'Başkanlık referandumu öncesi ‘butik zafer’ ihtiyacı'
Eski Erbil Başkonsolosu Aydın Selcen, Musul 'a dahil olma çabasını Başkanlık referandumu öncesinde ‘butik zafer’ gereksinimi' olarak değerlendirdi.

İLGİLİ HABERLER

Dünya IŞİD’i, Türkiye YPG’yi vuruyor

'Hükümet için Musul varoluşsal bir soruna dönüştü'
Şerif KARATAŞ
İstanbul
AKP Hükümetinin Musul operasyonuna müdahil olma çabasını Türkiye’nin Eski Erbil Başkonsolosu Aydın Selcen’le görüştük. Selcen, “İlkbaharda gerçekleşeceği anlaşılan başkanlık plebisiti (referandum) öncesinde bir tür ‘butik zafer’ gereksinimi var. İçten kaygım ‘butik zafer’ serüveninin, cumhuriyetimiz açısından distopik ölçekte yıkıcı sonuçları olması olası” dedi. Selcen sorularımızı yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP Hükümeti, Musul’u Misakımilli sınırları içinde göstererek operasyona katılma ısrarını sürdürüyor. Öncelikle bu ısrarı nasıl yorumlamak lazım?
Milli Misak son Osmanlı Mebus Meclisi’nce 1920’de kabul edilmiş bir metindi. Metnin Türkiye Cumhuriyeti açısından en azından akademik anlamda tarihsel önemi yadsınamaz. Ancak özünde, doğası gereği tek yanlı alınmış bir kararın dönüp yaklaşık yüz yıl sonra komşulara kaba güçle dayatmaya kalkışmanın sahada hiç bir anlamı da, yaptırımı da olamaz.
Uluslararası hukuka göre Türkiye’nin bugün Musul üzerinden bir söz söyleme hakkı var mı?
Esasen uluslararası hukuk var mıdır, tartışılabilir.. Uluslararası ilişkilerde güçlü olan kuralı koyar denilebilir. Diplomaside bazı işlerin söylenmeden yapıldığı gerçektir. Söylenenin ardına yapabilme yeteneğinin konulması esastır. Yoksa bilinen türküdeki “Boşa kostaklanma, kostak değilsin karam” yanıtını almak kaçınılmaz olur.
'YIKICI SONUÇLARI OLABİLİR’
Darbe girişiminin ardından OHAL’in ilanıyla birlikte gelişen siyasi süreçte, ülke içinde siyasi iktidarını daha merkezileştirmiş ve sağlamlaştırmış görünen Erdoğan/AKP Hükümeti, neden hâlâ ‘Osmanlı’ vurgusu yaparak yayılmacı bir dış politika izleme ihtiyacı hissediyor?
AKP iktidarı döneminde dış politika, iç politikaya eklemlendi. Demokrasilerde dış politika, içeri yani Meclis ve medya üzerinden denetime açık olur. Bizde ise içerinin dış politikaya etkisi, en üst düzeyden anakronik irredentist bir söylem biçiminde dışa vuruluyor. Herhalde ilkbaharda gerçekleşeceği anlaşılan başkanlık plebisiti öncesinde bir tür “butik zafer” gereksinimi var. İçten kaygım “butik zafer” serüveninin, cumhuriyetimiz açısından distopik ölçekte yıkıcı sonuçları olması olasılığı.
‘OLAĞANÜSTÜ BİR GÖÇ DALGASI BEKLENMEMELİ...’
Musul operasyonuyla birlikte komşu ülkelere bir göç uyarısı var... Türkiye’ye yönelecek olası bir kitlesel göçün siyasi ve toplumsal etkileri nasıl olur?
Musul’dan olağanüstü bir göç dalgası beklenmemeli. Zira iki milyona yakın kent nüfusu IŞİD’in Musul’u ele geçirmesinden sonra yarım milyona doğru gerilemiş durumda. Olan göç de yine çevre köylerden Irak Kürdistanı içine gerçekleşecektir sanırım. Umarım yanılmam.
Evrensel'i Takip Et