01 Kasım 2016 13:19

Avrupa neden ‘üç maymun’u oynuyor?

Yücel Özdemir Gülten Kışanak ve Fırat Anlı’nın tutuklanması ve Cumhuriyet'e yönelik operasyonla ilgili Avrupa'nın tutumunu yazdı

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR
Köln

Diyarbakır Belediyesi Eş Başkanları Gülten Kışanak ve Fırat Anlı’nın tutuklanması ve Cumhuriyet gazetesinin çalışanlarının gözaltına alınması, Türkiye’deki baskı rejimin yeni bir aşamaya girdiğini gösteriyor. Daha önceki baskı ve yasaklamaların bir kısmı konusunda tam anlamıyla sessiz kalan, bir kısmında ise cılız açıklamalarla tepki gösteren Avrupa Birliği (AB) ve üye ülkelerinin yöneticileri bu kez kısmen de olsa daha “sert” açıklamalar yaptılar.

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, Cumhuriyet çalışanlarına yönelik gözaltıları “ölçünün kaçması” olarak tanımladı. Jagland 15 Temmuz’dan sonra ilan edilen OHAL’i ise mazur görüyor. Benzer bir yaklaşım bugüne kadar en sert tepkiyi gösteren Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz’ın açıklamasında da ortaya çıktı. Schulz, Cumhuriyet’e yapılan baskınla AKP Hükümetinin “kırmızı çizgiyi” aştığını söyledi.

GEÇ KALMIŞ ÇİZGİLER

Her iki açıklama da aslında bugüne kadar AKP hükümetinin Kürtlere ve sosyalistlere yönelik baskısını belli ölçüler çerçevesinde göz yumulduğu, ancak baskı süreci Cumhuriyet’e vardırıldığı için “kırmızı çizgileri”n gündeme getirildiği anlamına geliyor.

Bu aslında başta AB olmak üzere, değişik uluslararası kurumların ve tek tek batılı ülkelerin sürecin bu aşamaya varmasına yardımcı olduklarını da gösteriyor.

DBP’li belediyelere kayyım atanmasına, çok sayıda gazete ve televizyonun kapatılmasına yeterli derecede sert tepki gösterilmiş “kırmızı çizgiler”  olsaydı, belki o zaman AKP/Erdoğan rejimi bir sonraki saldırı için daha temkinli davranır, iş Türkiye’nin en köklü gazetesine kadar varmadan püskürtülebilirdi.

Ama, sığınmacılar anlaşması ve bölgesel çıkarlar nedeniyle başta Almanya olmak üzere AB ülkelerinin Türkiye’ye duyduğu ihtiyaç, insan hak ve özgürlüklerini bir yana bıraktı ve asıl belirleyici olanın çıkarlar olduğu politikasını bir kez daha egemen hale getirdi.

ALMANYA NE YAPACAK?

Avrupa’nın bundan sonra baskıcı Türkiye rejimine karşı nasıl tutum alacağı ya da nasıl bir ilişki içinde olacağının anahtarı ise Berlin’de duruyor. Başbakan Angela Merkel’in, Erdoğan’a karşı alacağı tutumun kısa sürece AB kurumları ve ülkelerine egemen olacağı ortada.

Sığınmacılar krizi üzerinden Erdoğan’la girilen pazarlık, bugüne kadar yapılan pek çok baskı ve sindirmeye karşı Merkel’in “üç maymunu” oynamasına yol açtı. Ortağı Sosyal Demokratlar da (SPD) bunu destekledi.

Bugüne kadar baskılar konusunda sessiz kalan Almanya, en ciddi tehdidini Erdoğan’ın idam cezasını geri getirme konusundaki ısrarı karşında yaptı. Önceki gün Berlin’de bir açıklama yapan Federal Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, “Almanya ve AB kesin olarak idam cezasını reddediyor. İdam cezasını yeniden getiren bir ülke AB üyesi olamaz” dedi. (Spiegel Online).

Açıklama, idam cezası getirilmediği sürece, Almanya ve AB Türkiye ile ilişkilerini bozmadan sürdürme niyetinde olduğuna işaret ediyor. Bu da mevcut politikanın inişli-çıkışlı bir şekilde devam edeceğini, Almanya ve AB’nin basın özgürlüğü, insan hakları nedeniyle bozma niyetinde olmadığını gösteriyor.

HER GAZETENİN KIRMIZI ÇİZGİSİ KENDİNE

Almanya basınında yer alan haber ve yorumların bir kısmında Erdoğan’ın “kırmızı çizgi”yi çoktan aştığı, bir kısmında ise idam cezasının geri getirilmesi durumunda aşılacağı ifade ediliyor. Başka bir deyişle her gazete “kırmızı çizgi”yi kendi yayın politikasına, bağlantılı olduğu sermaye grubuna bağlı olarak öne çekiyor ya da öteliyor. 

Öte yandan Alman basınında yer alan değerlendirmelerin çoğunda Türkiye’nin ‘otoriterliğe, diktatörlüğe, baskıcı bir yöne’ doğru hızla gittiği konusunda bir görüş birliği var. 

Almanya ve AB’nin AKP/Erdoğan rejimin yaptıklarına karşı sessizliğini bozmak için elbette Avrupa’da yapılacak çok işin olduğunu gösteriyor. Bunun için de öncelikli sorumluluk, yıllardır Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli göçmenlere ve yerli demokratik-ilerici güçlere düşüyor. 

ÖNCEKİ HABER

Cumhuriyet’le anlamlı dayanışma!

SONRAKİ HABER

DİSK Güvenlik-Sen’den üyelerinin gözaltına alınmasına tepki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...