01 Kasım 2016 06:54

Adalet ve İçişlerinden 'işkenceye sıfır tolerans' iddiası

Adalet ve İçişleri bakanlıkları İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün raporuna verdiği cevapta işkenceye sıfır tolerans uygulandığı iddia edildi.

Paylaş

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Türkiye ile ilgili hazırladığı "Açık Çek" isimli rapora Adalet Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı ortak açıklama ile cevap verdi. İki bakanlığın ortak açıklamasında "Raporda bahsedilen bir kısım vakıalara ilişkin olarak ‘FETÖ/PDY'nin yurtdışında yayın yapan internet sitesi kaynak olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Bu tarz dezenformasyon amacı güden, spekülatif, uluslararası kamuoyunda yanıltıcı algı oluşturmaya yönelik asılsız vakıaların delil olarak sunulması da Raporun tarafsız ve objektiflikten uzak olduğunun göstergesidir" denildi.

Adalet ve İçişleri Bakanlığı tarafından ortak yapılan yazılı açıklamada, İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) (HRW) tarafından 24 Ekim 2016 tarihinde açıklanan "Açık Çek, Türkiye'de Darbe Girişimi Sonrası İşkenceye Karşı Koruma Tedbirlerinin Askıya Alınması" raporun, hükümet yetkilileriyle hiçbir iletişim kurulmadan, bilgi ve belge ya da görüş talebinde bulunulmadan, tek taraflı, somut gerçeğe uygun olmayan bir şekilde hazırlandığı öne sürüldü. Açıklamada "Bunun yanında söz konusu Rapor, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyeleri ve bu örgütle iltisaklı ve irtibatlı kişilerin etkisi altında kalınarak hazırlandığı izlenimini vermektedir" denildi. 

‘GÜLEN DİN ADAMI’NA TEPKİ

Ortak açıklamada "Raporda, demokratik düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs eden silahlı bir terör örgütü liderinden "din adamı", silahlı terör örgütünden "Gülen hareketi" olarak bahsedilmesi kaygı verici bulunmaktadır" denildi. 

Açıklamada "Ülkemizin 15 Temmuz terörist darbe teşebbüsü sonrasında almış olduğu önlemler, Anayasamızda yer alan temel insan hakları, hukuk devleti ilkeleri ve uluslararası yükümlülüklerimizle uyum arz etmektedir. Ayrıca bu süreçte, kurucu üyesi olduğumuz Avrupa Konseyi ile Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kurum ve kuruluşlarla yapıcı diyaloga dayalı mevcut işbirliğimiz de artarak devam etmektedir" ifadelerine yer verildi. 

'OHAL GÜNLÜK YAŞAMI ETKİLEMEDİ’

Açıklamada OHAL kararını neden alındığı anlatılırken "OHAL süresince alınan tedbirler, halkın ve kişilerin gündelik hayatında herhangi bir değişikliğe neden olmamıştır. Temel hak ve hürriyetlere ilişkin günlük yaşamı etkileyecek herhangi bir sınırlandırmaya gidilmemiştir. Alınan tedbirler OHAL’in gerekli kıldığı konularla sınırlı kalmıştır. OHAL kararı, kişilerin hak ve özgürlüklerini sınırlamak için değil, FETÖ/PDY ve diğer terör örgütleri ile etkili bir şekilde mücadele kapsamında Devletin daha hızlı hareket edebilmesi amacıyla alınmıştır. Devletin, demokratik düzeni ve halkın iradesini korumak amacıyla, bu hukuki yetkisini kullanması en doğal hakkıdır" denildi. 

Açıklamada yer alan diğer konular şunlar:

"Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 15. maddesi de AİHS'in 15. maddesine ve MSHS'nin 4. maddelerine benzer şekilde; idarenin bu gibi durumlarda nasıl hareket etmesi gerektiğini açıkça düzenlemiştir. Bu düzenlemeler uyarınca, darbe teşebbüsü sonrasında OHAL süresince alınan tedbirlerde "gereklilik" ve "orantılılık" ilkelerine hassasiyetle uyulmaktadır."

