gidişattan mağdur olan, zarar gören, laiklik, demokrasi, ifade özgürlüğü, emeğin hakları diyen, hak ve özgürlükleri genişletmek için yola çıkacak herkesle yapacağız. Bu karşı duruşu gerçekleştirecek irade ve umuda sahibiz” dedi.

CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan da İHD'nin 30 yıldır sürdürdüğü mücadelenin Türkiye halklarının mücadele kararlılığının göstergesi olduğunu belirtti. Sarıhan, “Dünden beri yüzüm kızarıyor. Büyük hayallerle meclisin insan hakları komisyonunda görev aldım. Ancak orada çoğunluk olamamanın bir varlık gösterememek olduğunu unutmuşum” dedi.

'12 EYLÜL'ÜN YAPAMADIĞINI YAPMAK İSTİYOR'

DİSK Genel Başkanı Kani Beko ise 15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ ile mücadelenin bir araç haline getirilerek, eşitlik, özgürlük, barış, demokrasi, sendikal hak ve özgürlükler için mücadele veren sendika ve siyasi partileri susturmanın bir amaç haline getirildiğini söyledi. KHK'ler ile akademisyenlerin, kamu emekçilerinin ihraç edildiğini, yayın organları ve televizyonların kapatıldığını kaydeden Beko, 12 Eylül darbesinin yapamadığını AKP hükümetinin yapmak istediğini söyledi. Yapılanların toplumsal çatışmanın altyapısını hazırladığını söyleyen Beko, “Bu ülkede barış ve demokrasi mücadelesi verenlerle mutlaka yan yana geleceğiz. O barış masası mutlaka kurulacak. Bu topraklar yeterince kardeş kanına, anaların göz yaşına doydu” dedi.

‘İHTİYACIMIZ ORTAK MÜCADELE’

KESK Genel Başkanı Lami Özgen de “İçeride ve dışarıda sürdürülen savaş politikaları açısından ortak bir mücadele ihtiyacımız var. Emek, meslek örgütlerinin yan yana gelmesi yetmez. Bu ülkenin bütün ötekileri ortak bir demokrasi mücadelesi içerisinde, savaşa karşı barış talebiyle yan yana gelmeli” dedi. Kamu emekçilerine yönelik bir devlet terörü yaşandığını da söyleyen Özgen, “2012'den beri yürüttüğümüz bütün eylemlerimiz terörizm kavramına indirgendi, işten atma gerekçesi oldu. Boyun eğmeden mücadeleye devam edeceğiz. Başka alternatifimiz yok” dedi.

Genel Kurul yarın yapılacak seçimlerle sona erecek. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

‘Baskılar karşısında susmayacağız’

SONRAKİ HABER

Konca: Şimdi ‘dur’ demezsek yarın çok geç olabilir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa