Calais’te yaşanan bir insanlık suçudur

Arif BEKTAŞ
Londra

Fransa’nın Calais kasabasında, ormanlık bir alanda kurdukları kampta kaldıkları için ‘Orman’ adı veren mültecilerin dramı sürüyor. Yıllardır burada bekleyen yaklaşık 7 bin kişinin hedefi İngiltere’ye geçebilmek. Yaklaşık 5 yıl önce kurulan bu kampta, tren, vapur ya da kamyonlarla geçmek için fırsat kollayan mülteciler, İngiltere’ye geçmek istemelerine rağmen buna müsaade edilmedi. Bir çoğunun akrabasının olduğu İngiltere’de yürütülen kampanyalar sonucu sadece 14 çocuğun geçişine izin verildi.

Calais’in limanına ve bu limana giden yolun yakınına kurula ‘Orman’da, mültecilerin bir çoğu, yavaşlayan kamyonlara atlamaya, trene ya da vapura binmeye çalışırken hayatlarını kaybetti. Bazı kaynaklara göre son 5 yıl içinde yaklaşık 30 kişi bu nedenle öldü. 

HÜKÜMETLER BASKI YAPTI, HALKLAR YARDIM ETTİ

Kadın ve çocukların da aralarında olduğu kampta, bir çok gönüllü kuruluş yardım elini uzatmıştı. Başta sağlık ve beslenme olmak üzere bir çok konuda çocukların ve kadınların büyük zorluklar yaşadığı kampta, Avrupa’nın bir çok ülkesinden doktorlar ve hemşireler hafta sonları hizmet vermeye çalıştı. Yine yardım kuruluşlarının dağıttığı günde sadece bir sıcak yemek ile yaşayan mültecilere, ne İngiltere ne de Fransa bir kuruş yardım etmedi. Başta İngiltere olmak üzere bir çok ülkeden toplanan uzun ömürlü yiyecekler ve giyecekler sürekli ulaştırılmaya çalışıldı.

Yardımlar sadece vakıflardan ve gönüllü kuruluşlardan gidiyordu. Özellikle Fransız hükümetinin tek yaptığı, arada bir kampı basıp mültecileri polisin dayağından geçirmekti. İngiliz hükümeti de, Fransa’nın bu kampı dağıtması için baskı yapıyordu.

‘MÜLTECİLERE KUCAK AÇMAK BİR İNSANLIK GÖREVİDİR’

Önceki gün başlayan ve kampın tamamen yerle bir edilmesi için görevlendirilen 1200 polis, buna karşı çıkan mültecilere saldırmaktan da geri durmadı. Onların istekleri dışında, Fransız yetkililerin karar verdiği başka kamplara yerleştirilmeye çalışılması, İngiltere’de insan hakları ve kampanya grupları tarafından kınandı. 

Önceki gün akşam saatlerinde Fransa’nın Londra Büyükelçiliği önünde toplananlar, Fransız ve İngiltere hükümetlerini protesto etti. Mülteciler istiyorsa derhal İngiltere’ye kabul edilmelerini talep eden kalabalık, mültecilerin istedikleri yerde yaşamaları gerektiğini ifade etti ve savaş bölgelerinden kaçan insanlara kucak açmanın bir insanlık görevi olacağına vurgu yaptı. 

Fransız ve İngiltere hükümetlerinin savaş bölgelerindeki rollerinin, insanları evinden ve yurdundan ettiğini belirten kampanya grupları, Calais’teki kampın dağıtılmasıyla kampanyalarının bitirilmeyeceğini ve İngiltere’ye gelmek isteyen mültecilerin geçişinin sağlanması için mücadele etmeye devam edeceklerini duyurdular.

‘AB VE TÜRKİYE DE SORUMLUDUR’

LONDRA’da Fransız Büyükelçiliği önünde toplanan kalabalığa konuşan kampanya ve sendika temsilcileri, Avrupa Birliği ile Türkiye arasında yapılan ‘kirli anlaşma’nın da gerçek yüzünün ortaya çıktığını belirterek, mülteciler üzerinden kirli hesaplar ve anlaşmalar yapanların da en az İngiltere ve Fransa kadar suçlu olduğunun altı çizildi. AB ve Türkiye, Calais’teki bu utanç verici manzaradan kendilerini ayırmamaları ve onların da sorumlu olduğu ifade edildi.

KAYIP ÇOCUKLAR NEREDE?

CALAIS’te mültecilerin sayısı 2013 yılına gelindiğinde 4 bini bulmuştu ve giderek artıyordu Çeşitli gruplaşmaların yanı sıra kamp alanına bazı insan tacirleri de girdi. Yine bazı kaynaklara göre bu kampta 150, bazılarına göre ise 300’e yakın çocuk kayıp. Resmi kayıt olmayan kampta birçok yardım kuruluşu kendileri kayıt tutmaya çalışıyordu. Sayımlar arasında ise çocuk sayısında azalmalar tespit edilmişti. 

Kampanya grupları, bu çocukların ne olduğunu soruyor ve başlarına bir şey geldiyse eğer, Fransız ve İngiltere hükümetlerini sorumlu tutuyor.

DAY-MER: BU ADALETSİZLİĞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ

Londra’da 1989 yılından bu yana faaliyet yürüten Türk ve Kürt Toplumu Dayanışma Merkezi (DAY-MER) de yardım eden kurumlardan biri. 

DAY-MER, bugüne kadar 4 ayrı yardım konvoyunda yer aldı ve birçok kez de maddi yardımlar toplayarak, kamp alanına ulaştırdı. Konu ile ilgili gazetemize konuşan DAY-MER Sekreteri Oktay Şahbaz, “Batılı emperyalist ülkeler, önce o ülkelerin başına bomba yağdırdı. Daha sonra, bombalardan kurtulup kaçan insanların da kendi olanakları ve yardım kuruluşlarının katkıları ile kurdukları barakalarını başlarına yıktılar. Avrupa’nın göbeğinde bir insanlık dramı yaşanıyor. Calais’de yaşanan bir insanlık suçudur. Bu adaletsizliğin peşini bırakmayacağız” dedi.