AB’nin ‘Rusya açmazı’ sürüyor
AB Sonbahar Zirvesi’nde Fransa ve İngiltere’nin Rusya’ya yeni yaptırımlar uygulanması yönündeki ısrarı Almanya’nın karşı çıkışıyla hayat bulmadı.
Yücel ÖZDEMİR
Köln
Avrupa Birliği (AB) Sonbahar Zirvesi sona erdi. Zirve’de en çok Suriye’deki gelişmeler ve Rusya’ya yönelik alınması öngörülen yeni yaptırımlar konuşuldu. Brüksel’deki AB Konseyi binasında yapılan zirveye, 28 AB üyesi ülkenin lideri katılırken, en dikkat çeken ise İngiltere Başbakanı Theresa May oldu.
Zirvede ağırlıklı olarak AB’nin Rusya ile ilişkilerinin bundan sonra nasıl olacağı tartışıldı. Ukrayna’daki gelişmeler nedeniyle AB-Rusya ilişkileri bir hayli gerilirken, pek çok alanda yaptırım kararları da alınmış ve uygulanmıştı. Bunlarla yetinmeyen Fransa ve İngiltere genel olarak Suriye, özel olarak da Halep’teki gelişmeler nedeniyle Rusya’ya yeniden yaptırım kararlarının alınmasını zirvenin gündemine taşıdılar. Halep’in bombalanması konusunda Rusya’yı eleştiren AB ülkeleri, insan hakları ihlallerinden kaçınılması çağrısında bulundular.
İngiltere Başbakanı Theresa May ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ise Suriye politikası nedeniyle Rusya’ya yeni yaptırımların uygulanmasını istediler.
KINAMA VAR YAPTIRIM YOK
Tartışmaların ardından hazırlanan sonuç bildirisinde, “Bu vahşet devam ettiği takdirde, AB’nin bütün mevcut seçenekleri değerlendireceği” cümlesi yer aldı. Bildiride ayrıca, “AB liderlerinin Halep’te Suriye rejimi ve aralarında Rusya’nın da bulunduğu müttefikleri tarafından sivil halka yönelik saldırıları sert bir şekilde kınandığı” belirtildi. Ancak, yaptırım isteği yer almadı.
Bu isteğe karşı çıkan Almanya Başbakanı Angela Merkel, sonuç metninde “Suriye’deki Esad rejimine destek verenlere yönelik yeni yaptırımların uygulanması” talebini çıkarttı. İtalya, Macaristan, Yunanistan da Rusya’ya yeni yaptırımların uygulanması talebine karşı çıkan ülkeler arasında yer aldı.
Böylece AB’nin Rusya konusundaki açmazı bu zirvede bir kez daha görüldü. Rusya ile sıkı ticari ilişkiler içinde olan Almanya’nın başını çektiği ülkeler ilişkilerin daha fazla gerilmesi, ticari ilişkilerin bozulmasından yana değil. İngiltere ve Fransa ise, Rusya ile baskı, yaptırım ve şantajla Rusya’nın püskürtülebileceğini savunuyor. Ancak, bu görüş AB içinde geniş destek görmüş durumda değil.
SİVİLLERE YARDIM KARARI
Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier yaptığı açıklamada, yeni yaptırım kararının Halep’teki sivillere hiç bir şekilde yardımcı olmayacağını ifade etti.
Zirvede AB’nin Halep’te bulunan sivil insanlara yardımda bulunması kararı da alındı. Ancak bu yardımın nasıl ve kimler üzerinden yapılacağı açıkta bırakıldı. Zira Suriye rejimi ve Rusya’nın muhatap alınmadığı koşullarda sivillere yardım etmenin pek mümkün olmadığına işaret ediliyor.
Bölgedeki gelişmelerde belirleyici rolü olmayan AB’nin gidişatı değiştirecek bir gücü yok. Bu nedenle gelişmelere daha çok, Suriye’den yeni sığınmacıların AB’ye gelmesinin nası engellenebileceğinden hareket ediliyor. Bunun için de öncelikli olarak Türkiye ile iyi ilişkiler sürdürmeye, sığınmacılar anlaşmasının devam ettirilmesine bakılıyor.
BREXIT İÇİN BAŞVURU MART’TA
Rusya konusunda somut bir sonucun alınmadığı AB Zirvesi’nde benzer bir durum Brexit kararı için de söz konusu. Haziran ayında yapılan referandumda AB’den ayrılma (Brexit) kararı alan İngitere’nin başvuruyu uzatma niyetinde olduğu görüldü. Zirveye ilk kez katılan İngiltere Başbakanı May, ayrılma işleminin başlaması için somut bir plan sunmadı. Sadece resmi başvurunun Mart ayına kadar yapılacağını açıklamakla yetindi.
VALONYA CETA’YA ONAY VERMEYECEK
Zirvedeki bir diğer önemli gündem ise AB ile Kanada arasında imzalanması planlanan Kanada-Avrupa Serbest Ticaret Anlaşması (CETA) oldu. Kısa bir süre önce Almanya’da 320 bin kişinin katıldığı eylemlerle protesto edilen anlaşmayı AB ülkeleri imzalama kararlılığında. Görüşmelerin tamamlanmak üzere olduğu sırada, zirvenin ilk gününde Belçika’nın Fransızca konuşulan Valonya Bölgesi yönetimi anlaşmaya onay vermeyeceğini açıkladı. Bir anlaşmanın sağlanmaması durumunda Valonların yaptığı bu çıkış, CETA’nın yürürlüğe girmesini erteleyebilir.
AFRİKA ÜLKELERİYLE MÜLTECİ PLANLARI
Zirvenin bir başka önemli konusu da son aylarda sadece AB değil bütün dünyanın gündeminde olan sığınmacılardı. Yayınlanan sonuç bildirisinde, kaçak göçü önlemek için Afrika ülkelerinden daha fazla çaba göstermesi talep edildi. AB Türkiye ile olduğu gibi Afrika ülkelerinden Mali, Senegal, Etiyopya, Nijer ve Nijerya ile göç anlaşmaları imzalaması planlıyor. Bildiride, AB tarafından kabul edilmeyen sığınmacıların geri kabul edilmesi konusunda “ölçülebilir sonuçlar” görülmek istendiği kaydedildi. Aralık ayında yapılacak AB Liderler Zirvesi’nde bu konu tekrar gündeme gelecek.
Bu ülkelerle yapılması planlanan göç anlaşmasında, yapılacak yardım karşılığında bu ülkelerin kaçak göçü engelleyecek önlemleri artırması öngörülüyor. Alman hükümeti, Mısır ve Tunus ile de benzeri bir anlaşmanın imzalanmasını istiyor.
AB’ye üye ülkeler ayrıca bu yılın sonuna kadar dış sınırlarındaki önlemleri artırmak için personel ve ekipmanı artırmayı hedefliyor. Bu şekilde, Schengen Bölgesi’nde mülteci akını nedeniyle bazı ülkelerin yeniden başlattığı sınır kontrollerinin kaldırılması öngörülüyor.
Mültecilerin AB içinde dağıtılması meselesinde ise yine uzlaşma sağlanamadı. Doğu Avrupa ülkeleri daha önce AB’nin aldığı karar uyarınca kalma hakkı olan mültecilerin belirli bir kotaya göre dağıtılmasına karşı çıkmıştı. Sonuç bildirisinde, AB’ye üye ülkelere bu düzenlemenin hayata geçirilmesi için daha fazla çaba göstermeleri çağrısında bulunuldu. Slovakya, Polonya ve Macaristan bu maddeyi onaylamadı.