21 Mayıs 2012 11:42

Li-Fung sorumluluktan kaçıyor

Görkem Kınacı / Gökhan Çetin

Bunun son örneği Hey Tekstil işçileri. Alamadıkları ücretlerini isteyince işten atılan Hey Tekstil işçileri 100 günü aşkın süredir emeklerinin karşılığını almak için direniyorlar. Derinişlerinin ilk günlerini Hey Tekstil fabrikasının önünde sürdüren işçiler, 70 günü aşkın süredir de Li-Fung firmasının önündeler.

MARKALAR SORUMLULUK ALMIYOR

Li-Fung firması 200’den fazla markaya üretim yapan Tekstil ağırlıklı bir Çin sermayesi. Birkaç yıl önce Türkiye’ye ofis açan firma Hey Tekstil ile birçok iş anlaşması yaptı. Hey Tekstil işçileriyse bu anlaşmaların ardından dünyaca ünlü markalara (Adidas, Esprit, Tımberlant, Mango, Tom Taılor, Reebok) üretim yaptı. Hey işçilerinin, Li-Fung firmasının verdiği siparişleri yetiştirmek için 24 saat çalıştıkları günler oldu, meslek hastalıklarına yakalandılar. Hey Tekstil’e bazen kontrole gelen ünlü markaların görevlileri, Hey Tekstil işçilerinin ağır çalışma koşullarını görmezden geldiler. Türkiye’deki iş yasaları, uluslar arası yasalar işçilerin alacaklarından asıl işverenin sorumlu olduğunu söylese de Li-Fung Hey Tekstil işçilerinin sesini duymamaya devam ediyor.

HONG KONG’DA DESTEK EYLEMİ

70 günü aşkın süredir Li-Fung önünde haklarını arayan Hey Tekstil işçilerine birçok kurum destek veriyor. Bu süre zarfında işçiler ve milletvekilleri Li-Fung yetkilileriyle görüşse de bir sonuç alınamadı. İşçilere destek için Almanya ve İsveç de bile eylem yapıldı. Son olarak 2 hafta önce Li-Fung’un Hong Kong’ta ki kuleleri önünde Hey Tekstil işçileriyle dayanışma eylemi yapıldı.

Geçtiğimiz haftalarda Hey Tekstil işçilerini evlerinde ve direniş yerinde ziyaret eden CWWN (Chinese Working Women Network) örgütünün aktivistlerinden Ka Mei, Hey Tekstil işçilerine Li&Fung’un yaptıklarını Hong Kong’ta da duyuracağına dair söz vermişti. Ka Mei aynı zamanda “Hong Kong’lu olduğum için sizin karşınızda utanç duyuyorum” demişti.

Ka Mei Hong Kong’a geri döner dönmez Li&Fung’a yönelik çalışmalarına başladı. SACOM (İstenmeyen Kurumsal Davranışlara Karşı Öğrenciler ve Akademisyenler), CWWN (Chinese Working Women Network), Labour Action China (Çin Emek Hareketi) örgütlerinin aktivistleriyle birlikte Li&Fung Kulelerinin girişini 1 saat kapattı.  Hey Tekstil işçileri şimdi emeklerini çaldıklarını düşündükleri Li-Fung firması ve ünlü firmaların emeklerinin karşılığını vermesini istiyor, bunun için de direnişlerini sürdürmekte kararlılar.(İstanbul/EVRENSEL)


KANIT DİRENİŞTEKİ İŞÇİLER

Kadriye Bodur:  6 yıl Hey Tekstilde çalıştım. 3 yıl modelhane bölümünde kalite kontrol şefi olarak çalıştım. Görevim gereği Esprit’e ürettiğimiz malların onaylaması için Li-Fung’a gidip geldim. Hey Tekstil’le Li-Fung arasındaki  ticari ilişkinin en büyük kanıtı direnişteki tüm arkadaşlarımdır. Li-Fung ve markalar sorumluluklarını yerine getirmeli.

HEY KADAR LI-FUNG DA SORUMLU

Melek Sönmez: Bizim haklarımızın gasp edilmesin de Hey Tekstil kadar Li-Fung firması da sorumlu. 100 günü aşkındır direnişteyiz. 2 ayı aşkındır da Li-Fung önündeyiz. Tabii bu süreçte Li-Fung ile görüşmelerimiz oldu. İlk görüşmede Li-Fung kesinlikle, Hey Tekstil ile arasında hiçbir ilişkilerinin olmadığını ve hiçbir sorumluluk kabul etmeyeceğini söyledi. Ama biz Hey ile Li-Fung arasında ticari anlaşmalar olduğunu biliyoruz. Aynur ve Süreyya Bektaş’ın firmalarından biri HTL firmasını Li-Fung’un aldığını ve 2 yıllık bir ödeme planı olduğunu da biliyoruz. Li-Fung ile yapılan sonraki görüşmelerde sosyal sorumluluğunun olduğunu kabul etmesine rağmen, ödeme yapmayacağını söyledi. Li-Fung ile bizim dışımızda,  CHP milletvekillerinden Süleyman Celebi ve Sezgin Tanrıkulu, EMEP Eski Genel Başkanı ve İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel de görüşmeler yaptı. Bütün görüşmelerde sosyal sorumluluğunu kabul eden Li-Fung, ‘Hey Tekstil  bize bir teminat gösterdiği taktirde ödeme yapabiliriz” diyerek kendi sorumluluğunu görmezden geliyor. biz haklarımızı alana kadar direnişimize Li-Fung önünde devam edeceğiz.

80 SAAT MESAİ YAPTIM

Seda Akdemir:  Şimdiye kadar Adidas, Tesko ve H&M önlerinde eylem yaptık. Li-Fung Biz bu markalar ve daha sayamayacağım kadar fazla markaya üretim yaptık. Bu markalar insan haklarına uygun çalışıyoruz diyorlardı. Fabrikada  İnsan haklarının çalışma standartlarını yazılı olduğu panolar vardı. Bu panolarda ayda çalışma saati 45 saat yazıyordu ama ben 80 saat mesai yaptım. Pazar günü mesai yasak olmasına rağmen zorunlu olarak  çalıştık. Yaşadıklarımıza Li-Fung da markalarda sessiz kaldı.

Evrensel'i Takip Et