'İŞKENCEYE SIFIR TOLERANS UYGULANIYOR'

"Türkiye işkenceye sıfır tolerans politikasının bir sonucu olarak işkence suçu için zamanaşımını kaldırmış dünyadaki ender ülkelerden biridir. İşkence ve kötü muameleye ilişkin her türlü iddianın etkin bir şekilde bağımsız ve tarafsız yargı makamlarınca soruşturulduğu konusunda, en ufak bir tereddüt bulunmamaktadır. Ülke genelinde faaliyet gösteren 1.268 Polis Merkezi Amirliği’nin 1.203’ünde ve 81 il Asayiş Şube Müdürlüklerine bağlı toplam 303 nezarethanede kamera ve görüntüleme sistemi bulunmaktadır. Ayrıca, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde bulunan toplam 2.012 nezarethaneden 1.946'sında kamera sistemi kurulumu tamamlanmıştır. Ceza infaz kurumları parlamento ve ulusal/uluslararası denetim mekanizmaları tarafından periyodik olarak ve ihtiyaç olduğunda her zaman denetlenebilmektedir. Öte yandan, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü sonrası tutuklanan ve halen cezaevinde bulunan bazı kişiler tarafından kötü muameleye tabi tutuldukları ve yaşam haklarının tehlikede olduğu iddiasıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) tedbir talepli yapılan üç başvurunun reddedildiği de, göz önünde bulundurulmalıdır. AİHM söz konusu tedbir taleplerinde, Hükümet tarafından sunulan bilgi ve belgelere dayanarak başvuranların iddialarını dikkate almamıştır."

'GÖZALTI SÜRESİ 30 GÜN UYGULANMADI'

Bu kapsamda, darbe teşebbüsüne katılanların ve terör örgütüne üye olanların sayıca çokluğu dikkate alınarak, KHK ile gözaltı süresi OHAL dönemi ile sınırlı olacak şekilde, azami olarak otuz (30) güne çıkarılmıştır. Ayrıca bu süre, sadece Devletin güvenliğine, Anayasal düzene, milli savunmaya, Devlet sırlarına karşı suçlar ile terör suçları ve toplu suçlarla sınırlı olarak uygulanabilmektedir. Kaldı ki, otuz günlük gözaltı süresi hiçbir şekilde uygulanmamış olup, gözaltına alınanların büyük çoğunluğu hakkında dört (4) ila beş (5) günlük sürelerle gözaltı tedbiri uygulanmıştır.

'DARBEDE VATANDAŞLAR YAKALADI'

"Belirtilmelidir ki, darbe teşebbüsü akabinde gözaltına alınan kişilerin büyük çoğunluğu çatışmalar sonucunda güvenlik güçlerince, bir kısmı da vatandaşlar tarafından yakalanmıştır. Çatışmalar sonucunda yakalanan kişilerde bir kısım yaralanmaların olması doğaldır ve meşru güç kullanımı kapsamındadır. İddia konusu diğer vakıalardaki kişilerin çoğunun profesyonel, silah kullanma becerisine sahip ve bedeni dayanıklılığı yüksek asker kişiler olduğu dikkate alındığında bu kişilerin darbe teşebbüsünün bastırılması esnasında yaralanmış olabileceği de not edilmelidir. Tarih ve kişi bilgisi verilmeyen diğer iddialar ise soyut beyanlardan ibarettir. Somut bilgiler verildiği takdirde, gerekli incelemeler yapılacak olup, incelemenin sonucu kamuoyuyla paylaşılacaktır."

‘HUKUKA UYGUN OLARAK TERÖRLE MÜCADELE EDİYORUZ’

"Hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan hakları Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel ilkeleridir. Devletimiz, silahlı ve kanlı hain darbe teşebbüsü ve sayısız terör saldırısı karşısında dahi, bu ilke ve değerleri esas alarak ve uluslararası yükümlülüklerine uygun olarak terör örgütleriyle mücadele etmektedir. Olağanüstü dönemden geçildiği bu süreçte temel amaç, OHAL'i doğuran sebepleri ortadan kaldırmak ve olağan döneme geçmektir. Bu amaçla yapılan bütün düzenlemelerin, uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerimize uygun olmasına titizlikle riayet edilmektedir. Alınan önlemler devletin pozitif yükümlülükleri kapsamında terör örgütleriyle etkin bir şekilde mücadele etmesini sağlamak amacına yönelik olup, demokratik toplum ve anayasal devlet düzeni için zorunlu, acil ve orantılı niteliktedir.”

Bu arada ortak açıklama her iki bakanlığın internet sitesinde duyuruldu. 

http://www.basin.adalet.gov.tr/BasinAciklamasi/basin-aciklamasi-01112016

https://www.icisleri.gov.tr/insan-haklari-izleme-orgutunun-acik-cek-isimli-raporuna-karsi-adalet-ve-icisleri-bakanliklari-ortak-basin-aciklamasi
 

ÖNCEKİ HABER

Cihangir Parkı’na tekrar iş makineleri girdi

SONRAKİ HABER

İzinsiz Suriyeli çalıştıran 241 patrona ceza

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...