28 Ekim 2016 09:46

Halkın türküsünü, çimentoyla karan el

Harputlu Heykeltıraş Nurettin Orhan anısına Elazığ’da panel düzenlendi.

Paylaş

Kubilay Yalçın GERBOĞA
Elazığ

Harputlu Heykeltıraş Nurettin Orhan anısına Elazığ’da panel düzenlendi. ‘Gelenek külleri saklamak değil ateşi canlı tutmaktır’ başlığıyla Elazığ İl Halk Kütüphanesi salonunda gerçekleşen panele Nurettin Orhan’ın oğlu Uygur Orhan, Elazığ Kültür ve Turizm Müdür Tahsin Öztürk, Muş Turizm Müdürü Ahmet Bulut, Ressam Gülizar Kılıç, Sanatçı Gülizar Söylemez, Ressam-Heykeltıraş Ali Akdemir ve Ressam-Heykeltıraş Medayin Demirbaş katıldı.

Panelin açılışında konuşan Uygur Orhan, babası için “81 yaşında hâlâ ülke gerçeklerinden, sınıftan hiç kopmayan, bir belge niteliğindeki anıtlarıyla yaşamı varsıllaştıran bir sanatçının öyküsü. Yapıtları ne yazık ki yeterince korunmayan, değeri bilinmeyen ve hatta restore adı altında içeriği değiştirilen, yok edilme tehlikesi altında olan bir sanatçı ve sanata adanmış bir ömür; ‘içine tükürülen’ heykelleri kaldırılan, yüzü parçalanan, ‘kılıç sol elde olur mu’ diye eleştirilen sanatçılardan birisidir” dedi.

Nurettin Orhan’ın, ‘Değirmen Çekenler’ heykeline değinen Uygur Orhan, “Sımsıkı kavranmış iki el, bu bir dayanışma heykeli, emekçi köylülüğün özgün dayanışma imgesiydi Değirmen Çekenler. Ezilen kesimin evrensel formlarla anlatımıdır. Sanatçı Nurettin Orhan’ın kendi heykel pratiği içerisinde farklılığını sürekli yapıtlarına yansıtan ve değiştiren, halkın türküsünü, çırasını, değirmen çekişini çimentoyla karan ve taşı yontan eldir” şeklinde konuştu.

Nurettin Orhan’ın öğrencilerinden ressam-heykeltıraş Ali Akdemir ise “Nurettin Orhan hocamın bana el vermesiyle bu işe başladım ve hayatımı bu işle idame ediyorum. 1979’da ilk heykelimi, Elazığ Lisesi’nin bahçesine ağzında su akan aslan heykeli yaptım. Hocam bu eserimin masraflarını kendi cebinden ve okulun giderlerinden karşıladı. Son yaptığım eserimin altına da Nurettin Orhan’ın anısına yazdım” dedi.

SANATIN BÜYÜK BİR DEĞİŞTİRME GÜCÜ VAR

Sanatçı Gülizar Kılıç ise “Sanatın çok büyük bir iyileştirme, değiştirme ve dönüştürme gücü var. Ancak her iklim sanata uygun değil. Bunu iktidar anlamında söylüyorum. Şu anda yaşadığımız iklim sanata pek uygun değil. Sanatçılar rahat değil. İnsanlar üzerinde korku çok hakim. Korkmayan çok az sayıda sanatçı var. Korku bulaşıcı hastalık gibidir. Onun için korkunun karşısında dik durmak gerekiyor. Çünkü her şeyin bir bedeli var, değiştirmek, dönüştürmek istiyorsanız o bedeli göze alacaksınız. Korku sonsuz bir şey değildir ama sanat sonsuzdur. Herkes ölür, tanrılar bile ölür ama sanat asla ölmez. Gerçek sanatı yapmak cesaret gerektirir. Çoğulculuğa sekte vurursanız, yoksullaşırsınız. Yoksulluk çok kötü bir şey. Sanatçı muhalif olmak zorundadır. Sanatçı çağına tanıklık etmek zorundadır. Sanatçı dünyayı değiştirmek amacıyla güzel şeyler üretmelidir” diye konuştu.

Sanatçı Gülizar Söylemez ise “Sanatçının tanrısal bir gücü vardır. Şu toprakların yedi kat dibini kazsanız medeniyetler mozaiğini bulursunuz. İnanılmaz güzel bir kültür toprağında, mirasların üzerindeyiz. Ancak kötü anlamda tepiniyoruz. Bunlar geçecek. Çok duyarlı, yetenekli sanatçılarımız var. Ben halkımızın da bu sistemde şimdilik sanata değer vermediğini düşünüyorum ama umutsuz asla değilim. İleride ve çok kısa bir zamanda bunların değişeceğine inanıyorum. Pırıl pırıl gençlerimiz yetişiyor” dedi.

Panelin ardından Orhan’ın mezarı ve kentin değişik bölgelerindeki eserleri ziyaret edildi. Anma etkinliği kapsamında açılan sergide ise 55 ressam ve heykeltıraşın 70’in üzerinde eseri sergilendi.

ÖNCEKİ HABER

Ücretlerini alamayan Aypay işçileri eylemlerini sürdürüyor

SONRAKİ HABER

Ekonomi Bakanı: Dolarla ilgili endişe duymaya gerek yok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa