24 Ekim 2016 00:32

Kemik erimesi erkekleri de tehdit ediyor

Halk arasında 'kemik erimesi' olarak da bilinen osteoporoz, sadece kadınları değil, erkekleri de tehdit ediyor.

Paylaş

Halk arasında “kemik erimesi” olarak da bilinen osteoporoz, sadece kadınları değil, erkekleri de tehdit ediyor.

İnsan ömrünün uzamasına bağlı olarak yaşlı nüfusun artışı, halk arasında “kemik erimesi” olarak da bilinen osteoporoz hastalığına yakalananların sayısını hızla yükseltiyor. Dünya genelinde 200 milyon osteoporoz hastası, kemik kaybına bağlı kırık tehdidiyle karşı karşıya.

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilşad Sindel, bilinenin aksine erkeklerin de osteoporoz hastalığına yakalandıklarına, hatta erkeklerde bu hastalığa bağlı kırık riskinin prostat kanseri riskinden daha fazla olduğuna dikkat çekti. 50 yaş üzeri her 5 erkekten 1’inin osteoporozdan etkilendiğini belirten Sindel, “Osteoporoza bağlı kırıklar, 65 yaş altındaki her 5 kadına karşılık 1 erkekte, 65 yaş üstünde ise 2 kadına karşılık 1 erkekte görülüyor” dedi. Sindel, 2050 yılında erkeklerde osteoporoza bağlı kalça kırığı riskinde yüzde 310, kadınlarda ise yüzde 240 oranında artış beklendiğini de kaydetti.

OSTEOPOROZA BAĞLI KIRIKLARIN ÇOĞU DÜŞME SONUCU OLUŞUYOR

Prof. Dr. Dilşad Sindel, kadınlarda kemik kaybının menopoz sonrası hızlandığını, erkeklerde ise 50’li yaşlarda başladığını söyledi. Menopozun tüm kadınlar için geçerli olmasına karşın erkeklerin sadece yüzde 20-35’inde yaşlanmaya bağlı androjen eksikliği tablosu geliştiğini belirten Sindel, osteoporozun cinsiyetler arasında görülme farklılığını ise şöyle anlattı: “Osteoporoz, kadınlarda daha çok görülmekle birlikte ileri yaşlarda erkeklerde de sık karşılaşılan bir hastalık. Östrojen, testosterona göre kemik mineral yoğunluğu ile daha güçlü ilişki içinde. Erkek osteoporozunda aşırı alkol alımı, kortizon kullanımı, hormon eksikliği gibi ikincil nedenler daha sık görülür. Erkeklerde hastalık konusunda yeterli farkındalığın sağlanmamış olması tedaviye uyumu ve başarısını da doğal olarak engelliyor.”
İlerleyen yaşla birlikte osteoporozun görülme sıklığının ve buna bağlı düşmelerin arttığına da değinen Sindel, “65 yaş üzeri her üç kişiden biri düşerken, osteoporoza bağlı kırıklarının yüzde 90’ı da düşmeler sonucu oluşur. Osteoporoza bağlı üst kol kırıklarının yüzde 75’i, el bileği kırıklarının yüzde 95’i ve omurga kırıklarının ise yüzde 25’i düşmeler sonucu ortaya çıkar. Düşmelerin yaklaşık yarısı evde gerçekleşir, bunların da çoğunluğu banyoda ve merdivende meydana gelir” dedi.

KALÇA KIRIĞI ÖLÜME YOL AÇIYOR

Prof. Dr. Dilşad Sindel, osteoporoza bağlı kırıkların sıklıkla omurga, kaburga, kalça ve el bileğinde meydana geldiğini belirtirken, omurga kırıklarına bağlı olarak kamburluk, sırt ağrısı, solunum problemleri ve günlük aktivitelerde kısıtlanma yaşandığını dile getirdi. En ciddi osteoporotik kırığın kalçada olduğunu vurgulayan Sindel, bu konuda şunları söyledi: “Dünya nüfusunun yaşlanmasıyla osteoporoza bağlı kalça kırıklarının sıklığında da büyük oranda artış yaşanıyor. Kalça kırıkları sonrası ilk yıl içinde yaklaşık yüzde 10-20 oranında ölüm görülüyor, hayatta kalanların ise yüzde 30’unda kalıcı sakatlık ortaya çıkıyor. El bileği kırıkları ise genel olarak daha az işlev kaybına yol açmakla birlikte, günlük yaşam aktivitelerini kalça veya vertebra kırıklarıyla aynı ölçüde olumsuz etkiliyor.”

TÜRKİYE’DE 50 YAŞ ÜZERİNDEKİ 4 KİŞİDEN BİRİ OSTEOPOROZ

Yapılan araştırmalar sonucunda Türkiye’de 50 yaş ve üzerindeki bireylerin yüzde 50’sinde düşük kemik yoğunluğu (osteopeni), yüzde 25’inde ise osteoporoz görüldüğünü aktaran Sindel, “Ülkemizde 50 yaşında yaşam boyu kalça kırığı geçirme olasılığı kadınlarda yüzde 14.6 ve erkeklerde ise yüzde 3.5’tir. Türkiye’de kentleşme ile birlikte artan yaşlı nüfusta, gelecekte kalça kırıkları giderek artan bir problem olmaya devam edecektir” dedi.

TEDAVİ İLE KIRIK RİSKİ AZALIYOR

Osteoporozun önlenebilen ve tedavisi mümkün olan bir hastalık olduğunu da vurgulayan Prof. Dr. Dilşad Sindel, “Genel olarak, medikal tedavi ile kırık riski yüzde 30-70 arasında azalmaktadır. Medikal tedavide kullanılan ilaçların omurga ve omurga dışı bölgelerdeki etkinlikleri arasındaki farklılıklar, uygulama şekilleri ve hastanın tedaviye uyumu gibi özellikler göz önünde bulundurulmalı” dedi.
Osteoporoz tedavisinin uzun süreli olduğunu vurgulayan Sindel, ilaçtan beklenen yararın sağlanabilmesi için hekim tarafından önerildiği şekilde ve sürede alınmasını söyledi. Prof. Dr. Dilşad Sindel, ayrıca yeterli kalsiyum ve D vitaminin alınması, güneş ışığından yararlanılması, düzenli egzersiz ve fiziksel aktiviteler ile birlikte düşmelerden korunulmasını da tavsiye etti.  (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Hüseyin Gülen ile Büşra Gülen gözaltına alındı

SONRAKİ HABER

Hayatın Sesi, mikrofonu inşaatçıya değil halka uzatıyordu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa