20 Mayıs 2012 11:16

Sendika ‘günaydın’ demeyi öğretti

Afyon Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu olan Hera Tekstil’de işçiler yaklaşık bir yıldır sürdürdükleri sendikalaşma çabalarında sona yaklaştı. Düzenli çalışma saatleri, insanca yaşanacak ücret, sağlıklı bir çalışma ortamı ve sosyal hakları için Türk-İş’e bağlı TEKSİF Sendikasında &o

Sendika ‘günaydın’ demeyi öğretti
Paylaş
Eylem Lodos

Peki bu süreçte fabrikada neler mi değişti? Düzensiz çalışma saatleri ve kötü çalışma koşulları değişti. Ama en önemlisi de işçiler insan yerine konuldu. Sabah vardiyasında işçilere günaydın demeden bağırıp çağıran ustabaşlarına sendika ‘günaydın demeyi’ öğretti.

H&M ve Zara gibi ünlü firmalara ihracat yapan Hera Tekstil’de toplam 440 işçi çalışıyor. Kot üretiminin yapıldığı fabrika, kalite, sprey, kuru işlem ve dikimhane olmak üzere 4 bölümden oluşuyor.

Yaklaşık bir yıldır sendikalaşma çalışmalarının yürütüldüğü fabrikada, sendikalı oldukları için birçok işçiye çeşitli bahanelerle soruşturmalar açıldı. Sendikasız işçiler sendikalı işçilere karşı kışkırtıldı, kavgalar çıktı, davalar açıldı. Ustabaşları sendikalı işçilerin yanında sendikaya hakaretler yağdırdı, davalar açıldı. Şu anda 2’si kavga, 1’i de sendikaya hakaret davası olmak üzere 3 dava görülmekte. İşçiler sendikadan önce görmedikleri kadar baskı ile karşı karşıya kaldı. Daha önce cep telefonu ile konuşmak herhangi bir probleme neden olmazken sendikadan sonra ‘cep telefonuyla konuşmak’ savunma alınmasına neden oldu. Baskılar öyle arttı ki, duvardan atlayıp işyerine girmek bile savunma talebine dönüştü.

İŞÇİLER SENDİKADAN İSTİFA ETTİRİLDİ

Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş devreye sokularak sendikal mücadele engellemek istendi. Bu başarılamayınca da işveren işçileri sendikadan istifa etmeye zorladı. Sendikadan istifa edenlere 100’er lira veren işveren, 91 işçinin sendikadan istifa etmesini sağladı ancak bu oyun da uzun sürmedi ve istifa edenlerin büyük bir kısmı sendikaya tekrar üye oldu. Gelinen son noktada sendika yetki sayısını geçti. Şimdi sözleşmenin imzalanması bekleniyor. Son çıkan sendika yasası Meclisten geçmediği için Türkiye’deki bütün fabrikalarda yetki konusunda sıkıntı yaşanıyor. İşte bu fabrikalardan biri de Hera Tekstil.

Yetki aldıktan ve işverenle sözleşme imzalandıktan sonra Afyon’da devlet kurumlarının dışında örgütlü olan ilk işyeri ise Hera olacak.

Bu Afyon organize ve Afyon halkı için bir büyük örnek olacak. Bu durum Afyon ekonomisi içinde iyi bir gelişme olacak. Sonuçta işçilerin maaşları artacak, daha iyi koşullarda çalışacak. Ve en önemlisi işçilerin kaderi ustabaşlarının iki dudağı arasından kurtulacak, işçiler kendi temsilcilerini seçecek.

Aslına bakarsanız Hera Tekstil işçileri ‘işçi olmanın’ ne demek olduğunu o zaman anlayacak. Biz de Hera Tekstil’de çalışan ve bu sendikal mücadelenin içinde yer alan işçilerle görüştük. Bir yıl boyunca yaşadıklarını, sendikadan öncesini ve sonrasını anlatan işçilerin ise ortak isteği  ‘artık yetkinin gelmesi ve sözleşmenin imzalanması’.

