11 Ekim 2016 13:44

Dinç: Cinayetin sorumluluğu İstanbul’da

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı 2’si tutuklu 35 sanıklı davaya devam edildi.

Paylaş

Cansu PİŞKİN
İstanbul

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı 2’si tutuklu 35 sanıklı davaya devam edildi.

Halen İstihbarat Dairesi Başkanı olan Engin Dinç’in çapraz sorgusu sırasında aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da avukatı olan Necdet Pakdil, Dinç’e soru soran avukatlara müdahale etti.

Çağlayan’daki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve Eski Emniyet Amiri Ali Fuat Yılmazer hazır bulundu. Tutuksuz sanıklar Eski Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı, Dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, Dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, Eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, Eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlileri Ercan Demir, Muhittin Zenit ve Hasan Durmuşoğlu ile Erhan Tuncel de duruşma salonunda yer aldı. Duruşmaya, Yasin Hayal, Hamdi Egbatan, Osman Gülbel, Ali Poyraz, Şükrü Yıldız, Mehmet Ali Özkılınç SEGBİS aracılığıyla görüntülü ve sesli olarak katıldı.

İMHA EDİLEN DİSKTEN ÖNEMLİ VERİLERE ULAŞILMIŞ

Hrant Dink’in katledilmesine ilişkin açılan davanın 16’ıncı duruşması, ikinci gününde de İstihbarat Daire Başkanı ve Dönemin Trabzon İstihbarat Daire Şube Müdürü Engin Dinç’in çapraz sorgusu ile devam etti. Duruşmada, Dinç’e sanık avukatları tarafından sorular yöneltildi.

Mahkeme başkanının “İmha edilen diskte ne tür belgeler yer aldığına dair bir bilgin var mı” şeklinde ki sorusuna Dinç, “Jandarma ve emniyet ayağıyla ilgili çok önemli verilere ulaştıklarını biliyorum. 2007’de hazırlanan bir veriye 2006 arıza notu iliştirilmiş durumda. Ben ilgili arkadaşımla görüşeyim” diye yanıtladı. Bunun üzerine tutuksuz sanık Ercan Demir’in Avukatı İsmail Emre Telci, “Savcının bu görevi size tevdi etmesi sıkıntılı bir durum başlı başına. Siz sanıksınız çünkü” dedi. Telci’nin, “O dönem Erhan Tuncel’le çalıştırılanlar listesinde kimler vardı? Bu çalışanlardan sorumlu değil misiniz” sorusunu Dinç, “30 kişinin yaptığı işten beni sorumlu tutarsanız doğru olmaz” diye yanıtladı.

Dink ailesi avukatlarından Bahri Belen, Dinç’e “Neden görevden alındınız” şeklindeki sorusuna Dinç, “Bu dönemde görevden alınmayı hazmedemedim. Neden görevden alındığımı ben o dönem sordum. Başka bir arkadaşla çalışmak istediklerini söylediler. Fazla üzerine gitmedim” şeklinde yanıtladı.

‘İSTİHBARAT SAVAŞLARI’

Dinç, çapraz sorgusunda Dink cinayetinde sorumluluğun İstanbul’da olduğunu iddia etti.

Ardından soru soran sanıklardan Ali Fuat Yılmazer, “Eğer F4 İstanbul’a eksik gönderilmeseydi bugün ben burada olmayacaktım. Bu sürecin tek mağduru benim. Ben daha aleyhimde delil bulmuş değilim. Ben bunu anlamış değilim” dedi.

Yılmazer, “Hrant Dink cinayeti ile ilgili yalanlarla sürekli ben karalandım. C5 diye bir bürodan bahsediliyor. Bu C5 nedir? C2’nin ismi C5 olarak değiştirilmiş. Bu iddia neden savcıdan gizlendi?” diye sordu. Dinç, “Bu ilgilinin kendi iddiası. İspatlasın” dedi. Yılmazer de konuya dair Dinç’in altında imzası olduğu resmi yazışmayı okudu.

Yılmazer, “Hrant Dink cinayetine ilişkin yeni, farklı bir büro kurulmuş mudur? Ulusalcılık bürosu olan C2 dışında başka bir büro var mı?” diye sordu. Dinç, “Büroda o kadar tahribat oluşmuş ki, Cumhuriyet Savcımız çok daha bilgiye sahip. FETÖ o kadar dağıtmış ki her yeri daha toparlayamadık” diye yanıt verdi.

Yılmazer, kendisine ait bir belgenin İstihbarat Daire’sinden Aydınlık grubuna servis edildiğini, “Kimin belgeyi servis ettiğine dair herhangi bir idari soruşturma açıldı mı” şeklinde soru sorduğu Dinç, “Dilekçesini versin soruşturalım” diye yanıt verdi. Hakim ise “Biraz istihbarat savaşları gibi bir şey oluyor” dedi.

Dinç, “Yılmazer soru sormaktan çok suçlamalarda bulunuyor. Sessiz kalıyorum” dedi. Gazetemiz baskıya gittiği saatlerde duruşmaya ara verilmişti.

'FETÖ İSTİHBARAT BELGELERİNİ SUİSTİMAL ETTİ'

Yılmazer, "11 Nolu F3'e ekte F4 var mıydı, bu F4 raporu imha edildi mi" sorusunu yöneltti. Dinç, "Bir kez daha bu konu hakkında bilgisinin olmadının söyledi. Normalde F3'te F4 ekinin olduğu görülüyor. Biz F4 raporu görmedik. Sehven yazılmış olabilir" dedi.

