23 Ekim 2016 04:46

Melekler ateist mi olsunlar?

D.Ü İlahiyat Fakültesi’nde akademisyenlerin derslere başı açık giren öğrencilere “Sizin yüzünüzden melekler de derse gelmiyor” dediği öne sürüldü.

Paylaş

Mehmet TARHAN

Gün geçmiyor ki (Ay ne güzel başlangıç oldu yazıya, parti açıklaması gibi) Türkiye’de akademik özgürlüklere yönelik bir saldırı olmasın. Yok, şu kökü dışarıda, cenaze, bayraklı tabut, şehit ailesi maaşı, rehabilitasyon merkezi ve protez imalatçısı düşmanı “sözde” akademisyenlerden (Sözde çünkü sözlerini söylüyorlar bir de utanmadan) bahsetmiyorum. Belki okuyan olmuştur; geçen hafta da Gümüşhane Üniversitesi’nden Sayın Rektör, Dekanlar ve “pekiyi” dereceli mezun pek kıymetli Profesör ve de Doktor İhsan Günaydın hocam üzerindeki akademik baskılardan bahsetmiştim. Meğer durum münferit değilmiş, sistematik baskı yoluyla çok sayıda önemli bilim insanını zorla üç-beş-on fakülteye dekan yapıp inim inim inletiyorlarmış. Bu durumu buradan bir kez daha protesto ediyorum. Bırakınız bilim insanları bilim yapsınlar, yeni “Pekiyi” dereceler alsınlar. Saray’daki akademik yıl açılışında konunun gündeme geldiğinden eminim ama Musul’da masa falan derken masada buna yer kalmadığından endişeliyim.

Hasılıkelam bugün akademik özgürlükler meselesine öğrenciler açısından bakmak istiyorum. Öyle boğaza nazır ya da gominist yuvası üniversiteler değil, Anadolu’nun bağrındaki üniversiteler için de önemli akademik özgürlükler. Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencileri şikayetlerini anlatmışlar ellerinin hamuruyla ajans kurup bozgunculuk yapan Jinha’ya. 

Birisi diyor ki; “Bazı hocalar sürekli kadınlara yönelik nefret söyleminde bulunuyor. Sanki dünyadaki tüm kötülüklerin sebebi bizmişiz gibi davranıyorlar. Kadın öğrencilere sürekli olarak ‘Niye okuyorsunuz, ev hanımı olun çocuk doğurun’ diyorlar.” İşte bunlar hep FETÖ sevgili okur; dersanelerle milletin paralarını cukkalayabilmek için liseleri perişan etti bu cemaatçiler. Sadece fizik, matematik falan değil adabı muhaşere kurallarını da müfredattan çıkardılar. Kızcağız eğitimsiz kalınca ne yapsın? Çocuk yapmayı bile bilmiyor, e düzgün oturup kalkmasını da bilmediğinden evde oturamıyor, üniversite kapılarında perişan oluyor. Takip etmekte zorlanıyorum, eğer tutuklanmadıysa YÖK şu işe bir el atıverse de hazırlık sınıfı falan koysa ya üniversitelere. Şöyle bir çitilese.

Bir diğerinin derdi başka: “Sürekli olarak ırkçılık yaparak Kürtleri aşağılayan söylemlerde bulunuyorlar. Birçok arkadaşımız bu söylemler nedeniyle dersleri terk etti. ‘Siz Zerdüştsünüz’ diyorlar. İnançlara saygılı olmak lazım ben Müslümanım ancak Zerdüşt’e inanan insanları aşağılamak faşizmdir. Biz böylesi hocalardan ders görmek istemiyoruz.” Bak bak bak, sanki Reyiz’den iyi biliyor; mitinglerde bile söyledi Reyiz “Bunlar Zerdüşt” diye. Vatanına, milletine, milli iradenin vücuda gelmiş, ulvi iradenin yeryüzündeki gölgesi Reyiz’ine bittabii bağlı bilim insanı ne diyecek Zerdüşt’e. Bir kere ırkçılık, faşizm maşizm deyip suyu bulandırmaya gerek yok; durum tamamen bilimsel, çünkü bilim insanı söylüyor. Edepsiz bozguncu öğrenci haline bakmayıp hocasından daha bilimselmiş gibi konuşuyor. E madem bilimi daha iyi biliyorsun ne işin var okulda? Git atomu parçala, yemediyse git kendin ders ver elbet resmi dilde. Lafa bak: “Biz böylesi hocalardan ders görmek istemiyoruz.” Sanki pazardan patlıcan seçiyor. Git kendin kendine doktor ol, profesör ol. 

Üst aklın Dartanyansız üç silahşörünün sonuncusu asıl ırkçının, faşistin kim olduğunu iyice açık etmiş. Arada hakkını vermek lazım; Abdülkadir Selvi çok ilham verici, okuyun aydınlanın ilhamlanın. Neyse hani derler ya: Şecaat arz ederken sirkatin söylemek. Yok yok, El Nusra, Halep, Putin falan tamamen alakasız bu konuyla. Aklına öyle şeyler gelenler kesin Altan kardeşlerin subliminal darbelerine maruz kalmışlar; tavsiyem en yakın karakola ya da ne bileyim spor salonuna gidip teslim olmaları. Kalanlar için devam edelim, bu “sözde” öğrenci de “Feminizm ve kadın mücadelesi hakkında hakaretlerde bulunuyorlar. Derslere başı açık girdiğimizde ‘Sizin yüzünüzden melekler derse gelmiyor’ diye taciz ediliyoruz. Başını örtmek kişinin inancıyla alakalı ama hocalar yüzünden mecburen derse kapalı giriyoruz” demiş. Azıcık iyi niyeti olsa şöyle bir etrafına bakınır, meleklerin yokluğunu fark edip biraz düşünür. Meleklerin de İlahiyat Fakültesi’nde okuma, dinlerini diyanetlerini öğrenme hakkını dert eder. O pirupak melek kardeşlerimiz hafazanallah ateist mi olsunlar, dinlerini hurafelerden mi öğrensinler? Bütün haklarından yoksun meleklerin bu dertlerini bir kenara bırakıp cinsiyetini mi tartışalım yani? Asıl niyet başka tabii ki: Feminist olduğunu utanmadan itiraf eden sözde öğrencinin bütün derdinin başörtüsü düşmanlığı olduğu kabak gibi ortaya çıkıyor. İkna odalarında zulüm gören kadınların mücadelesini değil sadece kendi yıkıcı mücadelesini mücadele diye sunuyor yüzü kızarmadan. İlahiyat Fakültesi üniversite değil mi, hocası profesör, doçent, doktoralı bilim insanı değil mi? Yani İlahiyat bilim değil mi? Kafası karışanlar için ben söyleyeyim; ilahiyat bilimdir, nokta. Dolayısıyla başını ört diyorsa hoca, kişisel değil bilimseldir. Doktor olacam ama önlük giymeyecem denir mi? Git kendine esnaf ol diyecem onun bile kuralı var; manavsan, tamirciysen giyeceksin önlüğünü. Halk otobüsü şoförü bile giyiyor yakası ütülü gömleğini. İşte bunlar hep evde oturmayı bilmediğinden. Üst akıl önce evden çıkarıyor, sonra bilime, devlete, büyüklerimize saygıyı öldürüyor. Nesillerimizi çürütüyor. Mağduriyet bağımlısı haline getiriyor, Emine Beder kitapları okuyup ilim irfan öğreneceklerine Dostoyevski, Tolstoy, Sebahattin Ali okuyup mağduriyet edebiyatı öğreniyorlar. 

Görüyorsunuz işte, yedi düvelin parça pinçik etmek için gözünü diktiği, türlü türlü kumpası kurduğu vatanımıza, devletimize, Reyizimize gönülden bağlı bilim insanlarına nasıl ahlaksızca saldırılıyor. Büyük küçük demeden bütün saldırılara hep birlikte göğüs germeliyiz. Türk, Kürt, Çerkez, Alevi, Sünni, insan, melek, cin demeden. Hande Fırat da bir insan sonuçta; her an online olamaz ki canım! 

ÖNCEKİ HABER

FM 2017: Gerçek sezon başlıyor!

SONRAKİ HABER

Karamsarlık değil, tam tersine iyimserlik var kitapta

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...