ESKİDEN PATRONLA KONUŞMAK MÜMKÜN MÜYDÜ?

Üç yıldır Hera Tekstil’de çalışan Davut Akviranlı, sendikadan önce fabrikada çok sıkıntı yaşadıklarını anlattı. “Sanki biz zorla çalışıyorduk. İzin alamıyorduk, çalışma saatlerimiz düzensiz ve uzundu” diyen Akviranlı, sendikadan sonra fabrikada çok şeyin değiştiğini söyledi.

Artık rahatça izin alabildiklerini ifade eden Akviranlı, çalışma saatlerinin de değiştiğini kaydetti. Kendilerini özgür hissettiklerini söyleyen Akviranlı, sendikalı olmayan işçilere ise bir an önce sendikalı olmalarını önerdi. Akviranlı, “Ben şimdi kendimi rahatça ifade edebiliyorum. Onlar da bu haktan yararlansınlar. Sendikadan sonra iletişim hakları ve şikayet hakları verildi bize. Eskiden patronla konuşmak mümkün müydü?​” dedi.

Sendikaya yetki verecek yasa maddesini imzalaması için tam üç aydır beklediklerini anlatan Akviranlı,  AKP Hükümetine tepki gösterdi. Akviranlı, bakanlığın sendikaya bir an önce yetki vererek artık bu mağduriyetin ortadan kaldırılmasını istedi.

GEZMEDİĞİMİZ KÖY KALMADI

‘97 yılından beri tekstilde çalışan Kadir Koçak, 4 yıldır da Hera Tekstil’de çalışıyor. Kuru işlem bölümünde çalışan Koçak, sendikadan önce mesaiye kalmaları ve hafta sonları çalışmaları için zorlandıklarını belirtti. Buna karşı çıktıkları zamanda işverenin kendilerine ‘kapıyı gösterdiğini’ söyleyen Koçak, 14 gün olan yıllık izinlerini parça parça kullanabildiklerini anlattı.

Ustabaşlarının kendilerine kötü davrandığını ifade eden Koçak,  “Şimdi izin alabiliyoruz, ustaların laubali hareketleri kalmadı. Zorunlu mesai kalmadı. Çok düzensiz, bölüm ayrımcılığı olan bir çalışma sistemi vardı önceden. Bu çalışma sistemlerine göre artı pirim veriliyordu. Sendikadan sonra her şey değişti” dedi. Sendikadan sonra sadece yıllık izinlerde yaşanan sıkıntıların ve maaşlarının değişmediğini belirten Koçak, ocak ayında almaları gereken maaş zammını hâlâ alamadıklarını kaydetti. Sendikal mücadelenin en başından beri içinde olan Koçak, sendikalaşmak için neredeyse gezmedikleri köy kalmadığını anlattı. Bu süreçte çok çalıştıklarını ifade eden Koçak, “Şu anda da yetki aşamasına geldik ve yetki almayı bekliyoruz” dedi.

‘ÜSTÜMÜZE KAR YAĞIYORDU’

Kuru işlemde çalışan Halil Filiz, 2.5 senedir Hera Tekstil’de. Daha önce çalıştıkları bölümün üst tarafında açıklar bulunduğunu söyleyen Filiz, bu nedenle de kışın üstlerine kar yağdığını anlatıyor. Ancak sendikadan sonra bu açıklıkların kapatıldığını belirten Filiz, yemekhanedeki yemeklerin bile değiştiğini belirtti.

Sendikanın s’si geldikten sonra her şeyin rayına oturduğunu söyleyen Kadir Kaya, 3 yıldır Hera Tekstil’de çalışıyor. Dikimhanede çalışan Kaya, sendikalı oldukları için çok baskı gördüklerini belirtti. “Ne çektiğimizi bir biz bir de Allah bilir” diyen Kaya, iki kişinin çalıştığı makinede tek çalışmaya zorlandıklarını söyledi.  

