30 Eylül 2016 10:40

Eren Erdem'den 'medyayı susturma girişimi' önergesi

CHP İstanbul Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Eren Erdem TBMM Başkanlığı’na 'medyaya yönelik bastırma ve susturma girişimine' ilişkin önerge verdi.

Paylaş

CHP İstanbul Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Eren Erdem, aralarında Hayatın Sesi, TV10, İMC TV, Yön Radyo’nun da bulunduğu 12 TV kanalı ve 11 radyonun kapatılmasının ardından TBMM Başkanlığı’na “medyaya yönelik bastırma ve susturma girişimine” ilişkin araştırma önergesi verdi.

Medyayı susturma girişiminin “darbecilik” olduğu vurgulanan önergede, şu ifadelere yer verildi:

“Siyasi iktidarın son haftalarda olağanüstü hal kapsamında çıkardığı kararnamelerin bazı maddeleriyle faşist darbeci Fetullah Terör Örgütü’ne karşı mücadele etmekten ziyade toplumdaki muhalif dinamikleri bastırma, korkutma ve sindirme amacıyla hareket ettiği kanısı oluşmuştur. Toplumsal muhalefeti susturmaya yönelik girişimlerin başında darbecilerle uzaktan yakından ilişkisi olmayan bazı medya kuruluşlarına karşı başlatılan cezalandırma ve kapatma girişimleri bulunmaktadır. En son olağanüstü hal kapsamında çıkarılan KHK’larla, aralarında çizgi film kanalının da bulunduğu Hayatın Sesi TV, TV10, İMC TV, Denge TV, Zarok TV, Yön Radyo gibi 12’ye yakın TV ve radyo kanalının yayınını durdurulmuştur. Yazılı, görsel veya sosyal medyada internet haberciliği yapan bu medya organlarının, hiçbir somut belge veya delil olmaksızın tamamen iktidarın keyfiliği üzerine kapatılması demokrasiye karşı yapılmış bir darbedir. Medyanın iktidarın kontrolüne geçtiği ve basın emekçilerinin objektif haber yapma kaygısının ve korkusunun olduğu bir ülkede demokrasiden söz edilemez.”

ERDEM: FAŞİST DARBE BAŞARILI OLSAYDI BU KANALLAR YİNE AYNI GEREKÇEYLE KAPATILIRDI

Medya kuruluşlarının kapatılmasının, o medya kuruluşunun bilgilendirdiği insanları ve o kanalları takip eden kitleleri de dolaylı olarak susturma, sindirme ve bastırma girişimi olduğu belirtilen önergede, “Hayatın Sesi TV, TV10, İMC TV gibi kanalların hiçbir somut belgeye dayandırılmadan ‘milli güvenliğe karşı tehdit’ gerekçesiyle kapatılması, yukarıdaki açıklamalarda da belirtildiği gibi, iktidarın, aynı zamanda toplumun farklı kesimlerine yönelik bir susturma girişimidir. Faşist darbe girişiminden sonra OHAL kapsamında çıkarılan KHK’larla birlikte, sendikalara, medyaya, akademisyenlere karşı iktidarın aldığı kararlar, artık açık şekilde görülmektedir ki, gerçek darbecileri değil, muhalif bileşenleri hedef almaktadır. 12 Eylül darbesinin hemen akabinde de cunta medyayı hedef almış ve sendikalar, partiler ve STK’lar gibi o günün en önemli yayın organı gazeteler, ‘milli güvenlik’ bahanesiyle kontrol altına alınmaya çalışılmıştır. Zira 15 Temmuz’daki hain darbe girişimi de başarılı olsaydı, bahsi geçen TV kanalları ve radyo yayınları yine aynı gerekçeyle kapatılacaktı” ifadeleri yer aldı.

ERDEM: DARBEYE KARŞI DEMOKRASİYİ SAVUNMAK HALKIN HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KORUMAKLA OLUR

Halkın haber alma özgürlüğünü korumanın ve medyanın tektipleştirilmesinin engellenme çabasının, aynı zamanda darbeye karşı mücadeleyi ve demokrasiyi savunmak anlamı da taşıdığını belirten CHP’li Erdem, Meclis Başkanlığı’ndan 15 Temmuz faşist darbe girişimi sonrası, basına yönelik saldırıların arkasındaki güçlerin ve bunların nihai hedefinin tespit edilmesi ve medyanın sindirme politikalarına karşı desteklenmesinin yollarının belirlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98’inci maddesi ve TBMM içtüzüğünün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince bir araştırma komisyonu kurularak konunun tüm boyutları ile araştırılmasını talep etti. (MEDYA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

TV ve radyoların kapatılmasına Londra'dan tepki gösterildi

SONRAKİ HABER

Van Gogh İtalyan mafyasından kurtarıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa