22 Mayıs 2012 09:20

Adını kışlaya da verseler Roboski kapanmaz

Partisinin grup toplantısında konuşan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Roboski katliamına ilişkin yaptığı konuşmaları değerlendirerek, Erdoğan’ın BDP’yi doğruladığını söyledi. Demirtaş, “Başbakan Erdoğan, ‘Ben de izledim o kişilerin kim olduğu anlaşılmıyor’ diyor. Yani o kişileri

Adını kışlaya da verseler Roboski kapanmaz
Paylaş

‘BAŞBAKAN İTİRAF ETTİ’

Her grup toplantısında sorumluları açığa çıkana kadar Roboski meselesini konuşmaktan bıkmayacaklarını söyleyen Demirtaş, “Bugün 146. gün. Nihayet Başbakan ilk defa konuştu. Bugüne kadar yapılan konuşmalar olayı savsaklamaktı. Dün bir kez daha ayakları yerden kesilince konuştu” dedi.

Başbakan Erdoğan'ın Roboski’ye ilişkin açıklamasının önemli olduğunu söyleyen Demirtaş, aradan geçen 146 gün sonra BDP’nin tezlerinin Başbakan Erdoğan tarafından doğrulandığını söyledi. Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın sözlerini okuyarak, “Biz AKP bu işin üstünü örtmeye çalışıyor diyorduk. Başbakan bunu itiraf ediyor. Bugüne kadar Başbakan'ın ve AKP yöneticilerinin ağzından özür kelimesi çıkmamasına rağmen göz göre göre yalan söylüyor. Demek ki AKP bu işin üstünü örtmeye çalışıyor tezimiz doğruymuş” diye konuştu.

Demirtaş, “Başbakan Erdoğan, ‘Ben de izledim o kişilerin kim olduğu anlaşılmıyor’ diyor. Yani o kişilerin kim olduğunu bilmeden vur emri verdiniz. AKP'nin bu katliamı sahiplendiğini belirtiyorduk. AKP’li yazarlar ‘bu AKP'ye karşı bir tuzaktır' diyorlardı. Günlerce bunu köşelerinde ve televizyonda işlediler. Başbakan ne dedi ‘Uludere’de bize kurulmuş bir tuzak yoktur’ dedi. Kraldan daha çok kralcı geçinenler ne oldu. AKP’yi aklamaya çalışanlara soruyorum: Ne oldu? ‘İstihbarat bizim, uçak bizim, biz vurduk’ diyor daha ne desin. Hatta o kadar öfkeleniyor ki göğsünü gere gere bizim istihbaratımızdır diyorlar. AKP'yi kurtarmaya çalışan aydınlar, yazarlar, gazeteciler elinizi vicdanınıza koyun. Bakın genel başkanınız ne diyor. Siz onu halen aklamaya çalışıyorsunuz” diye konuştu.

Kendilerinin AKP’nin vur emrini verenleri koruduğunu daha önce söylediklerini hatırlatan Demirtaş, Başbakan Erdoğan’ın ise buna karşılık “Bu iş Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacak” dediğini belirterek, “Başbakan dün ne diyor yetki bizde idi biz yetkiyi verdik onlar da samimiyetle görevlerini yaptılar. Şimdi derin devlet, derin akıl nedir daha iyi anlaşılıyor. Başbakan sürekli konu yargıdadır diyordu. Şimdi ne diyor bu bir hatadır diyor. Yani hukuki bir tespit yapıyor. Ortada hata olduğuna dair bir karar var mı? Başbakan demek ki gizlilik kararı olan dosyayı görmüş ona göre karar veriyor” ifadesinde bulundu.

Demirtaş, mahkemenin vermesi gereken kararı Başbakan Erdoğan'ın verdiğini ve dosyayı kapattığını söyleyerek, “Başbakana rağmen bu hata değil kasıt diyebilecek özel yetkili yürekli bir mahkeme var mı bu ülkede. Başbakan kendini yargı yerine koydu. Tazminatı verdik bu işi fazla suiistimal etmeyin kapatın gitti diyor Başbakan. Katliama karşı haysiyeti olanlar en azından soruyor bu katliamı kapatmaya gücü yetecek mi? Yetmeyecek mi bu hükümetin. Herkes bunu soruyor” dedi.

Demirtaş, silahlı pradetör alınması için ABD ve Pakistan’da pazarlık yapıldığını söyleyerek, “Ne yapacaklar bunu ekin mi biçecekler. Kan alacaklar bununla. Kan pazarlığı budur. Bunu görün. Bu çağrım AKP’de vicdanı olan herkesedir” diye konuştu.