‘HAKKIMI SAVUNMAK İÇİN SENDİKAYA KATILDIM’

Yaklaşık 3 yıldır Hera Tekstil’de çalışan Hasan Yarımtepe, sendikanın fabrikada bir çok şeyi değiştirdiğini belirtti. Zam istediklerinde kendilerine ‘kapının gösterildiğini’ anlatan Yarımtepe, maddi zorlukların yanı sıra manevi olarak da zorluklar yaşadıklarını dile getirdi.

Ustaların her sabah günaydın demeden önce kendilerine ‘Bu kadar mı sayı yaptınız’ diyerek kötü davrandıklarını söyleyen Koçak, sendikanın ustalara ‘günaydın demeyi’ öğrettiğini kaydetti. Sendikadan sonra kendilerine insanca davranıldığını dile getiren Koçak, “Kullandığımız malzemeler, maskeler değişti. Ben yıpratma bölümünde çalışıyorum. Hava tabancası ile kotları yıpratıyoruz. Müdürlerimiz bile denetim yaparken daha önce hiç uğramazdı işyerine sadece idare kapısından girerdi fabrikaya, şimdi onlar da günaydın, kolay gelsin diyor” dedi.

Daha önce sendikayı bilmediğini ifade eden Koçak, sendikanın ne demek olduğunu arkadaşlarından öğrendiğini söyledi. Sendikanın işçi için ‘İşçi haklarını koruyan bir kuruluş’ olduğunu belirten Koçak, kendisinin de hakkını savunmak için sendikaya katıldığını dile getirdi. (Afyon/EVRENSEL)


SENDİKA İŞÇİNİN AVUKATI

3 yıldır Hera Tekstilde çalışan Mehmet Akyol, kuru işlemde çalışıyor. Sendikadan önce fabrikada ustalara yakın olanların kayrıldığını anlatan Akyol, ancak artık bunun söz konusu olmadığını belirtti. Sendikalı olduğu için işten çıkarılmak istenen işçilerden biri de Mehmet Akyol. Bölümü değiştirilen Akyol, ‘Deneme sürecinde başarısız oldunuz’ denilerek işten çıkarılmak istendiğini anlatıyor. “Ben çıkış kağıdındaki gerekçeyi kabul etmedim. ‘Sendikalı olduğu için’ yazmasını istedim, öyle imzalarım dedim. Beni bilgisayarımız bozuk diyerek oyaladılar, sonrada gelip yanlışlık olmuş özür dileriz dediler” diyen Akyol, 4 işçinin de kendisi gibi çeşitli gerekçelerle işten çıkarıldığını ifade etti. Üç yıldır ilk defa geçen kurban bayramında kendilerine yardım paketi dağıtıldığını söyleyen Akyol, sendikayı işçinin avukatı olarak görüyor.


‘PARA BİLE TEKLİF ETTİLER’

Dikim bölümünde çalışan Cemalettin Kaya da 4 yıldır Hera Tekstilde. Sendikadan sonra müdürlerin ve ustabaşlarının kendilerine yönelik tutumlarının değiştiğini anlatan Kaya, “Bizi çok engellemeye, sendikayı kötülemeye çalıştılar. Bana para bile teklif ettiler, kaç kişiyi getirirsen getir parasını ben vereceğim, imzasını alsınlar dediler. Çok kişiyi para karşılığında istifa ettirdiler. işten çıkarmakla tehdit ettiler. Sendikadan sonra insan muamelesi gördük, huzurlu bir çalışma ortamımız oldu” diye konuştu. Yaşadıkları baskıların bunlarla sınırlı kalmadığını söyleyen Kaya şöyle devam etti: “İşyerinde ben bank ayakçısıydım. Daha önce rahatlıkla telefonla konuşabiliyordum sendikadan sonra yasakladılar, tutanak tuttular. Bir gün izin aldım ustanın haberi olduğu halde benim haberim yok dedi. Tutanak tuttular. Bank ayakçısı olduğum için bir yerde sabit değildim sendikalı olduktan sonra beni bir yere sabitlediler.”

ÖNCEKİ HABER

Küresel gözetleme sistemi

SONRAKİ HABER

Mahalleyi ‘bok’ bastı!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...