Cezaevi arkadaşlarından Alpay’a : Mamak’tan Bakırköy'e
Alpay, Erdoğan, Kızılkay ve Kaya için tutulan Özgürlük nöbetini 12 Eylül 1980’de Necmiye Alpay’ın cezaevi arkadaşları devraldı.
Tutuklu yazar ve gazeteciler Aslı Erdoğan, Necmiye Alpay, İnan Kızılkaya ve Zana Kaya için Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde devam eden “Özgürlük Nöbeti” 12 Eylül 1980’de Necmiye Alpay’ın cezaevi arkadaşlarındaydı.
’80 darbesinin ardından Mamak Askeri Cezaevi’nde Necmiye Alpay’la birlikte kalan kadınlar Bakırköy Cezaevi önünden şöyle seslendi: “Mamak Askeri Ceza ve Tutukevi’ndeyken, bir güvercin ürkekliğindeydik önceleri... Ürktük, çekindik, korktuk, kaygılandık ve de suskunduk. Anlamaya çalıştık. Sonra toparlandık. İnsanlığımızı, kişiliğimizi, devrimci değerlerimizi savunmak üzere güçlerimizi birleştirdik. Suya atılan taş misali başladı bu başkaldırı… Önce küçük bir halka, sonra giderek büyüyen, çoğalan ve tüm suya yayılan halkalar gibi…”
Cezaevi önünde Mamaklı Kadınlar adına konuşan EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, “Bugün Emek Partisi Genel Başkanı olarak Emek Partisi adına burada değilim. 12 Eylül dönemi yolu Mamak Askeri Cezaevi kadınlar koğuşunda kesişen kadınların, koğuş arkadaşları Necmiye Alpay ve onun şimdiki koğuş arkadaşı Aslı Erdoğan ile dayanışma duygularını paylaşmak için buradayız” dedi.
Gürkan cezaevi günlerinden bu yanan yaşananları ve mücadelelerini anlatarak şöyle konuştu: “12 Eylül zindanlarından arta kalan ve Devrimci 78’lier Federasyonu’na yıllar sonra ulaşan ‘sahibine ulaşamayan mektuplar’ bu kadınları 30 yıl sonra buluşturmuştu. Bu buluşmadan ‘Kaktüsler Susuz da Yaşar’ kitabı çıktı sonra. Yaşadıklarını, tanıklıklarını, duyguları paylaşmak istediler. Zulmün zindanlarındaki yaşananlar karanlıkta kalmasın istediler. Yaşadıkları bir çöküntü olmadığı gibi kahramanlık öyküsü de değildi. İnsan olmanın gereğini yapmıştı bu kadınlar ve Mamak’tan, Diyarbakır’a, Metris’e direnen tutsaklar. Onuru için, insanlığı için. Ve bu kadınlar hala bir yerinden tutarak demokrasi ve özgürlükler mücadelesinin parçası olmaya devam ediyor.”
OHAL KHK’leri ile gazete, televizyon ve radyoların kapatılmasını eleştiren Gürkan, “Zulmün yanı sıra yalanın ve iftiranın ve iktidar politikalarının medya aracılığıyla nasıl örgütlendiğine de bizzat tanıklık etmiştik. Ama görüldüğü gibi hiçbir gerçek karanlıkta kalmıyor. İktidar da bunu bildiği için açık kapı bırakmaksızın televizyon ve radyo kanallarını susturmaya, gazeteleri kapatmaya çalışıyor. Bu çabaların nafile olduğunu da biliyoruz. Ne yaparlarsa yapsınlar hayatın sesini susturamayacak, gerçeğin ışığını söndüremeyecekler. Buradan şimdilik susturulan Hayatın Sesi, İMC, TV 10, Van TV, Zarok, Jiyan, Azadi, Denge gibi televizyon kanalları ve radyolara yönelik saldırıyı kınıyor haber alma hakkımıza sahip çıkacağımızı paylaşıyoruz” diye konuştu.
Gürkan, “12 Eylül Mamak Cezaevi kadınlar Koğuşunda yolu kesişen kadınlar olarak Necmiye ve Aslı ile dayanışma duygularımızı paylaşıyoruz. Dayanışmanın yetmeyeceğini biliyoruz, demokrasiyi ve özgürlükleri kazanmak için mücadeleye devam” açıklamasında bulundu. (İstanbul/EVRENSEL)