03 Kasım 2016 00:13

'Birleşik Metal-İş yöneticileri alacaklarının peşine düştü'

İşten çıkarılan Senkromeç metal fabrikası işçileri, üyesi oldukları Birleşik Metal-İş Sendikası yönetimine tepkili.

Paylaş

Metehan UD
İzmir

Fabrikanın yaşadığı ekonomik kriz gerekçe gösterilerek işten çıkarılan Senkromeç metal fabrikası işçileri üyesi oldukları Birleşik Metal-İş Sendikası yönetimine tepkili. Sendikacıların yaşadıkları sorunlarla ilgilenmediğini, alacakları için dava açmak istediklerinde sendika avukatı için para istendiğini ifade eden işçiler; sendikanın işçi alacaklarının değil aidat alacaklarının peşine düştüğünü söyledi. Sendikayı eleştirdiklerinde sendikanın avukatları aracılığı ile dava açma tehdidiyle karşı karşıya kaldıklarını anlatan işçiler “Keşke biz toplusözleşmemiz delinip işten atıldığımız zaman bu avukatlar kullanılsaydı da biz bu sürece girmeseydik” dedi. İşçiler, bu durumun Birleşik Metal-İş’in geleneklerine aykırı olduğunu vurguladı. 
İzmir’in Çiğli ilçesinde bulunan Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu olan ve Birleşik Metal-İş İzmir Şubesinin örgütlü olduğu metal fabrikası Senkromeç, mayıs ayı içerisinde yaşadığı ekonomik krizi ileri sürerek üretimini durdurmuş, işçilere ise ücretlerinin büyük bir bölümünü vermemişti. 
Fabrika eylül ayının sonuna doğru tekrardan faaliyete geçti ancak hâlâ işçilerin alacakları ödenmedi. Fabrika yönetimi ise üretim başlamadan hemen önce işçi fazlası olduğunu ileri sürerek 52 işçiyi toplu olarak işten çıkardı. İşten çıkarılan işçiler hem fabrikaya hem de üyesi oldukları sendikanın yöneticilerine karşı tepkili. İşçiler fabrikadan alacaklarını isterken, sendikacılardan da kendilerine destek olmalarını istiyor. 

‘AİDAT VE TABELA SENDİKACILIĞI VAR’

İşten atılan işçilerle, işten çıkarıldıklarından sonra süreçte yaşadıklarını ve nasıl bir sendikacılık olması gerektiğini konuştuk. 2011 yılında fabrikaya girdiğini ve örgütlenme sürecinde yer aldığını belirten işçilerden Serkan Elibüyük “Hiç bir zaman işler yolunda gitmedi. Hem çalıştığımız hem de işten atıldığımız süreçte. Sendikanın kuruluşundan bu yana olan gelenekleri yaşayacağımı düşünüyordum. Sürekli olarak hep bu yönde adımlar atıyordum fabrikanın örgütlenişinden bu yana. Ama maalesef umduklarımızla karşılaşmadık. İşten atıldıktan sonra sendikacıların desteğini görmedik maalesef. Şimdiye geriye doğru dönüp baktığımda aidat ve tabela sendikacılığından bir adım öteye gidilebilmiş değil” diye konuştu. 

‘TİS’E AYKIRI ŞEKİLDE İŞTEN ATILDIK’

Sürekli olarak sendikacıların tavsiyelerine uyduklarını dile getiren Elibüyük, şöyle devam etti: “Biz şube yönetimiyle birlikte, hareket içinde olmak istedik ama bize söylediklerini yapmadılar. Fabrika önünde eylem yapmamamızı istediler. Biz bu süreçte maden işçileri kendilerini yerin altına kapattılar ücretlerini aldılar. Bunu görünce biz de hareketlenmeye başladık ama sendika bunun üzerini kapatmaya çalıştı. Bize sürekli ‘Bekleyin arkadaşlar, bizler sizin iyiliğiniz için çalışıyoruz. Maaşlarınızı alacaksınız. Tazminatlarınızı kurtaracağız. Bu işyeri bitti eylem yapsak ne olacak’ dediler hak arayışımızı sürekli engellediler. Her şeyin düzeleceğini beklerken fabrikanın çalışmaya başlamasının hemen öncesinde 52 arkadaşımla birlikte tamamen iş yasasına ve toplusözleşmeye aykırı bir şekilde işten çıkarıldık. İşten atıldıktan sonra kötü insanlar olduk. ‘İşten atıldılar, bunlar ortalığı karıştırıyor’ dediler ama biz fabrikanın üretime geçmesi için en çok koşturan insanlardık.” 

‘SENDİKA AVUKATI İÇİN PARA İSTEDİLER’

İşten atıldıktan sonra sendikacılardan destek görmediklerini söyleyen işçilerden Necip Onursal “İşten atıldıktan sonra, sendikanın avukatını kullanabilmemiz için yüzde 10 ödememiz gerektiğini söyledi sendika başkanı. Bunu da işçi hakkını aramasın, sessiz kalsın, sendikaya hesap sormasın diye yapıyorlar. Biz sendika ile de mücadele de etmek zorunda kaldık. Sendikayı eleştirel tavır takındığımızda Şube Başkanı Ali Çeltek bize sendikanın avukatları ile tehdit ederek dava açacağını söyledi. Keşke biz toplusözleşmemiz delinip işten atıldığımız zaman bu avukatlar kullanılsaydı da biz bu sürece girmeseydik” dedi.

‘50 GÜNLÜK YEVMİYEMİZ KESİLDİ’

Sendikanın da fabrikadan 183 bin liralık bir aidat alacağı olduğunu da ekleyen Onursal devam etti: “Bu alacağı için icraya gitmiş. Benim de şu anda 3 aylık alacağım var ama sendika harekete geçmiyor. Sendikacılar işçinin yanındayım diyor ama biz bakıyoruz ki tabela sendikacılığı yapılıyor. Biz iki bayram gördük para alamadık. Ben sendika yöneticilerine dedim ki ‘Siz paranızı bizim ödediğimiz aidatlarla çatır çatır alıyorsunuz.’ Bana tepki gösterdiler. Bu kadar insanın mağdur olmasına sessiz kaldılar. Tepkimizi de dile getirmemize izin vermiyorlar. Sendikanın önüne siyah çelenk bile bırakamadık. Biz fabrikanın önünde eylem yaparak, senetle çıkışımızı aldık  Fabrikayla da anlaşma yapmışlar 50 günlük yevmiyemizi, toplusözleşmeye aykırı bir şekilde kırptılar.” 

‘KARARLAR ALINIRKEN BİZE SORULMADI’

İşten çıkarıldıktan sonra pazarlarda, inşaatlarda, gündelik işlerde çalışarak ailelerinin geçimini sağlamaya çalıştığını ifade eden Umman Tepe isimli işçi ise “Çalışmış olduğumuz şirketin içine düştüğü bu durumdan epey bir etkilendik ama güvenmiş olduğumuz sendika arkamızda hiç bir zaman durmadı. Alacaklarımızla ilgili garanti vermişlerdi ama hiç bir çalışmaları olmadı. Örneğin idari izinli sayıldığımız süreçte karar alındığında hiç bir zaman tabana sormadılar, işveren vekilleri ile oturup imza attılar. Temsilciler kendi adamlarıydı ve hiç bir zaman bizi dinlemediler. Söz, yetki, karar hiç bir zaman tabanın olmadı. Yaşadığımız ekonomik krizden kaynaklı sendikadan maddi talepte bulunduk ama bu da kabul görmedi” dedi.

‘SENDİKA TABANA DAYALI OLMALI’

Sendikanın tabana dayalı olması gerektiğinin altını çizen Umman Tepe şunları söyledi: “Söz, yetki, karar tabanın olmalı. Biz bu umutla Birleşik Metal-İş’e üye olduk. Fabrikanın ilk örgütlenme sürecinde bazı arkadaşlar sarı sendika olarak tabir ettikleri sendikaya üye olmuşlardı ancak biz onları Birleşik Metal-İş’e yönlendirdik. Sendikanın ’70’li yıllardaki ruhunun yaşayacağımızı düşündük ama olmadı. Biz sendikamıza laf getirilmesini istemiyoruz ama bugün bu koltuklarda oturan kişiler tamamen ağababası durumdalar ve işçilerin taleplerini dinlemiyorlar. İşten çıktıktan sonra bazı arkadaşlarımız Birleşik Metal-İş’in örgütlü oldukları fabrikalara girebilmek için form doldurdular ama arkadaşlarımız işe alınmadı.” 

ÖNCEKİ HABER

İşçi sınıfı, ihanet edenleri ve dostlarını asla unutmaz

SONRAKİ HABER

Yrd. Doç. Dr. Erol Köroğlu: Rektör seçimi kaos getirmez

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...