‘BU DOSYA KAPANMAZ’

Roboski dosyasının kapanmayacağını söyleyen Demirtaş, “Uludere'deki kışlaya Recep Tayyip Erdoğan Kışlası adını verselerde bu dosya kapanmayacak. Biz onurumuz ile sana karşı direneceğiz bu katliam sayfasını kapatmayacağız” dedi.

Demirtaş, AKP'nin anayasa tartışmalarında yürüttüğü tarzın “ilkesiz” olduğunu söyleyerek, “Kendi ilkesini çiğneyen bir parti ile biz anadilde eğitimi, özerkliği, hukuk devletini nasıl konuşacağız. O masa sivil anayasa masasıdır. O masada özgürlükçü anayasa isteyen tek parti BDP'dir. İlkesiz bir tartışma yapıyorlarsa biz onları masadan kalkmış sayacağız. Bu nedenle Erdoğan'ın 'Anayasa istiyoruz’ sözü samimiyetsizdir. Yol temizliğini defalarca söyledik. İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller kalkmadan neyi tartışacağız dedik. Hiçbirisi dikkate alınmadı” dedi. Türkiye'de insanların bir pankarttan 10 yıla yakın cezalar aldığını söyleyen Demirtaş, sadece BDP’liler değil, AKP’ye muhalif herkese bunu yapıyorlar” dedi.

'POLİS HAZIRLIYOR, SAVCI DAVA AÇIYOR’

AKP hükümeti döneminde çıkarılan yasalardan dolayı sanıkların ilk 24 saat avukatları ile görüşemediklerini söyleyen Demirtaş, “Bu sürede tehdit ve şantaj yapılıyor sonra avukatlar çağrılıyor. Polis fezleke hazırlıyor savcı sonra onu uyguluyor. Savcının yaptığı bir iş yok. Polis hazırlıyor savcı dava açıyor” dedi.

Demirtaş, Türkiye’de yaşanan baskı ortamında demokratik ve sivil bir anayasanın çıkamayacağını söyledi. (ANKARA)


4,5 MİLYON KAMU ÇALIŞANI 3 HELİKOPTER ETMİYOR

KESK’in bugün greve gideceğini hatırlatan Demirtaş, emekçilerin haklı nedenlerle greve gittiklerini söyledi. Demirtaş, referandum çalışmaları sırasında Başbakan Erdoğan’ın her yerde toplu sözleşme hakkından dem vurduğunu söyleyerek, “O anayasa değişikliğinin pratikte ezilenler açısından hiçbir olumlu değişikliğe yol açmadı. Dönemin hükümet sözsüsü zaten Memur Sen ile uzlaşmayı söylemişti. Ortada toplu sözleşme masası yok. Seyirlik tiyatro masası var. Bir de buna alet olmayan onurlu emekçiler var. Yarın grevdeler biz de onların yanında olacağız” diye konuştu. Hükümetin, memur zamlarına ilişkin önerdiği teklifi eleştiren Demirtaş, “Dünyanın en hızlı büyüyen ülkesiyiz diyordunuz. O kadar çok ürüne zam yaptınız. Ama emekçilere teklif ettiğiniz zam ise komedidir. Hani yüzde 8,5 büyümüştük. Yüzde 1 fazla zam versek kriz yaşarız diyorsunuz. Demek ki ortada aldatmaca var” ifadesini kullandı. Demirtaş, hükümetin ABD ile yaptığı 3 adet kobra tipi helikopterin maliyetinin yaklaşık 1 milyar TL olduğunu ancak 4,5 milyon kamu çalışanının 3 helikopter etmediğini söyleyerek, “Hükümet 'ben memura verirsem kriz doğar' deyip toplu sözleşme görüşmelerinin üstünü örtmeye çalışıyor” dedi. Erdoğan'ın 1994 yılında belediye başkanı olduğunda bulunduğu mal beyanı ile bugün bulunduğu mal beyanı arasında 730 kat fark olduğunu söyleyerek, “3 trilyona yakın nakit parası var. İmam Hatip yerine ticaret lisesinde okumuş gibi görünüyor. Sen hangi ara bu kadar mal edindin?​” dedi. Demirtaş, konuşmasının devamında ise emekçilerin taleplerini sıralayarak, taleplerin özgürlükçü talepler olduğunu söyledi. (ANKARA)

ÖNCEKİ HABER

Hayat Televizyonu izleyicileriyle buluşuyor

SONRAKİ HABER

Başkan yok, yönetim toplantıda!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...