Yılmazer, "Belgelerin imha edilmesi bence çok yanlış bir şeydir" dedi.

Yılmazer, F3 raporunun personel haber raporu olduğunu, F5 raporunun ise resmi bir belge olduğunu dile getirdi.

Dinç sorulara sık sık "FETÖ" vurgusu yaparak, istihbarat belgelerinin FETÖ tarafından suistimal edildiğini ve bilgilerin basına servis edildiğini söyledi.

Yılmazer'in "Sizin döneminizde Yasin Hayal ve grubuna ilişkin başkanlığa F5 raporu göndirildi mi, gönderilmedi mi" şeklinde ki sorusuna da Dinç, "Hatırlamıyorum" diye yanıt verdi.

Dinç, istihbarat arşivinden çok sayıda belgenin eksik olduğunu ve bulamadıklarını iddia etti.

Dinç, "Bu konuda ileri ki günlerde bir şeyler çıkabilir" dedi. Yılmazer de, "Ben sizin beyanlarınız doğrultusunda tutukluyum. Azınlıklara dair çalışma yapan tek birimiz. Buraya çomak soktuğum için bugün başım dertte ve ben buradayım" ifadesinde bulundu.

Dinç, sorulara verdiği cevaplarda bir kez daha kendisinin ve isrihbaratın sorumluluğunu aklamaya çalışırken,  "Bİlgilendirme yapmaktan neredeyse biz suçlu çıkarılacağız. Birilerinin hiç mi suçu yok" dedi.

RESMİ YAZI TARTIŞMASI

Yılmazer, "Resmi bi yazı yazmanız durumunda Dink korunurdu" dedi. Dinç ise "Gönderdiğimiz yazı resmi değil mi" ifadesinde bulundu. Yılmazer de "Resmi yazı ise neden telefon açtınız" diye sordu.  Dinç ise "Siz niye Muhittin Zenit ile görüştünüz" dedi.

Dinç, "Bu cinayet işlendi mi işlendi. Bunun olmaması için elimizden geleni yaptık" dedi.

Mahkeme başkanı ise "Senin haberin yok, onun haberi yok, bunun haberi yok ama bir ölüm var. O zaman da diyorlar ki bu adamı kim öldürdü" diye konuştu.

Dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ise "Ses getirecek eylem" notunun yer aldığı notun kendisine ulaştığını ifade etti. Kendilerine yapılan bilgilendirmenin Engin Dinç tarafından İstanbul ile paylaşılacağının, Dinç'in İstanbul'u telefonla arıyacağını söyledi.

Avukatın "Yapılan görüşmede Hrant Dink'in öldürülemesine dair elinizde olan bilgiyi İstanbul ile paylaştınız mı" şeklindeki sorusuna Dinç ile Akyürek, "Biz elimize gelen bilgiyi aynı şekilde aktardık" dedi.

'VALİYE NEDEN HABER VERİLMEDİ'

Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celaleddin Cerrah ise "Hrant Dink'in öldürüleceği gibi bir olayı vali bilmek zorundadır. Böyle bir bilgi verilmemişse o ilgili kişiler vali tarafından açığa alınır" dedi.

Cerrah, "Çok önemli diye belirtilen bir olay da operasyon planı hazırlanmalıdır. Çok önemli deniliyor ve neden düşünce aşamasındadır deniliyor. Bu kadar önemli bir olayda TEM ile ortaklaşılır ve savcıya bilgi veriliyor. Bu neden yapılmadı? Öldürme olayı varsa mutlaka savcı ilave edilir. Neden bunu yapamışlar" diye sordu. Dinç, "Ben ilgili emniyet müdürüne yazdım. Bunu size iletildi mi" dedi. Cerrah ise "Bana iletilmedi, cinayetten 3 gün kadar sonra iletildi" diye konuştu.

Cerrah, "Valiye neden iletilmedi?" şeklinde ki sorusunada Dinç, "Benim bu yetkim yok" dedi.

Sanık Sabri Uzun da Dinç'e, "Benim ile ilgili bir telefon muhaberesi olmuşmudur" dedi. Dinç ise "Bende bu soruyu hangi amaçla sorduğunu öğrenmek istiyorum. Aramadım" dedi.

Uzun, "Ben 2015 yılından önceki soruşturmanın hiç birisini kabul etmiyorum. Onların hepsi cemaat soruşturmasıdır. Hukuk ile ilgisi yok" dedi.

Sanık Erhan Tuncel, "17 Şubat 20605 tarihinde sıralı amirler listesi çıkıyor mu? Bu doğru mudur? diye sordu. Dinç ise soruya "Evet" yanıtı verdi. Tuncel, Dinç'e gönderdiği mektubu okudu. Tuncel, Hrant Dink'in vurulacağı bilgisini Türkiye'nin kendisinden öğrendiğini söyledi.

Duruşmaya Perşembe gününe kadar ara verildi.  Perşembe günü  Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevi yapan Faruk Sarı'nın sorgusu yapılacak.

ÖNCEKİ HABER

Fatih Belediyesi kağıt depolarını yıktı

SONRAKİ HABER

KESK, kıyıma karşı Ankara’ya yürüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...