06 Ekim 2016 00:16

Yine geleceğiz bekle bizi İstanbul

Özgür Radyo Programcısı Arzu Demir, radyonun kapatılmasını ve bu sırada yaşanan polis şiddetini anlattı.

Paylaş

Arzu DEMİR*

AKP/Saray rejiminin muhalif tüm sesleri susturma operasyonu kapsamında yayınımız önceki gün polis şiddetiyle durduruldu, ofisimiz mühürlendi. Kapatma kararının açıldığı ilk andan itibaren, listeye alınan televizyon ve radyoların etrafında bir dayanışmanın örgütlenerek, kararın iptalini, bunu başaramıyorsak da hayata geçirilmesini engellemeye çalıştık. 

Son gün, gelen görevli ve polislere kapıyı açmama kararı aldık. Nedeni çok basitti: Hiçbir meşruiyeti ve hukuki anlamı olmayan bir kararla karşı karşıyaydık. Hatta kendi yasalarına bile aykırı olan bir kararla, bir oldu bittiyle 21 yıllık emeği ortadan kaldırmaya çalışıyorlardı. Yayının kesilmesini engelleyemesek bile, yeniden döneceğimizin mesajını vermek için kapımızı açmadık, o süre boyunca yayını sürdürdük. 
RTÜK memurları, Çamlıca’ya giderek karasal yayını kesti. O sırada polisler, kapıyı kırarak içeriye girdi. Bunlar yaşanırken ben stüdyoda yayını sürdürüyordum. Ancak stüdyo kapısı açıktı ve tüm olanların sesleri yayına gidiyordu. İçeriye girer girmez arkadaşlarıma saldırdılar. “Özgür Radyo susturulamaz” sloganıyla karşılık verildi. Radyonun çalışanları, dinleyenleri, programcıları dövülerek gözaltına alındı. Arkadaşımız Ali Sönmez Kayar başından darbedildi, 4 dikiş atıldı başına. O sırada destek için binanın önünde toplananların da dövülerek gözaltına alındığını sonradan öğrendik. 

Arkadaşları indirirken en son stüdyoya geldiler. Önce ne yapacaklarını bilemediler. Ben yayını sürdürüyordum, şaşkın şaşkın baktılar. Sonra da yayını keseceklerini düşünerek kulaklıkları almaya başladılar. Bu sıradaki diyaloglar zaten internet yayınından dinleyicilere ulaştı. Gözaltı sırasında ilk saatlerde darp, ters kelepçe, hakaret gibi işkence ve kötü muameleye maruz kaldık. Çevik otobüsünde bekletilirken, polislerin silahlarındaki şarjörü sürekli takıp çıkartarak, “Bunların kafasına ya sıkarak ya da sıçarak susturursun” gibi tehditlerine maruz kaldık. “IŞİD candır, gerisi heyecandır” diyen polisler bizi İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğüne götürdü. Ardından serbest bırakıldık. 

Dün yaşadıklarımız, AKP/Saray tarafından verilen bir kararın, yine Saray’ın kurallarına göre, uygulama pratiğinden başka bir şey değildi. Ama hayatta sadece AKP/Saray ile onun istekleri, iradesi, keyfi, şu busu yok. Bir de ezilenlerin istek, hayal, düş, irade vs. var. Özgür Radyonun 21 yıllık pratiği bunun en somut gösteresi. 1995 yılında “Farklı ses farklı yorum” sloganıyla yayın hayatına başlayan Özgür Radyo, 5 kez 3 yıl 9 aylık yayın durdurma cezaları ile susturulmak istendi. Hepsinin tanığıyım, dün yaşadığımız da 6.sı oldu. Tüm bu zor zamanlarda gerçeğe ve bizleri “başka bir dünyaya” ulaştıracak insanlığın mirasına bağlı kaldık. Aslında bu mirasa bağlı kaldığımız ve hakikatin peşinden gittiğimiz için susturulduk. Tüm diğer susturulan kanallar gibi. İddiaları ne olursa olursun, tek gerçek bu: Cizre bodrumlarında katledilen insanları, Artvin’de Havva ninenin çığlığını, kadınların isyanını, Rojava’da halkların insanlığın özüne/komüne dönüş çabasını, işyerlerinde katledilen işçileri, nefret cinayetine kurban giden transları, eşcinselleri anlattığımız için kapatıldık. Dünyanın bir ucundan öte ucuna insanlığın mirasının aktarıcısı olduk kapatıldı. Yayın kesilmeden önce söylediğim son sözü hatırlatmak istiyoruz: Gerçeğe bağlı kaldık, doğru olanı yaptık, yine geleceğiz.  

*Özgür Radyo Programcısı 

ÖNCEKİ HABER

Kapatılmak istenen hakkın ve hakikatin sesidir

SONRAKİ HABER

Ya Benimsin Ya Kara Toprağın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...