'Susturulan televizyonlara sahip çıkmalıyız'

Can KAYLAN
Bursa

Hayatın Sesi TV, TV 10 ve Zarok TV'nin de aralarında olduğu çok sayıda televizyonun kapatılması Bursa Çağdaş Gazeteciler Derneğinde yapılan basın açıklamasıyla protesto edildi. Açıklamaya CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, KESK Bursa Şubeler Platformu, TÜMTİS, TMMOB, Pir Sultan Abdal Derneği ve Bursa Hacıbektaş Veli Derneğinin yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve dernekler destek verdi.

Siyasi iktidar TÜRKSAT uydusundan kendi politikaları açısından sorun olarak gördüğü hiçbir televizyon kanalının yayınına izin vermeyeceğini ilan ettiğini söyleyen Hayatın Sesi TV Bursa Temsilcisi Uğur Ökdemir sözlerine şöyle devam etti: “Televizyonumuzun yayını hiçbir resmi tebligat olmadan keyfi bir biçimde kesildi. TÜRKSAT’tan bize sözlü olarak verilen bilgiye göre, Hükümet KHK’sına dayanarak verilen talimat doğrultusunda TÜRKSAT yayınımızı durdurdu. Hayatın Sesi, sermayeye karşı işçi ve emekçilerin, gerici dayatmalara karşı laikliğin, savaştan nemalananlara karşı barışın, bütün ezilen ve sömürülen halkların sesidir. Hükümet, bu sese düşman olduğunu ilan etmiştir. 15 Temmuz darbe girişimini kendisi için bir fırsata dönüştüren AKP iktidarı, içeride ve dışarıda sürdürdüğü savaş ve sömürü politikalarının karşısında duran basın organlarını susturarak, halkın haber alma hakkına, basın özgürlüğüne ağır bir darbe indirmiştir. Emek, demokrasi, laiklik ve barışı temel ilkeler olarak benimseyen televizyonumuza yönelik bu keyfi kararı kınıyoruz. Tüm emekçileri ve ezilenleri de televizyonumuzla dayanışmaya, haber alma hakkına, basın özgürlüğüne sahip çıkmaya çağırıyoruz. Bütün bu cezalandırma sürecinde daha önce de söylediğimiz sözün arkasındayız: Hayatın önünde duramazsınız. Tek sese biat etmeyeceğiz” dedi.

BİRLEŞEREK BU BASKIYA DUR DİYEBİLİRİZ

"Basını bu şekilde susturarak sadece cumhurbaşkanı gibi düşünen onun gibi inanan insanların dışında kim varsa herkesi düşman ilan edip korkutup sindirmek isteniyor" diyen CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “Dün susturulan 12 kanalın Fethullah Gülen'le hiçbir ilgisinin olmadığını hepimiz biliyoruz. Onlar da biliyor ama fırsat bu fırsat sıkıyönetim koşullarını uyguluyorlar. Bunu mecliste de gündeme getireceğiz fakat meclisin de bir önemi harbiyesi kalmamıştır.  Tek şeye ihtiyacımız var birleşip muhalif olan herkesi bir araya getirip bu faşizme karşı ortak mücadele etmek gerekir. Kapatılana kanalların sonuna kadar yanındayız. Bu baskının bir an önce durmasını istiyoruz. Onun için birlik olup bu faşizmi durduralım” dedi.

"Biz emekçiler olarak en başından beri darbelere karşı olduk" diyen KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Süleyman Ayyılmaz; “Çünkü darbeler emekçilerin haklarını alıp götürür. Ne yazık ki darbeyi bastırdık diyen hükümet okun ucunu muhaliflere döndürdü. Bunu her gün yaşıyoruz. Televizyon kanallarını kapatırsınız, sendikaları kapatırsınız bu insanlar üç beş sene bu insanlar ızdırap çekerler fakat bir gün gelir mücadele tekrar yükselir ve hukuk yerini bulur. Barışın yolu kardeşliğin yolu hukuktan geçer ve bunun içinde sonuna kadar da mücadele edeceğiz” dedi.

"Muhalif olan tüm sesleri susturmaya çalışıyorlar" diyen Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Bursa Şube Başkanı Ali Öztür, “İnsanları sindirmeye çalışacaklar. Bugün bir çocuk televizyonu bile kapatılıyor. Kürtlere tahammül edemedikleri gibi çocuklara da tahammülleri yok. Biz sesimizi çıkarmazsak sineye çekilirsek bu baskılar artacak. Korkmadan yılmadan çocuklarımız için mücadele etmeliyiz” dedi.

İŞ CİNAYETLERİ OLUYOR HABERİNİ YAPAN BASIN KAPATILIYOR

"İş cinayetinde işçiler ölüyor fakat susturulan Evrensel Gazetesi, Hayatın Sesi Tv, Birgün Gazetesi" oluyor diyen TÜMTİS Bursa Şube Başkanı Özdemir Aslan, “Bu gazeteler dışında hiçbir yerde yer bulmuyor bu haberler. Bu ülkenin gencecik insanları ekmek kazanmak için evlerinden çıkıyor patronların para kazanma hırsı yüzünden ölüyor. Fakat tutuklama hiç olmuyor. Özgür basın susturulamaz bunlar AKP faşizmidir biz bu baskılardan güç birliği yaparak çıkabiliriz” dedi.  "Bu kapatmalar çok da sürpriz olmadı" diyen TMMOB Bursa Şube Başkanı İbrahim Mart, “Uzunca bir süredir baskı ve şiddet ortamını yaşıyoruz. Türkiye basın özgürlüğünde son sıralarda olduğu için bu kapatmaların olması sürpriz olmadı bize. Anti demokratik uygulamalar artarken buna karşı durmak gerek ve ortak mücadele ortamı yaratmalıyız. Birlikte geniş bir muhalefet ağı örerek bu baskılara son vermeliyiz ve kapatılan kanallara gazetelere sahip çıkmalıyız” dedi. (Bursa/EVRENSEL)