Televizyonların karartılması Malatya'da protesto edildi

Başabakanlığın talimatı ile aralarında Hayatın Sesi TV, TV 10, Van TV, Jiyan TV ve Zarok TV'nin de aralarında olduğu çok sayıda televizyonun kapatılması Malatya Emeksiz Meydanında yapılan basın açıklamasıyla protesto edildi. Açıklamayı Hayatın Sesi TV Malatya muhabiri Murat Gültekin okudu. Açıklamaya sendiklar, siyasi partiler ve çok dernek destek verdi.

‘EMEKTEN VE ÖZGÜRLÜKTEN YANA SESLER KARARTILIYOR’

Halklardan ve insanlardan, adalet ve eşitlikten, barıştan ve kardeşlikten, emekten ve özgürlükten yana bütün sesler karartıldığını söyleyen Gültekin, "KHK ile yayınına son verilen Tv kanallarından biriside milyonerlerin değil milyonların sesi olma iddiasıyla yola çıkan televizyonumuz Hayatın Sesi Tv’dir. Televizyonumuzun yayını hiçbir resmi tebligat olmadan keyfi bir biçimde kesilmiştir.Bir süredir AKP Hükümeti’nin RTÜK aracılığıyla televizyonumuza yönelik para cezaları ve idari cezalarla bir baskı süreci işlettiğini kamuoyu ve izleyicilerimiz tarafından bilinmektedir.  Son 3 ay içerisinde 4 kez para cezası, 4 kez de uyarı cezası olmak üzere televizyonumuza 8 ceza verildi. Bu cezaların yayın durdurma ve televizyonumuzu tümden kapatmaya yönelik adımlar olduğunu zaten ortadaydı. Şimdi, Hükümet, RTÜK’ü bile beklemeden, OHAL ve KHK düzenine dayanarak televizyonumuzun yayını durdurmuş bulunmaktadır.Hayatın Sesi, sermayeye karşı işçi ve emekçilerin, gerici dayatmalara karşı laikliğin, savaştan nemalananlara karşı barışın, bütün ezilen ve sömürülen halkların sesidir. Hükümet, bu sese düşman olduğunu ilan etmiştir. Şu unutulmamalıdır ki susturulmak istenilen; Soma ve Ermenek davasında hak arayan madencinin eşinin sesidir, iş cinayetlerine kurban giden işçilerin çocuklarının haykırışıdır,tacize, tecavüze kadın cinayetlerine karşı mücadele eden kadınların sesidir,gerici eğitime karşı laik, bilimsel ve anadilde eğitim mücadelesi verenlerin sesidir, kürt sorununun demokratik tam hak eşitliğiyle çözülmesini isteyenlerin sesidir, ekmeğine, işine sahip çıkan kamu emekçilerinin sesidir."dedi.

‘BU HUKUKSUZ UYGULAMAYI KINIYOR VE PROTESTO EDİYORUZ’

Gültekin'den sonra söz alan Çağdaş Gazeteciler Derneği başkanı İbrahim Göçmen, "OHAL rejiminde Kanun Hükmünde Kararnamelerle hiçbir hukuka, evrensel insan hakları ve demokrasi ilkelerine bağlı olmadan, Meclis denetimini ve iradesini takmadan ülkeyi istediği gibi yönetme anlayışında olan Erdoğan-AKP iktidarı, kendisine muhalif hiçbir sese tahammül edememektedir. Bir ülkede ifade ve düşünce özgürlüğü, haber alma ve iletişim özgürlüğü yoksa ve engelleniyorsa, o ülkede her gün her şey yapılabilir demektir. ‘Bize dokunmadı, susalım’ anlayışı her gün yeni acılarla, hukuksuzluklarla, demokrasi ve insan hakkı tanımaz uygulamalarla karşı karşıya kalınması anlamına gelmektedir. Bu hukuksuz kararı ve uygulamayı kınıyoruz ve protesto ediyoruz. Başta Basın Konseyi ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olmak üzere tüm basın yayın kurumlarını bu haksız ve hukuksuz uygulamanın geri alınması için her türlü hukuki girişimde bulunmaya çağırıyoruz. Yaygın medyayı, televizyon, gazete ve web sitelerini bu hukuk dışı uygulamaya karşı seslerini yükseltmeye çağırıyoruz" dedi.

‘BU FİİLİ DURUM HUKUKA AYKIRIDIR’

DBP il eş başkanı Cem Doğan ise, özgür ve muhalif yayıncılık yapanların susturulmak istenmesinin, toplumsal kesimlere yönelik baskı ve sindirme politikalarının hız kazanacağının açık göstergesidir. Bir ülke ifade ve düşünce özgürlüğü, haber alma ve iletişim özgürlüğü yoksa ve engelleniyorsa, o ülkede her gün yolsuzluk, katliam ve soykırım yapılabilir demektir. Bu fiili durum iç hukuka ve Türkiye'nin imzaladığı uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu belirtmek isteriz. 
Doksanlarda da aynı uygulamalara maruz kalan Kürt basını ve muhalif basına yapılan baskıların o dönemde olduğu gibi bu gün de biz demokrasi güçlerini susturamayacağını belirtmek isteriz. (Malatya/EVRENSEL)